Gezerken mi fotoğraf çekiyoruz yoksa fotoğraf çekmek için mi geziyoruz? Sanırım günümüzde ikincisi daha ağır basıyor. İlk önce an kaçıyormuş gibi görünse de, aslında anı durduruyoruz, sonrasında biriktirdiğimiz her ana bakıp mutlu oluyoruz. Artık gezeceğimiz yerleri bile çekilecek fotoğraflara göre seçer olduk. Viyana, bir kere geldiniz mi mutlaka tekrar gitmek isteyeceğiniz şehirlerin başında geliyor; şüphesiz en çok fotoğraf çekmek isteyeceğiniz yerlerin de. Sanatın gücüyle renklenen binaları, tarihi yapıları, sokak sanatçılarının yaratıcılıkları; her yer rengarenk. Fotoğrafı çekilecek o kadar güzel yerler var ki, bayıldığım sanatsal binalar Hundertwasser House'da (Bu bina Viyana'da en çok fotoğrafı çekilen ve turist çeken binaların başında geliyor). Gökkuşağı gibi evler tam bir sanat eseri. Bir diğer sanat eseri ise çiçeklerle boyanmış Otto Wagner Haus. Tüm ihtişamıyla size en iyi gece poz veren Aziz Stefan Katedrali'ni de unutmamak gerek, Belvedere Sarayı, Karl Kilisesi... Daha o kadar çok yer var ki, şehrin her halini fotoğraflamamak için insan kendini zor tutuyor. Ben Huawei P20 Pro ile şehrin her anını yakaladım; ne de olsa dünyanın ilk üçlü Leica kameralı telefonu o. Artık büyük fotoğraf makineleriyle gezmemize gerek yok.