Türk Edebiyatı'nda önde gelen şairlerden biri olan Fazıl Hüsnü Dağlarca 2008 yılında hayatını kaybetmişti. Ölümünün ardından vasiyetnamesi açıklanmış ve annesi Kadriye Dağlarca'dan kalan Konya ilindeki evlerin kendi hisselerini Mehmetçik Vakfına bağışlamıştı. TSK devir işlemleri sırasında Hüsnü Dağlarca'nın kurumuna bağışladığı evin bir varisi daha olduğunu tespit etti. Dağlarca'nın bıraktığı annesinde kalan ev üzerinde kardeşi Piraye'nin de hakkı bulunuyordu.
ŞAİRİN KARDEŞİNDEN HABER ALINAMIYOR
1922 doğumlu Piraye Dağlarca, babasının vefatından sonra annesi Kadriye Dağlarca ile birlikte yaşamış, psikolojik mezunu olup İstanbul'da bir dönem öğretmenlik yapmıştır. Erkek arkadaşının ameliyat sırasında ölmesinden sonra kimseyle evlenmemiş, annesinin ölümünden sonra ise yalnız yaşamaya başlamıştı. En son huzurevinde görülen Dağlarca'dan haber alınamıyor.
AKIBETİ ARAŞTIRILIYOR
TSK Piraye Dağlarca'ya ulaşamadıklarını bu nedenle devrin tamamlanamadığını belirtip İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine başvurdu. TSK tarafından açılan davada Piraye'nin ev üzerindeki hakkından feragat etmesini istedi. Açılan davada Piraye Dağlarca'nın vefat etmediği fakat 1994 yılından beri kendisinden haber alınamadığı tespit etti. Piraye Dağlarca'nın bulunması için nüfus bilgilerinde hayatta olan akrabalarının ifadelerine başvurdu.
MİRAS DAVASI DEVAM EDİYOR
Geçtiğimiz günlerde Dağlarca'nın yeğeni görülen duruşmada tanık olarak dinlendi. İfadesinde 'Teyzemin yaşayıp yaşamadığı hakkında bir bilgim yoktur. En son 1994 yılında gördüm. 1995 yılında çevremden duyduğum kadarıyla Hatay'da bir huzurevinde kalıyormuş. O zamandan beri kendisinden haber alamadık.' şeklinde konuştu. Dağlarca'nın akıbetinin belirlenmesi için dava devam ediyor.