'TÜRKİYE'NİN OKUMUŞ İNSANA İHTİYACI VAR BUNUN İÇİN ELİNIZDEN GELENİ YAPIN'
Kemal Sunal'ın kızı Ezo Sunal, çocuk atölyesindeki başarısından sonra resme merak sardı. Son olarak Step İstanbul'da eserlerini sergileyen Sunal, GÜNAYDIN'a konuştu.
■
Resme merakınız nasıl başladı?
Her çocuk gibi ben de anaokulu çağında resim yapmayı seviyordum. Hatta güneşi hep mavi çizerdim ve okuldaki öğretmenim beni uyarırdı. Hayal gücüne müdahale etmemek lazım. Sonra lisede İngiltere'ye gittim. Oradaki öğretmenim tam tersiydi, hiç karışmadı, özgür bıraktı. Daha sonra üniversite, iş derken ara verdim resim yapmaya. Bir yıl önce yeniden resim yapmaya başladım ve iyi ki başlamışım, çok iyi geliyor.
■
Step İstanbul'da Redart'ta eserleriniz sergilendi. Nasıl yorumlar aldınız?
Resimlerimle katıldığım ilk fuardı, çok keyifli geri dönüşler aldım. Aslında bir duygu paylaşılıyor ve bunun izleyenlere geçmesi, iyi hissettirmesi, hikayeler anlattırması ve hayaller kurdurması beni çok mutlu ediyor. Bu süreçte dört resmim puzzle olarak da basıldı.
15 YIL GEÇTİ
■
Mesleğinizi seçmenizde annenizin anaokulunun çok büyük etkisi varmış.
Ben ortaokuldayken
annem anaokulunu
kurdu ve o
zaman çocuklarla
çalışmak istediğimi
keşfettim.
Lise ve üniversiteyi
İngiltere'de
okuduktan
sonra döner dönmez
ertesi gün anaokulunda işe
başladım. Bir yıl sonra da Ezo
Sunal Çocuk Atölyesi'ni kurdum,
15 yılı doldurduk.
■
Ezo Sunal Çocuk Atölyesi'nin eğitimi çocuklara neler katıyor?
Büyük şehirlerde yaşayan
çocuklar çok yalnız, sosyalleşmeye
dair deneyimleri
eksik kalıyor.
Artık ebeveynler çok
bilinçli. Atölyemizde
temelinde hareket,
ritim ve müzik
olan Orff yaklaşımını
da programımıza
dahil
ediyoruz. Bu
yaklaşımla hoşgörülü ve özgüvenli
çocuklar yetiştiriyoruz.
■
İngiltere'de çocuk gelişimi ve sinema eğitimi aldınız. Aralarında nasıl bir bağlantı var?
Bir psikolog "Hem çocuklarla
çalışırken, hem de film
kritiği yaparken kazanılması
gereken en önemli özellik;
gözlem yapabilme yeteneğidir"
demişti bana. Belki
de farkında olmadan birbirini
besleyen iki alan seçmiştim.
BABAMA BENZETİLİYORUM
■
Babanıza çok benzeyen yanlarınız var…
Babamı iyi tanıyanlar beni
karakter olarak çok benzetirler.
Bu benim için büyük mutluluk
ve gurur tabii. Küçük
yaşta kaybettiğim için babamı
her yönüyle tanıyamadım
belki ama benzetilmek,
ondan bazı özellikler taşıyor
olmak beni mutlu ediyor.
Babamın sadece bana değil,
tüm gençlere anlatmak istediği
fikir; okumanın önemidir.
Hep "Türkiye'nin
okuyan insana ihtiyacı
var. Bunun için herkes
elinden geleni yapmalı"
derdi. Sadece sözle
nasihat yeterince etkili
olmuyor tabii, bu yüzden
mesleğinin zirvesindeyken
bıraktığı okuluna geri
dönüp hem üniversiteyi
bitirmiş, hem de yüksek
lisans yapmıştır. Daha
güzel bir örnek olamaz.
AKSU'NUN TABLOLARIMI KLİBİNDE KULLANMASI BÜYÜK GURUR
■
Tablolarınız Sezen Aksu'nun 'Ne Yapayım Şimdi Ben' adlı şarkısının klibinde de yer aldı...
Sezen Aksu 'I am Grimaldi' isimli
resmimi çok sevdi ve evine astı. Benim
için inanılmaz ve tarif edilemez bir mutluluk
ve gurur tabii.
Karantinada telefon etti ve "Ezo,
resimlerini yeni çıkaracağım videoda
kullanmak istiyorum, ne dersin?" diye
sordu. Mutluluktan çığlık atmamak için
zor tutuyordum kendimi. Video benim
için muhteşem bir hatıra, resim yapmaya
devam etmem için müthiş motivasyon
oldu.
ÇOCUKLARLA ÇALIŞIRKEN TÜM SORUNLARI UNUTUYORUM
■
Çocuklarla birlikte olmak size nasıl bir enerji veriyor?
Muhteşem! Çocukların tepkileri, duyguları,
söyledikleri hep gerçek. Size koşarak gelip
sarıldıklarında biliyorsunuz ki gerçek sevgi.
Çocuklarla vakit geçirince aklınızdaki
sorunlar, negatif düşünceler yok oluyor.
İyi ki bu mesleği seçmişim.
SATILSIN KAYGISIYLA RESIM YAPMIYORUM
■
Eserlerinizi yaparken en çok neden besleniyorsunuz?
Bazen bir renk, bazen bir hayal ya da hikaye. Beğenilsin ya
da satılsın kaygısıyla değil, kendi hikayelerimi anlatmak için
resim yapıyorum.
■
Sizi nasıl eserler etkiliyor?
Duygusu olmalı. Sadece renkleri güzel veya dekoratif olduğu
için bir resim çekmez beni.