Uzun süren sessizliğini TRT Müzik'teki 'Aynı Sahnede' isimli programla bozan ünlü şarkıcı Mine Koşan; sanat hayatı boyunca yaşadığı sıkıntıları büyük bir samimiyetle anlattı... Sekiz ay önce annesini kaybeden Koşan'la; müziğe ara verdiği dönemde neler yaptığını ve özel hayatını da konuştuk.
HEM ERKEK HEM KADIN OLDUM
Uzun süredir sizi ekranlarda görmüyoruz. Bu sessizliğin özel bir nedeni var mı?
Açıkçası ruh ve beden sağlığımı korumak için bir süreliğine kendi kabuğuma çekildim. Müzik sektörü uçurumun dibine geldi, bu nedenle ben de kendimi bu ortamdan uzak tuttum. Bu dönem ibadetimi yerine getirip iç huzurumla meşgul olmak istedim. Kendimi dinleyip neler yapmak istediğime karar verdim. Gözlem yapmayı çok seven birisiyim. Bu dönemde bol bol gözlem yaptım. Benim sürekli gündemde olmak gibi bir derdim yoktur. Sessiz ve derinden iddialı olanlardanım. Bu arada uzun bir süre de annemin hastalığıyla ilgilendim. Annem sekiz ay önce vefat etti. Hal böyle olunca; evin hem erkeği, hem de kadını oldum.
Hem erkek, hem kadın olmak yorucu değil mi? İkisinden birini seçmek zorunda olsaydınız hangisi olurdunuz?
Ben tipik bir Yay burcuyum. Kendimle ilgili çok sorun çıkaran biriyim ama yarattığım sorunları da kendim çözebiliyorum. Bu yüzden çok fazla yorulmuyorum. Çok da hassasım ama böyle olmasaydım sanatçı olamazdım. Benim gece hayatım yoktur, alkol almam. Evimde dostlarımı ağırlamayı severim. Ama hayat bu; yıllar önce babamı kaybedince evin sorumluluğu üzerime kaldı. Her iki kimliği de üzerimde taşıyabilecek beceriye sahibim. Ailem benim için çok kıymetlidir. Onlar söz konusu olduğu için bu durumdan hiçbir zaman şikayetçi olmadım.
KAYAHAN BU KEZ PARA İSTEMEDİ
Sessiz kaldığınız bu dönemde neler yaptınız peki?
TRT Müzik'e 'Aynı Sahnede' adında bir program yaptım. Şu an programımız tatile girdi, yeni sezonda tekrar başlayacak. Program benim yeterince vaktimi alıyordu. Ayrıca 'Hürrem Sultan' projesi vardı; danslı bir müzikal gibiydi. Orada sesimi enstrüman gibi kullandılar. Ama o proje çok iyi tanıtılamadı, bu yüzden çok fazla kişiye ulaşmadı. Müslüm Gürses'in albümünde 'Ölüyorum Kederimden' isimli şarkıyı seslendirdim. Çorbada tuzumuz bulunsun istedim. Müslüm benim kıymetli bir dostumdur. Son yolculuğunda da bulundum.
Kayahan'ın çıkaracağı klasikler albümünde bir şarkı da siz seslendireceksiniz, öyle değil mi?
Kayahan Bey'le ilginç bir diyaloğumuz oldu aslında. Yıllar önce hayatımda ilk kez bir sanatçıdan, bir şarkı istedim. 'Allah'ım Neydi Günahım?' çok sevdiğim ve okumak istediğim bir şarkıydı. Kayahan Bey'le görüştüm ancak şarkıyı para karşılığında vermek istedi. Yapım şirketim de, ben de, bu parayı ödeyecek durumda değildik. Bu yüzden okuyamamıştım ve içimde kalmıştı. Yıllar sonra Kayahan Bey, beni arayıp albümde bu şarkıyı söylememi istedi. Elbette çok mutlu oldum.
TERÖRİST MUAMELESİ YAPILDI
Bir süredir maddi sıkıntı içinde olduğunuz söyleniyor. Doğru mu bu iddialar?
Evet maddi sıkıntı yaşıyorum ama iyi ki de yaşıyorum. Ben zaten çok yoksul bir ailenin çocuğuydum. Babam tekstilciydi ama ben şarkıcı olmaya karar verince peşimde koşmaktan işini bırakmak zorunda kaldı. Ben varlığı da gördüm, fakirliği de. Üç evim, arabam vardı; hepsini kaybettim. Ama hiçbir zaman "Onun villası var, benim niye yok?" demedim. Gönlümün zenginliğinden, başka hiçbir şeyde gözüm olmadı. Bizim sektörümüz çok nankördür; ağlamayan çocuğa meme vermezler ama ben yine de ortaya çıkıp kimseye 'Ben çok kötü durumdayım' demedim, ajitasyon yapmadım.
Sahip olduklarınızı nasıl kaybettiniz peki?
Hak etmediğim şeylerle karşılaştım. Plak şirketleri yüzünden her şeyimi kaybettim çünkü onlarla albüm sözleşmem vardı. Bana öyle sözleşmeler yaptılar ki; hiçbir yere kıpırdayamadım. Kölelik gibiydi. Dışarıda sahne almama izin vermediler. Hazıra dağ dayanmaz tabii; elimde ne varsa onu yemeye başladım. Böyle olunca da her şeyimi yavaş yavaş kaybettim. Bu zaman zarfında firmadaki sanatçılar bile bana kötü bakmaya başladı. Hepsiyle aram bozuldu. Sonra beni tanıdıkça; kimseye bir kötülüğümün olmadığını anladılar ve gelip benden özür dilediler. Ama iş işten geçmişti, kırılmıştım bir kere...
Size o dönem kötü davranan insanlar hâlâ aynı sektörde mi?
Elbette yoklar, onlar da kayboldular. Ben 20 sene arabesk söylediğim için TRT'ye çıkamadım. Terörist gibi muamele gördük ama artık aştık bunları. Biz arabesk müzik yapmadık ki; serbest, özgün çalışmalar yaptık. Ben kendimi hep Araplar'a yakın hissettim. İdolüm ise Ümmü Gülsüm'dür.
EMİNE ERDOĞAN'IN DESTEĞİ HAYATA BAĞLADI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazdığınız doğru mu?
Evet doğru, Sayın Başbakan'a iki kez mektup yazdım. Yıllardır bu camiada olduğumu ve aileme bakmakla yükümlü olduğumu belirterek kendimi anlatan bir mektup yazdım ve gönderdim.
PRENSES GİBİ BAKILDI
Ne oldu peki?
Ben Sayın Başbakanımız'ı, Belediye Başkanı olduğu dönemden de tanırım. Birçok belediye konserine rahmetli Adnan Şenses ile birlikte giderdim. Geçirdiğim zor günlerde Başbakanımız'ın eşi Sayın Emine Erdoğan'ın maddi-manevi büyük desteğini gördüm. Bu desteğin beni gerçekten hayata bağladını söyleyebilirim. Annemi devlet hastanesine yatırmıştım, ağır bir hastalık süreci geçiriyordu. Benim anneme bakacak maddi gücüm yoktu. Emine Hanım bunu öğrenince annemi özel bir hastaneye kaldırdı. Rahmetli anneme orada prenses gibi baktılar.
BAŞIMA NE GELDİYSE AŞKTAN GELDİ
Biraz da özel hayatınıza girmek istiyorum. Hiç evlendiniz mi?
İki kez evlendim.
Çocuk istemediniz mi?
İkisinde de çocuğum olmadı. İlk evliliğim 13 yıl sürdü. Sorunun kimden kaynaklandığını söylemek istemiyorum, kimseyi kırmak istemem ama olmadı. Sonra da ben babasız çocuk büyütmek istemedim. Ne anne babanın yerini tutar, ne de baba annenin. Sanatçı olduğum için koşturmaktan ona gereken ilgiyi verememekten korktum. Ama ilk 10 yıl çocuğum olsun diye çok ağlamıştım. İlk eşimden 28 yaşındayken ayrıldım ve 10 yıl evlenmedim. Sonra bir Mısırlı'yla evlendim ama zor günler geçirdim.
Hiç aşık oldunuz mu?
Başıma ne geldiyse aşktan geldi. Acı da çektim, çok da ağladım. Erkekler önce 'Güle güle', aylar sonra 'Ben ne yaptım' derler ama iş işten geçmiş olur.