Bu sene 56'ncısı düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali'ni geride bıraktık ama tartışmalar devam ediyor. Neden mi?
Bu sene yerli filmlerin de yarıştığı festivalde, Ali Özel'in yönettiği 'Bozkır' filminin 10 dalda birden ödül alması. Zeki Demirkubuz'un başkanı, Emre Erkmen, Latife Tekin, Mert Fırat ve Şebnem Bozoklu'nun üyesi olduğu 'Ulusal Film Yarışması' jürisinin bu kararı birçok sinema eleştirmenini de şaşkınlığa uğrattı. Jüri tarafından adeta bir başyapıt ilan edilen 'Bozkır'ın izleyiciden nasıl ilgi göreceği de merak konusu.
Film hak etti, hak etmedi tartışmasının yanı sıra olaya bir de yönetmenlik açısından itiraz edenler var.
Bu isimlerden biri de Sinema Eserleri Yapımcıları Meslek Birliği Yönetim Kurulu Üyesi-Yapımcı Yamaç Okur. Ben de bu konuyu konuşmak üzere Okur'u aradım.
'Bozkır'ın içeriğinden önce aldığı ödüllerin tartışılıyor olmasının aslında filme yapılmış büyük bir haksızlık olduğunu belirten Okur şunları söyledi:
"Öncelikle 'Bozkır' filminin yönetmeni ve yapımcısı Ali Özel'i, aldığı ödüllerden dolayı tebrik ederim. Keşke kendisi bu denli ödül aldığı bir yılda bu polemiklerin içinde anılmasaydı. Jürinin verdiği iki ödül, festivalin yönetmeliği ile çelişmektedir. Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü'nün paylaştırılamayacağı yönetmeliğin 23'üncü maddesinde açıkça belirtildiği halde 100.000 TL para ödülü de içeren bu ödül 'Aşk, Büyü, vs' ve 'Küçük Şeyler' filmleri arasında paylaştırılmıştır.
Yine yönetmeliğin 27'nci maddesinde aynı filme En İyi Film ve En İyi İlk Film Ödülü verilemeyeceği açıkça belirtilmiştir.
Ancak 'Bozkır' filmine bu iki kategoride birden ödül verilmiştir.
Festival yönetimi, genel festival teamüllerine de aykırı olan bu karar konusunda jüriyi uyarmayarak festivalin saygınlığına zarar vermiştir.
Belediye ve festival yönetimi tarafından yapılan açıklamalarda, yönetmeliğin 51'inci maddesine atıf yapılarak değişiklik yapıldığı belirtilmiştir.
Oysa 51'inci maddede 'Yönetmelikte belirtilmeyen hususlarda karar yetkisi ve değişiklik hakkının Festival Yönetimi'ne ait' olduğu açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla bu iki karar, keyfi ve yönetmeliğe uymayan kararlar olarak festival tarihine geçmiştir. Keşke öze dönüş temasının hakim olduğu ve ulusal yarışmaların uzun metraj, kısa film ve belgesel yarışmalarıyla geri döndüğü ve son kapanış gününe kadar olabildiğince güzel giden Altın Portakal Film Festivali böyle anılmasaydı." Yamaç Okur, "Daha önce Altın Portakal Film Festivali'nde bu kadar çok ödül alan bir film olmuş muydu?" diye sorduğumda ise şöyle cevap verdi:
"Hatırladığım kadarıyla son 20 yılda, 2004'te Uğur Yücel'in 'Yazı Tura' filmi 10 ödüle ve 2006'da Özer Kızıltan'ın 'Takva' filmi dokuz ödüle değer görülmüştü. Eğer jüri festivalin yönetmeliğine uyarak kararlarını verseydi, 'Bozkır'ın ana jüri tarafından dokuz ödüle değer görülmesi kamuoyunda bu denli tartışma yaratmazdı. Jüri, verdiği bu kararlarla festivalin önüne geçmiş oldu. Bu filme En İyi Film ve En İyi İlk Film ödülü verilmesi bence 'Bozkır'a yapılmış bir haksızlıktır. Sadece filme de değil, hem yönetmenine, hem film ekibine büyük bir haksızlık.
Festivalde yönetmeliğe uyulmadığı için bu durum sektörde infial yarattı. Keşke bunlar yaşanmasaydı."