ERDOĞAN ÇOK GÜÇLÜ LİDER BİRÇOK SORUNLA TEK BAŞINA MÜCADELE EDİYOR
Galatasaray'da başkanlık döneminde unutulmaz başarılara imza atan Faruk Süren, GÜNAYDIN'a konuştu. "Şimdiki Galatasaray'da benim başkanlık dönemimdeki takım ruhu yok" diyen Süren, yönetimde tecrübesiz çok insan olduğunu söyledi.
- Kendinizi tipik bir Osmanlı olarak gördüğünüzü söylemiştiniz...
Babamın tarafı 1700'lerde İstanbul'a yerleşmiş, annemin tarafı ise 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Saraybosna'dan buraya göç etmiş. Osmanlı'daki kültürel mozaiğe dahil bir ferdim. Ben kendimi Türk hissediyorum ve eski İstanbullu olarak görüyorum. Osmanlı benzetmesi de kentli ve eski İstanbullu bir ailenin mensubu olmamdan dolayı kaynaklanıyor.
İstanbul, müthiş bir şehir. İçinden deniz geçen dünyada böyle başka güzel bir şehir yok. İstanbul çok gelişti ve büyüdü.
Bu kenti yönetmek de zor. 17 milyon nüfusla bir ülke gibi. Böyle bir şehrin sorunlarıyla baş etmek kolay değil.
Trafik, hâlâ büyük sorun.
METROYU KULLANIYORUM
- Yeni ulaşım araçları devreye sokuluyor bu sorun için...
Son 20 yıldır toplu taşımacılığa çok önem verildi. Çok da güzel projeler hayata geçirildi. Trafikten kaçmak için toplu taşıma araçlarından yararlanıyorum.
Metroyu çok sık kullanıyorum. İstanbul'un trafik sorununun sadece toplu taşıma ağları yapılarak çözüleceğine inanmıyorum.
Sürücülere de sorumluluk düşüyor.
- Galatasaray, başkanlığınız döneminde üst üste şampiyon olmanın yanı sıra UEFA Kupası'nı ve Süper Kupa'yı da kazandı ama şimdi arzu edilen başarıya ulaşamıyor. Eksik olan ne?
Bir tek futbolcu veya teknik direktörle yakalanmıyor başarı. Ne yazık ki şimdiki Galatasaray'da benim başkanlık dönemimdeki takım ruhu, o ahenk ve hırs yok. O zamanki takım hep gençlerden oluşuyordu.
Çok stratejik transferlerle takımı zengin hale getirdik. Şimdi ise alttan gelen genç oyuncu sayısı eskisi gibi değil. Avrupa'dan artık oynatılmayan oyuncuları transfer edip Avrupa takımlarını yenmeye çalışıyoruz. Bu yanlış bir anlayış.
Zaten eksi bütçe ile hareket ediliyor. Borçlanmak kötü değil ama zararı finanse etmek için de kullanılmamalı. Borcu doğru kullanmak gerekiyor. Ben ve ekibim, futbolun bir endüstri olduğu bilinciyle hareket ettik ve yenilikler getirdik. Türkiye'de futbolu endüstrileştiren ilk takım Galatasaray'dır.
O KADAR ÇOK HEDEF OLDUM Kİ...
- GS en başarılı dönemini yaşarken, siz ani kararla başkanlığı bıraktınız. Neden?
Hiçbir başarı cezasız kalmaz. Kazandığımız başarılar sonrası aleyhime çok büyük kampanya yapılmaya başlanmıştı. Çok yıpratıldım.
O kadar çok hedef oldum ki, ben ve ailem dışında GS de zarar görmeye başlamıştı.
Ben de bıraktım başkanlığı.
- GS camiasının içindekiler mi yaptı?
Evet. Ben düşmanlarımla baş ederim, Allah beni dostlarımın kötülüğünden korusun.
Arka arkaya çok başarı yakalamamız hazımsızlık yarattı. Çok büyük haksızlığa uğradım. O kadar uğraştılar ki benimle, iş hayatım da çok kötü etkilendi o dönem.
Başarının bedeli bu kadar ağır olmamalıydı.
- Bankalar Birliği'nin spor kulüplerinin borçlarını yapılandırmasını nasıl buldunuz?
Çok önemli bir hamle bu. Devlet, spor kulüplerini rahatlatmak için elinden geleni yapıyor. Ama kulüplerin çok büyük borçları var. Bunların ne kadarını nasıl ödeyecekler bununla ilgili netleşmeyen çok nokta var.
Galatasaray'a gelen yönetimler enkaz aldık edebiyatı yapıyorlar ama kendileri de enkaz devrederek çıkıyor. Bu enkazdan nasıl çıkılacak?
Bu sorunun cevabını arayan yok.
Yönetim, bunun cevabını bularak ilerlemeli.
- Yeni Zelanda'daki terör saldırısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnsanlık adına çok üzücü. İslamofobi'nin sonucu bu terör saldırısı. Yanlış eğitim ve bilgilendirmeden dolayı artış oldu İslamofobide.
Avrupa medyasının da bunda sorumluluğu var. Dünya zor dönemden geçiyor.
Mülteciler, ekonomik dengesizlikler, yoksulluk...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Dünya beşten büyüktür' sözü çok doğru. Dünyadaki bu dengesizliklere ve haksızlıklara son vermek için mücadele etmek gerekiyor.
GENÇLERLE TECRÜBE BİRLEŞMELİ
- Galatasaray'a bir daha başkan olmayı düşünür müsünüz?
GS başkanı olmak çok şerefli bir şey. GS, benim için bir yaşam tarzı. Ama şu an böyle bir düşüncem yok. Galatasaray'ın başarılı olabilmesi için gençlerle tecrübeyi birleştirecek bir formül bulunmalı. Böylelikle bir sistem oturtmuş oluruz. Şimdiki yönetimde tecrübesiz çok insan var. Abdürrahim Albayrak hariç, bir senelik tecrübesi var yönetimdekilerin. Yükün önemli bölümünü Albayrak alıyor zaten, üstüne maddi-manevi çok emek veriyor. GS'de yönetime paraşütle inildiği için istenilen başarı yakalanmıyor.
TÜRKİYE EKONOMİK AÇIDAN HIÇBIR ZAMAN GERIYE GİTMEDİ
- Ekonomik açıdan nasıl görüyorsunuz Türkiye'yi?
Türkiye, ekonomik açıdan hiçbir zaman geriye gitmedi. Dünyadaki gibi ülkemizde de nakit sıkıntısı var. Güven eksikliğine bağlı ekonomik sorunlarla karşılaşıyoruz. Yurt dışından aleyhimize hamleler yapılıyor. Üretime ağırlık vermeliyiz. Sermayenin gelmesi için daha çok hamle yapmalıyız. Sermayenin dini, dili veya ırkı yok. 'Fabrikalarımızı yabancılara sattınız' diye kızanları anlamıyorum. Fabrikaların özelleştirilmesini doğru buluyorum. Fabrikalarımız bir yere gitmiyor, burada duruyor. Sermaye geliyor ülkemize, böyle bakmalıyız.
ERDOĞAN'IN MÜCADELECİ YANINI TAKDIR EDİYORUM
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı belediye başkanlığı döneminden beri tanıyorsunuz, öyle değil mi?
Evet. Müthiş bir belediye başkanıydı. Hatta stadın Ali Sami Yen'de yapılmasına izin vermişti. Ruhsat iznini bile vermişti ama bizimkiler vazgeçti. Erdoğan son derece ilgili bir belediye başkanıydı, hâlâ da aynı aktifliğini sürdürüyor. Çok güçlü bir lider gerçekten. Mücadeleci yanını da çok takdir ediyorum. Birçok sorunla tek başına mücadele ediyor. Geçen gün televizyonda katıldığı bir programda izledim kendisini. Konuştuğu her konuya son derece hakim ve bilgili.