Türkiye geçen hafta Atv'deki Esra Erol'da programına kilitlendi. Bir anne, 19 yaşındaki kızının üç çocuklu bir adama kaçtığını ve bulunmasını istediğini dile getirdi. Sonradan anlaşıldı ki, Nilüfer adlı genç kız halinden memnunmuş. Kaçtığı adam Salih, her ikisiyle de evde karı-koca hayatı yaşıyor, kadınlar da buna rıza gösteriyormuş. Nilüfer, 3 çocuk annesi eş Mevla Kaya için "Çok iyi anlaşıyoruz, biz evde abla-kardeş gibiyiz" deyince stüdyoda tansiyon yükseldi. Rezalet bununla da kalmadı. Mevla, "Ben çocuklarım için buna katlanıyorum. Asla boşanmayacağım, nikahımı bu kadına vermeyeceğim" dedi. Stüdyoya gelen koca Salih, sevgilisi Nilüfer'i kolundan tutup eve götürmeye kalkarken, Nilüfer de "Sen evde böyle konuşmuyordun ama" diyerek Mevla Kaya'nın üzerine yürüdü.
Bunun üzerine Esra Erol devreye girdi. Önce Salih Kaya'yı "Defol buradan çabuk" diyerek stüdyodan kovdu. Sonra da eş Mevla Kaya'ya destek oldu. "Ne seni, ne de o çocukları bu eve bir daha göndermeyeceğim" diyerek onları kanatları altına aldı. Stüdyodakiler de Mevla'ya destek verince, kadın da boşanmama kararından vazgeçti. Esra Erol ezilen kadınlar adına ortaya koyduğu bu kararlı duruşla herkesin takdirini kazandı.
Kim bilir Mevla Kaya'nın durumunda kaç kadın var. Çocuklarının geleceği için kumaya bile rıza gösteren, dayağa, işkenceye katlanmak zorunda kalan... Esra Erol gösterdi ki, sesini bir şekilde duyurabilen, buna cesaret eden kadına hem devlet, hem millet sahip çıkıyor.
Sevgili kadınlar, susmayın ki sıradan çıkın...
Muslera mucizesi
Bu hafta Gaziantep SK - Galatasaray maçının ardından herkes golcü Onyekuru'nun takıma üçüncü kez geri dönüşünü konuştu. Oysa bana göre maçın adamı kaleci Muslera'ydı. Sadece maçın mı? Yılın, yılların adamı...
Ayağı kırıldıktan 8 ay sonra maça çıktığında sanki bir haftalık sarı kart cezasından sonra takıma dönmüş gibiydi. Fizik, yetenek ve moral olarak eski Muslera'dan hiçbir farkı yoktu. Önce Malatya deplasmanında yaptığı kurtarışlarla takımını ipten aldı. Ardından bu hafta ilk yarısı ev sahibi Gaziantep lehine 3-0 sonuçlanacak maçı kurtardı. Sakatlığının ardından kalesine gelen 15 şuttan 13'ünü kurtarmıştı.
Ayağı kırıldığında bu sütunlarda yazmıştım, "Muslera takımlar üstü bir futbolcudur. Fenerlisi de, Beşiktaşlısı da, Trabzonlusu da onu sever" diye. Sadece futbol yetenekleri mi? Efendiliği, disiplini, çalışkanlığı, özel hayatında harika bir aile babası olmasıyla da o 'Hepimizin Muslera'sı' olmayı başardı.
Bu ülkeden bir Hagi, bir Alex geçti... Henüz geçmeden doya doya yaşayalım Muslera keyfini..
Bir yıldız doğuyor
Adı Altay Altuğ... Atv'nin genç muhabirlerinden biri. Onu yaklaşık bir yıl önce Atv'nin Hafta Sonu Kahvaltı Haberleri için yaptığı özel haberlerle tanıdım ve daha ilk haberinin ardından isminin yanına uğurlu tik'imi atıp, beklemeye koyuldum.
Altay beni mahcup etmedi. Gün geldi evsizlerle uzun bir gecede şafağın atmasını bekledi, gün geldi denizin ortasında saatlerce ağ çekti, gün geldi filyasyon ekibiyle 24 saat geçirdi. Her haberi özel, her tespiti güzeldi. Özellikle pazar günü ekrana gelen filyasyon ekibiyle ilgili haberindeki son cümlesi, hepimizin yüreğine dokundu: "Hastanelerde sağlık çalışanlarına saldırıp, darp edenlere söylüyorum: Bu cefakarlara vefakarlık gösterelim."
Eski okurlarım bilir. Benim burada yanına tik attığım genç haberciler ya anchor oldu, ya da özel programlarını sunar hale geldiler. Altay'dan da çok ümitliyim. Genç arkadaşıma tavsiyem ise stüdyolardaki masalara kurulmak için acele etmemesi. Çünkü bu mesleğin en keyifli günleri, sahada muhabir olarak çalışılan dönemdir. Sen muhabirliğin zevkini sür, biz de senin özel haberlerinin...
Gaf kürsüsü
Demet Akalın, Nişantaşı'nda çekildiğini söylediği tıka basa dolu metro vagonu görüntüsünün altına ağız dolusu eleştiri yazdı. Ancak İBB, görüntünün Madrid'de çekildiğini açıkladı.
Zap'tiye
Meğer suni pahalılığın sebebi bazı fırsatçı marketlermiş. Buradan kampanya başlatıyorum: "Marketini marke et!"
Ne demiş?
Arkadaşının kapalı olan restoranında kaz yiyip, görüntülerini sosyal medyada paylaştığı için 3 bin 100 lira ceza yiyen Tanju Çolak, Show TV'de isyan etti: "Kaz mı yedim, kazık mı yedim anlayamadım."