"Biz Mem u Zin filmini Güneydoğu'da zor şartlarda çektik. İstanbul'a döndüğümüzde gazeteci bir yakınım, büyük gazetelerden birinin patronuna bir ölüm listesi iletildiğini söyledi. Listede Mem u Zin de rol alanların da adı varmış. Sonra liste elime geçti. Bunu ilk kez açıklıyorum."
Yurtdışında yaşayan Türkiye kökenli Kürt sinemacılar, Kürtlük bilincine eriştikten sonra filmler çekmeye başladılar. Gelip burada biraz da turistik bir gözle bakıyorlar. Bir Kürt oryantalizmi var bence. Ama bunu da çok yararlı buluyorum.
Hiçbir zaman 'Türkiye' sineması olamadı ki! Hep Türk sineması oldu. Zaten öyle olsaydı bugün Türk- Kürt sineması gibi şeyleri konuşmazdık. Türkiye devleti deseydik, altını da doldurmuş olsaydık, o zaman kimse rahatsızlık duymazdı.
Sansür heyeti 'Hakkâri'de Bir Mevsim'i seyretmeden, sırf adında 'Hakkâri' geçiyor olması sebebiyle önyargılı izledi. Bana karşı en ufak sempati dahi göstermediler. Kararları önceden belliydi. Kulakları bükülmüştü. Hemen oybirliğiyle karar verdiler.
Kaynak: Bugün