Bu akşam Atv ekranlarına televizyonda ilk kez yayınlanacak bir yerli komedi/macera filmi gelecek: Aman Reis Duymasın! Atv'nin fenomen dizisi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ın kadrosu, 32 kısım tekmili birden kendilerini komik bir maceranın içinde bulacak. Hızır Reis'ten (Oktay Kaynarca) habersiz tatile çıkan ekibin başına olmadık işler gelecek. Bu filmi özellikle aylardır hasret çeken dizinin tutkunlarına tavsiye ediyorum. Kahkahaya boğulmazlarsa para yok!..
Bakın filmle ilgili olarak aylar önceki galasının ardından "Bu da Light Eşkıya" başlığıyla neler yazmışım:
"Atv'nin fenomen dizisi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da mizah dozu giderek artmıştı. Baktılar ki, cevher orada duruyor, daha derin kazıp, Eşkıya karakterlerinin rol alacağı bir komedi filmine giriştiler. İyi ki de girişmişler. Aman Reis Duymasın, en iddialı komedi filmlerinin bile gülümsetmediği dönemde, bana en az 5 sahnede kahkaha attırdı. Kişisel istatistiklerime göre bu 'kayda değer' bir skor.
Film, bir kıyı kasabasında tatil yapmak için yola çıkan Eşkıya zevatının eğlenmeyi, dinlenmeyi bile nasıl yüzlerine gözlerine bulaştırdığını anlatan eli yüzü düzgün bir komedi filmi. Yönetmen Onur Tan'ın da tecrübesini konuşturduğu film, sıra dışı oyunculuklar da barındırıyor. Özellikle dizide Boran karakterini canlandıran Mustafa Üstündağ, İlyas Reis'i canlandıran Ozan Akbaba ve Behzat'ı oynayan Emir Benderlioğlu komedi performanslarıyla öne çıkıyor. Ama Sivaslı Zafer'i canlandıran Ömer Kurt bir adım ileride duruyor. O küçücük rolü almış, şişirmiş şişirmiş, meteoroloji balonu yapıp en yükseğe uçurmuş.
Eşkıya'daki sert abilerin ve ablaların bu 'tatlış' hallerine seyircinin kayıtsız kalmayacağını düşünüyorum."
Vallahi benzemez kimse size
Aylardır yayın günü ertelenen Star'ın yeni eğlence programı Benzemez Kimse Bize nihayet izleyici ile buluştu.
Öncelikle söylemeliyim ki; böyle canlı yayınlanan bir şovu sırtlamak için ya Bülent Ersoy ya Mustafa Keser ya İbrahim Tatlıses ya da Fatih Erkoç olmak gerekirdi. Nitekim bu listeden ikisi stüdyodaydı da ortaya hem keyifli hem de "Herkes kafasına göre takılsın" rahatlığında ve samimiyetinde bir program çıktı.
Bülent Ersoy o özlediğimiz canlı yayın fırçalarını da ekibinden esirgemedi. Çile Bülbülüm'ü okurken müziği kestirip, saz heyeti ve sazendelere kükredi: "Ayakta uyuyup otel parası vermiyorsunuz. Daha şeddeli, daha güçlü istiyorum..."
Bir ara da sosyal medyadaki "Canlı yayına sarhoş çıkmış" iddialarına ateş püskürdü. "İçsem söylerdim. Kimseden korkum yok" deyiverdi.
Bu arada hem yapım ekibini cesaretleri için kutluyorum. İlk canlı yayına Yıldız Tilbe'yi çıkardıkları için. Zira son iki canlı yayını hayli vukuatlı geçmişti. Birinde İbo ile kavga edip yayını terk etmiş, diğerinde ayağı kayıp kafasını yarmıştı. Bu seferki, Diva'nın hipnotik etkisinden olsa gerek kazasız belasız tamamlandı. Hatta ve hatta Yıldız Tilbe enfes performansıyla müzikal açıdan günü kurtaran isim oldu.
Diğer yandan Bülent Ersoy'u 'haddinden fazla' genç ve güzel buldum. İlk gördüğümde "O tahtta oturan Ceylan mı, Demet Akalın mı?" diye teredütte kalmadım da değil hani...
Hele o geyşa kaşları... Onları kaldırmak için Fransız askısı yerine muhtemelen vinç kullanılmıştır. (İroniye dikkat! Birikimleriyle iş makinesi filosu kuran Bülent Ersoy, vinç ve buldozer kraliçesidir.)
Şaka bir yana, yüzü giderek asılan şu somurtkan dünyada ertesi günkü pazartesi sendromunu göğüslememizi sağlayacak gül gibi bir 'eğlenceliğimiz' oldu. Belli ki bu programdan bizim köşeye de bolca malzeme düşecek. Yolları açık olsun.
Gaf kürsüsü
Mustafa Keser'in, canlı yayınlanan Benzemez Kimse Bize'de anlattığı iki fıkrayı da duyamadık. Çünkü müstehcen oldukları için baştan sona bip'lendiler.
Zap'tiye
A Milli Futbol Takımı oyuncularına bol bol Ampute Milli Takımımızın maçlarını izlettirelim. İzlettirelim ki; futbolun kolla, bacakla değil, yürekle oynandığını anlasınlar.
Ne demiş?
"Pizzayı yuvarlak yapıp, üçgen keserek, kare kutuya koyanla, evleri kare ya da dikdörtgen yapıp adını daire koyan aynı kişidir." (Sosyal medyadan)