İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre kadınların yaşamdaki öncelikleri değişmiş. Artık evlilik birinci sırada yer almıyormuş. Peki ilk sırada ne var dersiniz?
Dünyayı gezmek...
Yani insan sınırları aşmak istiyor, görmek, hissetmek, yaşamak istiyor. Bağlanmak istemiyor.
Ama son dönemlerde evlenen de çok, boşanan da...
Yani herkes bir kez denemek, birlikte kurulan bir hayatı yaşamak istiyor ama başaramıyor. Hayat insanları kıstırıyor, sıkıştırıyor, tahammül kalmıyor.
ŞAHİTOLDUM
Son dönemlerde o kadar çok boşanma haberi duydum ki, ben de "Artık kimse evlenmesin" diyenlerdendim.
Ama cumartesi gecesi yaşadığım bir düğün ve şahit olduğum mutluluk kaybettiğim inancı yeniden kazandırdı.
Gelin, tam da Amerika'dan Türkiye'ye kesin dönüş yapmaya karar verdiği günlerde aşkı bulan Ceylan Yanyalı'ydı. Damat ise onun geri dönüş planlarını bozan Amerikalı Omar Faroq.
Amerika'da evlendikten sonra İstanbul'a geldiler ve Aija Otel'de düğün yaptılar.
Evlilik yeminiyle birbirlerine 'yaşam boyu' sözü verdiler.
Ceylan; "Bugünden itibaren birlikte yürüyeceğiz" dedi, "Kalbim senin evin olacak.
Sana elimi verdiğimden beri hayatımı da koruman için sana teslim ettim. Birbirimizin kültürlerine saygı gösterip güvenilir bir ilişki oluşturacağız..." "
AŞK" DEDİ
Sonra Omar aldı mikrofonu, önce Türkçe "Aşk" dedi... Sonra "Bütün kalbimle, son nefesime kadar seni seviyor olacağım. Seni ve aşkımızı korumak için söz veriyorum..." diye konuştu.
Bu romantik masal hepimizi çok mutlu etti. İlişkiler ve evliliklerle ilgili olumsuz ve başarısız hikayeleri unuttuk.
Aşka, evliliğe inancımız yeniden tazelendi.
Aşk insanı hafifletiyor.
Aşk insanın ayaklarını yerden kesiyor.
Ceylan ve Omar bize bunu hatırlattı.