Gel de bu okurlarla gurur duyma. Köşemizin takipçilerinden Murat Mutlu, televizyon tarihimizi didik didik edip öyle bir analiz yapmış ki, şapka çıkartmamak elde değil. İşte mektubu:
"İyi akşamlar Yüksel bey, geçmişte yaşanan bir olayın bugüne yansımasını anlatacağım:
Yıl 2008... Kanal D'de yayımlanan iki dizi var. Yayınlandıkları gün reytinglerde birinci oluyorlar. Dizilerden birinin adı Cesaretin Var mı Aşka diğerinin adı Düğün Şarkıcısı. Bu diziler yaz dizisi olarak başladı ama reytingler iyi olduğundan seyirciler kış sezonunda da bu dizileri seyredeceklerini umuyordu. Bu dizilerden biri, geçen sezondan devam eden dizi yeni sezonda da yayınlanacağından kaldırıldı. Diğeri ise genel müdürün çok umutlu olduğu Özcan Deniz dizisine yayın günü açmak için sonlandırıldı. Ancak Aşk Yakar dizisi seyircide karşılığını bulamadı. Kanal, dizinin arkasında durmasına rağmen 21'inci bölümde final yapmak zorunda kaldı.
Yıl 2021... Kanal D'nin eski genel müdürü, Star TV'de eli yüzü düzgün güzel bir dizinin yapımcısı oldu. Dizi, yayınlandığı cuma gününde güçlü diziler olması nedeniyle Star TV için iyi sayılabilecek şekilde 6'ıncı ya da 7'inci oluyordu. Star TV yönetimi de gene Özcan Deniz dizisine yer açmak için Akrep dizisinin gününü değiştirip, yerine Seni Çok Bekledim'i koydu. 2008'de Kanal D'de yaşanan olay burada da tekrarlandı. Akrep yeni gününde 17'nci 20'nci sıralara düşerken, Seni Çok Bekledim cuma günleri Akrep dizisinin aldığı reytinglerin yanına dahi yaklaşamadı.
Bu ilahi tesadüfü yazmak istedim. Saygılarımla..."
'Teşkilat'ta seviye düşüyor mu?
Son zamanlarda köşemize son derece değerli katkılar sunan okurumuz Emin Güven bir kez daha Teşkilat dizisini masaya yatırmış: "Yüksel Bey tekrar merhabalar, Teşkilat dizisinin dördüncü bölümü sonrası, eleştirimi paylaşırken yine tekrara düşeceğim maalesef. Bu bölümde de Naziler, Nazi'den başka her şeye, Alman'dan başka her millete benziyorlardı. İki tane gamalı haç dövmesi, bir iki Nazi flaması ile Neonazi olunmaz diye düşünüyorum. Prodüksiyon ve cast ekibinin daha gayretli olması lazım. Bir önceki bölüme göre sarışın Naziler biraz daha artmış ama böylesine radikal bir grubun, kara kaşkara göz kimselerin Ari ırktan olamayacağını anlayıp, içlerine sızdırmaması lazım. Bizim ekipten Serdar bile içlerine sızabildiğine göre sadece renkli gözlü olması yeterli mi dersiniz? Kaldı ki kendisini takiple görevlendirilen ajan, resmini gizli teşkilata yayınca, yakalanması gayet normaldi. Öldü gösterilmelerinin ardından hepsinin estetik ameliyatla yüz değiştirmelerinin ne kadar da gerekli olduğunu şimdi anlıyoruz.
İlk bölümde çıtayı çok yüksek tutmuşlardı, şimdi seviye çok düştü. Çok ciddi bir ajanlık da göremiyoruz maalesef..."
Ah şu fon müzikleri...
Biz yazmaktan, miks operatörleri Sağır Sultan'ı oynamaktan bıkmadılar maalesef. Bu, dizilerdeki fon müziklerinin yüksekliğini eleştiren kim bilir kaçıncı yazımız? Bu kez okurumuz Murat Özer'in kelimeleriyle tekrar altını çiziyorum:
"Yüksel bey. Atv dahil kanalların hepsinde oynayan dizilerde fon müziklerinin sesinin bu kadar yüksek olmasından seyircilerin rahatsız olduğunu bir kez daha yazabilir misiniz? Acaba bunu yapanların kulaklarında işitme sorunu mu vardır, müzik sesini duyamıyorlar mı? Müzik sesinin altındaki konuşmaları nasıl anlayabilmektedirler? Bizi de aydınlatırlarsa çok sevinirim. Emin olun ki bu şikayet konusunda yalnız değilim."
Ne demiş?
"Hüsnü öyle bir klarnet çalıyorsun ki, insanı bulunduğu atmosferin dışına çıkartıyorsun. Eğer bir gün bizi atmosfer dışına çıkaracak bir uzay aracımız olursa ismi Şenlendirici olsun." (Zafer Algöz'ün Şarkılar Bizi Söyler programında Hüsnü Şenlendirici'ye iltifatı)
Gaf kürsüsü
Okurumuz Tolga Altuğ not etmiş: Teşkilat dizisinde sözde Neonazileri canlandıran ama Ari ırka hiç benzemeyen figüranlar aralarında Almanca konuşurmuş gibi yapıyorlar. Ama kullandıkları dilin Almanca ile ilgisi yok. Lütfen komik olmasınlar.
Zap'tiye
Futbolsuz maç, etsiz çiğköfte, seyircisiz tiyatro, temassız selamlaşma, kafeinsiz kahve, şekersiz çay... Gel de tat al şu hayattan...