Korkarım, evliliğin aşkla bir derdi var!
'Yok' demeyin, var! Bu işte bir karışıklık, bir terslik var. Tamam; siz yıllardır süren evliliğinizde aşkınızı sabitlemişsiniz, aşk ateşinizde bir gram azalma hissetmemişsiniz, hâlâ onu görünce küt küt atıyor kalbiniz... Siz başkasınız, şifreyi çözdünüz, bu işi kıvırdınız.
Sözüm size değil canım, kızmayın!
Ben genel konuşuyorum, yazıyorum.
Çevremde boşanmış birçok kişi, 'Bir daha asla evlenmem' kararında, 'Beraber yaşarım ama evlenmem' inadında. Soralım, 'Neden?' diye.
Cevap belli: Evlilik aşkı katlediyor, aşk meşk kalmıyor!
Peki neden?
Nedenleri türlü türlü: Sürekli dip dibe olmak, evliliğin getirdiği mecburiyetlerin aşkın büyüsünü bozması, ele geçirmişliğin verdiği heyecansızlık, tarafların birbirini cepte görmesi, nefes alacak alanların kalmaması, çoluk çocuk dünyası, gizem kıtlığı, her türlü halde ve her an burun buruna yaşamak vs. vs...
Ve fakat şimdilerde çiftlerde yepyeni bir durum gelişti; boşanıp ilişkiye devam etmek.
Misal; tanıdığım 20 yıllık evli bir çift boşandı ve boşanmanın ardından 10 yıldır ilişkilerine devam ediyorlar.
Kadın bir daha asla evlenmek istemiyor.
"Ee zaten berabersiniz, neden evlenmiyorsunuz?" diye sorduğumda, "Evlenince adama bi' şey oluyor ve ben o şeyi sevmiyorum.
Böyle kimse kimsenin üstünde baskı kurmuyor, kendime ait hayatım olabiliyor" cevabını veriyor.
Dün magazin haberlerinde gördüm; beş ay önce boşanan oyuncu çift Yeliz Şar ve Tolga Güleç barışmış.
Erkek tarafı Instagram'da "Ne muazzam şey seni sevmek" girişiyle Yeliz Şar'a aşkını ilan etmiş. Hemen Yeliz'e Instagram'dan yazıp sordum, "Nedir durum, tekrar evlilik var mı?" diye.
Yeliz, "Biz sadece boşandık, hiç ayrılmadık.
Evlilik konusunu da hiç konuşmuyoruz, böyle çok mutluyuz" dedi.
Demek ki evlilik kurumu ne tür numaralar çekerse çeksin, gerçek aşk ille de kazanıyor.
Biz bekarlara da düşünmek kalıyor; sevgilimizle ille de evlenmeli miyiz, yoksa DNA'larımıza işlenmiş evlilik kodunu alt edip evlilik garantisi aramadan yaşama seçeneğini göğüsleyebilir miyiz?