Eurovision yarışmasını 35 yıl sunmak Bülend Özveren'in ruh sağlığını olumsuz yönde etkilemiş olabilir mi? Bu soru, Özveren'in dün, Akşam gazetesinde yayımlanan röportajını okuduktan sonra kafamı kurcalamaya başladı. Özveren aynen şu açıklamayı yapmış: "Eurovision'da birinci olmamızı sağlayacak çok kolay bir yöntem var. Devlet, bazı adamları resmi olarak görevlendirir. Pilot ülkeler seçer. Telefon kontörlerini alıp, işçilerin eline verirsin, oy verdirirsin. Böylece Türkiye'ye her ülkeden oy çıkar. Bu iş 10-15 milyon dolara patlar. Eurovision birinciliği bu parayı amorti eder. Gayet basit, bir karar ve mekanizma gerekiyor. Türk halkı mutlu olacak sonuçta. Birinci olmamız demek, Türkiye'de insanların sokağa dökülmesi demek. Türkiye'de insanların buna ihtiyacı var." Sayın Özveren, devlet eliyle şike yapılmasını tavsiye ettiğinin farkında mı acaba? Eğer böyle bir şike yapılacaksa da Eurovision yarışmasının düzenlenmesinin bir anlamı yok. TRT de bundan böyle Eurovision için Türkiye'de müzisyen aramasın. Devlet baba yatırsın 15 milyon doları, her sene birinci olalım. Özveren'in, bu şikeye Türk halkının 'mutlu olacak olmasını' gerekçe göstermesi de garip. Yani devlet para yatırıp şike yapacak, biz de mutlu olacağız! Vallahi bu, Eurovision'da birinci olunca elde bayrak sokağa dökülmek kadar acıklı bir durum. Sayın Özveren, 35 yıldır aynı yarışmayı sunmak galiba size pek yaramamış...