Korona standartlarından memnun olduğunu söyleyen beyaz yakalılarla beraberdim geçtiğimiz günlerde. "Biz bu süreçte çok da mutluyuz, plazalara kapanmak zorunda değiliz, trafik desen o çileyi çoktan unuttuk, giyinip kuşanıp evden çıkıp, tüm gün sandalye tepesinde oturmak da yok. Böylesi çok daha iyi. Evimden, pijamalarımla ister bahçemde ister terasımda, ister yazlığımda ister kışlığımda işlerimi hallediyorum" diyorlar.
Onlar açısından düşününce hak verdim elbet. Giderleri de azalmış çoğunun, böylelikle bu bir senelik süreçte birikim yapmak da kolay olmuş onlar için. Tıpkı sosyal medya fenomenleri gibi onlar da dijital dünyanın nimetlerinden bolca faydalandı. Gerçek dünyada değil de sosyal medyada var olmak, hayatlarından kesitler sunmak, verdikleri tavsiye ve öneriler üzerinden para kazanmak onların da yöntemi oldu.
'KOMŞULARIM BENİMLE AYNI KAFADA OLSUN' TALEBİ
'Ev alma komşu al' sözü son günlerde herkesin dilinde. Büyüklerimiz boşuna söylememiş. Şimdilerde belirli sitelerde ve apartmanlarda boşalan daireler için şöyle bir istek geliyor komşulardan: "Bundan sonraki süreçte bizlerle aynı kafada olan, komşuluk yapabileceğimiz, oturup sohbet edebileceğimiz kişilere ev verin." Aynısı benim oturduğum binada da yaşanıyor. Üst ve alt katımdaki boşalan dairelere son bir yıl içerisinde genç, eğlenceli, kapısını çalabileceğim akranlarım taşınmaya başladı. Bizim site ile ilgili sorumlu emlakçıya bu talebimizi iletince o da benzer enerjideki kişileri etrafımızda toplamaya başladı. Pandeminin en büyük getirisi de komşularımız oldu.
BU KISITLAMALARDA NEYE SARACAĞIZ?
Pandeminin ilk sürecinde Houseparty uygulamasında görüntülü sohbete düşmüş, saatlerce arkadaşlarımızla o sohbet odasından diğerine geçmiştik. Ardından Clubhouse geldi, orada da sesli sohbet ettik, tanımadığımız birçok insanla sabahlara kadar lakırdadık. Şu günlerde iki uygulamanın da esamesi okunmuyor. Ara ara kontrol ediyorum; aktif olarak kullanan kişi sayısı o kadar azalmış ki, adeta bir boşluğa düşmüş gibi hissediyoruz. Yine gelenekselleşip Instagram dünyasında takılmaya devam ediyoruz ancak sıkı kurallarla kapandığımız şu bir aylık Ramazan ayına sürpriz bir uygulama gelse tekrardan, yeni meraklara sürüklensek şahane olmaz mı?
DOĞUM GÜNÜM KUTLU OLSUN!
Bu yazı, yeni yaşımın ilk yazısı. Evde dört duvar arasında kutladığım ikinci yaşım. Yine sıkı kurallarla sıkıcı bir yaşa merhaba dedim. Ancak ben bu iki yılı haneme yazmıyorum. Yaş aldığımı düşünmüyorum. Bugüne kadar dev partiler yapıp bir hafta boyunca kutladığım doğum günü heyecanımı ancak Instagram'da ve Whatsapp'ta yaşıyorum. Neyse iyi ki doğdum. Bakalım bu yaş bana nasıl sürprizler getirecek? Hazır mıyım! Hem de çok!