Arabesk dünyasının efsane ismi Ferdi Tayfur, sessizliğini GÜNAYDIN'a bozdu. Sanat kariyeri hakkında özel açıklamalar yapan Tayfur, milli birliğimiz ve beraberliğimiz için 'Neye Yarar' adında yeni bir beste yaptığını da söyledi.
Tayfur, "Başka vatanımız yok, ülkemize bir şey olursa ancak sığınmacı olarak yaşarız başka topraklarda; bunun farkına varalım. Toprak bütünlüğümüzü ve Misak-ı Milli sınırlarımızı korumamız için ne gerekiyorsa yapmalıyız" dedi.
Sahnelere uzun zaman ara verdiniz...
Hastalandıktan sonra müziğe karşı iştahım kalmadı. Müzik heyecan işidir.
Rahatsızlığımla bu heyecanımı yitirdim. Yoksa yine sahneye çıkıp şarkı söylemek, yüzbinleri coşturmak isterim. Ama o tahammülü artık kendimde bulamıyorum.
Yıllar geçmesine rağmen şarkılarınız hâlâ popülerliğini koruyor.
Son olarak bunu 'Bana da Söyle' şarkınızda gördük...
Ziynet Sali şarkımı çok güzel okumuş.
Çok beğendim onun yorumunu.
Bugüne kadar hep sağlam şarkılar yaptım. Halkın içinden geldiğim, onların yaşadıklarına şahit olduğum için şarkılarım onların yüreğine dokunuyor. Zamanında içi yanmış, yoksulluğu görmüş biriyim.
Bağrı yanık olduğum için böyle şarkılar yaptım.
BENİ YANILTAN ŞARKILAR OLDU
Sevilen şarkılarınızı yeniden bir projede toplamayı düşünüyor musunuz peki?
Hayır. Zaten o şarkıları en iyi şekilde zamanında söylemişim.
Şimdi bir daha söylemeyi anlamlı bulmuyorum.
Sizi şaşırtan şarkılarınız oldu mu? "Çok beğenilir" dediğiniz ama beğenilmeyen ya da "İlgi görmez" dediğiniz ama çok ilgi gören...
Stüdyoda tüm şarkılar bomba gibi görünür ama o yanıltmamalı sanatçıyı.
Beni de yanıltan şarkılarım oldu.
"Bu iş yapmaz" denilen ama çok beğenilenler de oldu. 'Fadime'nin Düğünü' mesela. "Bu şarkı tutmaz" dedi çevremdekiler ama ben inanıyordum şarkıma. Ve inandığım gibi de oldu. Şarkı uzun yıllar dillerden düşmedi.
ONUN BUNUN SANATÇISI OLMAZ
Yokluktan gelip şöhretin zirvesine çıktınız. Bu değişim sizi nasıl etkiledi?
6 yaşında babamı kaybettim.
Babam öldüğünde cebimizde bir liramız yoktu. Ben böyle bir yerden başladım hayata. Para kazanmam lazımdı.
Müzik yapmaktan başka çarem yoktu. İnsan çaresiz kalınca tüm yeteneklerini kullanmak zorunda kalıyor.
Ben de öyle yaptım. Yaptığım müzikle başkaldırdım hayata. Şarkılarım, filmlerin bana paranın yanı sıra şöhreti de getirdi. Ben bu kadar parlayacağımı da hiç düşünmüyordum. Şöhret sahibi olmam beni hiç etkilemedi.
Şöhreti hiç tınlamadım. Hep önüme baktım, müziğimle daha iyisini yapmaya çalıştım. Zirvedeyim diye böbürlenirsen yarım kalırsın, tam olmak istiyorsan daha çok çalışmalı ve kendini geliştirmelisin. Ayıplarım şöhret sahibi olduktan sonra değişenleri.
Ne kadar şöhret sahibi olursam olayım, hiçbir zaman korumam olmadı.
Benim korumam halkımdır. Halkın arasında tek başıma geziyorum.
Sanatçıyız biz, kendimizi kimden koruyacağız ki? O yüzden korumayla gezenleri anlamıyorum. Ben hep söylüyorum, yine söyleyeceğim; sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur. Sanatçı aydındır, tüm menfaatlerini bir kenara koyup ülkesini düşünendir. Sanatçı milleti için, memleket için sanatçıdır.
O tarafın, bu tarafın sanatçısı olunmamalı. Önceliğine milletinin çıkarlarını koymalı. Çünkü memleket yoksa bizim sanatçılığımız da bir işe yaramaz.
NE ABD, NE AVRUPA DOSTUMUZ
Bu sözünüzü biraz açar mısınız?
Benim önceliğim hep ülkem oldu. Atatürkçü bir insanım.
Atatürk ve silah arkadaşlarının kurtuluş mücadelesini hiçbir zaman unutmamalıyız.
Başka vatanımız yok, ülkemize bir şey olursa ancak sığınmacı olarak yaşarız başka topraklarda; bunun farkına varalım. Toprak bütünlüğümüzü ve Misak-ı Milli sınırlarımızı korumamız için ne gerekiyorsa yapmalıyız.
Bu ülkeye kim ihanet ediyorsa yanlışın en büyüğünü yapıyor.
Ülke olarak kenetlenmek zorundayız, başka çaremiz yok. Ülkemizin kalkınması için her alanda topyekûn mücadele vermeliyiz. Eğitim, hukuk, ekonomi, tarım alanındaki eksiklerimizi tamamlamalıyız. Eğitimli ve liyakat sahibi insanlar yetiştirmek ülkemizin geleceği için çok önemli. Ben ömrüm boyunca ülke sevgisini kalbinde taşımış biriyim. İstiyorum ki; Türkiye toprak bütünlüğünü, birliğini ve beraberliğini ilelebet korusun. Bizim kendimizden başka dostumuz yok bunu unutmayalım. Ne Amerika, ne Avrupa bizim dostumuz. Onlar için öncelik kendi çıkarları. Görüyorsunuz işte sınırımızda Amerika'nın yaptıklarını.
İçinde bulunduğumuz koşullarda Türkiye'nin güvenli bölge planını çok yerinde buluyorum. Amerika yine kalleşlik yapıyor bu konuda da.
Onun işi gücü silah satmak, başka bir amacı yok.
Bir sanatçı olarak ülke birliğinin önemine işaret ediyorsunuz. Bunu anlatan bir besteniz var mı?
Yakın zamanda bir beste yaptım.
Açıkçası yanlış anlaşılır diye de paylaşmamıştım.
Siz sorunca söylemek istedim. Son yıllarda yaşadıklarımız geldi gözümün önüne bu besteyi yaparken. Türkiye'nin milli birlik ve beraberliği için yazdım 'Neye Yarar'ı.
HAYATIM FİLM OLMASIN
Irgatlıktan bugünlere gelmiş biri olarak hayatınızın filme çekilmesini istiyor musunuz?
Hayır, gerek yok. Müslüm'ü çektiler ama o öldükten sonra. Ben öldükten sonra da hayatımın film olarak çekilmesini istemiyorum. Zaten bugüne kadar beni anlatan belgeseller yapıldı. Halkımız benimle ilgili her şeyi biliyor zaten. Sanatımı hep kalbimle, samimiyetle yaptım. Bunu en iyi halk fark ediyor. O samimiyet ve sevgi aramızda güçlü bağ oluşturdu.
O bağ da hiçbir zaman kopmaz.
ERDOĞAN VEFAKARLIĞINDAN DOLAYI İHANETE UĞRUYOR
■ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de en sevdiği sanatçılardan birisiniz...
Devlet Bey ile aynı topraktanız, Çukurovalıyız. Aynı havayı solumuşuz. Şivemiz aynı. Bu yüzden şarkılarımın melodisi, sözleri ona yakın geliyor. Kendisi görgülü ve iyi biri. Onu eleştirenler var ama gereklilikten dolayı böyle bir politika izliyor. Adı Devlet zaten. Ülke, bayrak ve vatan için ne gerekiyorsa onu yapıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da aynı şekilde. Ben Cumhurbaşkanını eskiden beri tanırım. Onun da zor bir hayatı olmuş benim gibi. Gerçekten çok güzel ve vefalı bir insan. Vefa hissettiği insanları kırmayan bir yapıya sahip. Zaten Erdoğan, vefakarlığından dolayı ihanete uğruyor çevresinden. Onun iyi niyetini kullanan riyakarlar ihanet ediyor ona. Bu konuda dikkatli olmalı. Erdoğan, bir adamın elini sıkıp söz verdiği zaman dönmüyor sözünden. Dış politikada da böyle. Bir ülkeyle el sıkışıp anlaştığı zaman kötü olmak istemiyor.
ARABESKTE BİZİM GİBİ DÖRTLÜ BİR DAHA ÇIKMAZ
■ Geçmiş yıllarda yaptığınız bir söyleşinizde "Arabesk bitmez" demiştiniz...
Yoksulluk, açlık, haksızlıklar bitmeden arabesk bitmez. Dünya düzeni değişmedikçe arabesk bitmeyecek. Arabesk sadece Türkiye'ye özgü değil. Her ülkenin arabeski var. Her ülkede acılar, yoksulluklar, haksızlıklar yaşanıyor. Bunlar var olduğu müddetçe de arabesk hep olacak. Şunu da söylemek istiyorum, Türkiye'de arabesk denilince akla dört isim geliyor. Ben, Orhan Gencebay, Müslüm Gürses ve İbrahim Tatlıses. Mahşerin dört atlısıydık. Beşincisi yok. Bizim gibi bir dörtlü bir daha çıkmaz. Bakın şimdi arabesk dünyasına, bizden sonra ortalık bomboş.