Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinde 'Tekin' karakterine hayat veren Tevfik Erman Kutlu, Sabah'ın YouTube kanalında Yasemin Döngel'in konuğu oldu. Samimi açıklamalarda bulunan Kutlu, "4 yaşında ve ilkokul ikinci sınıfta evden kaçmıştım" sözleriyle şaşırttı. Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'dan da bahsettiğimiz oyuncu, "Şunu söyleyebilirim ki bomba bir iki transfer var" itirafıyla heyecanlandırdı. İşte Tevfik Erman Kutlu'nun röportajının detayları…
Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Benim çocukluğum hareketli geçti. Aile apartmanında oturuyorduk. En ilginç şeyim 4 yaşında ve ilkokul ikinci sınıfta evden kaçmıştım. Arkadaşıma oynamaya gitmiştim. Aramışlar bulamamışlar beni. Bir kere de ilkokul ikinci sınıfta arkadaşımla kalemlerimizi satıp bilet parası kazanmıştık. Suadiye'den trene binip Maltepe'ye kaçmıştık.
Bu kaçma isteği neden?
Bilmiyorum, herhalde kabımıza sığmıyorduk. Çok hareketli bir çocukluğum oldu hala da çok hareketliyim. Güzel ve eğlenceli bir çocukluk geçirdim.
Hayat sizin için zor muydu?
Hayat benim için zor değildi ancak zorlukları vardı. Şüphesiz herkeste olduğu gibi. Benim de birtakım zorluklarım oldu ancak ben birçok şeyin üstesinden gelinebileceğine inanıyorum. Üzerinize gelen şeylere nasıl baktığınıza bağlı.
HER ŞEYİ BU MESLEĞİ YAPABİLMEK İÇİN YAPMIŞTIM
Bir röportajınıza denk geldim. Oyunculuktan önce pek çok meslek yapmışsınız. Neden oyunculukta kaldınız, sizi çeken şey neydi? Nasıl başladınız bu işe?
Çocukken su sattım, üniversite yıllarında mağazada tezgahtarlık ve dj'lik yaptım daha sonra yurtdışında yaşadım orada valelik yaptım, gaz bastım, özel şirketlerde kurumsal çalıştım, kamuya ait kurumlarda çalıştım ancak aktörlüğe başlamadan önce hep kendime ''benim eğlenirken para kazanmam lazım'' dedim. Mutluluğu bu şekilde bulabileceğimi düşündüm. Şuan olaya aslında bütün o her şeyi ben bu mesleği yapabilmek için yapmışım, hepsi bu sebepleymiş diye bakıyorum. Şuan yaptığım işten çok keyif alıyorum ve mutluyum.
Bu kapı nasıl açıldı?
Sürekli düşünüyorum ve bir şeyler yapmak istiyorum, bir işe giriyorum canım sıkılıyor bir sene sonra çıkıyorum. İşletme mezunuyum ve hayalim hep üst düzey yönetici olacağım, gideceğim geleceğim üniversite ve yüksek lisans zamanı motivasyonum hep buydu. İşe başlayınca olay öyle ilerlemiyor, bir şekilde mutsuzum. Aktörlük olur mu, yapabilir miyim diye düşündüm. Araştırdım. Öncelikle eğitim almam lazım ama 30 yaşından sonra konservatuar okuyamam. Kurslara, özel derslere, workshoplara gittim. Şansım da yaver gitti. Önüme gelen fırsatları da iyi değerlendirdim. Bu meslekte onuncu senem bitti.
GÖZÜMÜ KARARTTIM
Aktörlük yapabilirim düşüncesi nasıl geldi?
Kalabalık bir ailede büyüğüm için bizim hep parodilerimiz, canlandırmalarımız, taklitlerimiz oluyordu. O zamanlar ben büyünce aktör olacağım, sahneyle ilgili bir şeyler yapacağım hiç düşünmezdim. Şimdiye kadar niyetlendiğim ve istediğim şeye hiç yapabilir miyim diye girmedim. Kendime yapamazsam seçeneği bırakmadım. Gözümü kararttım, herkes yapıyor ben de yaparım o zaman dedim. Disiplinime ve iç motivasyonuma güveniyorum.
Oyunculuğa olan aşkınızı görüyorum ama hiç keşke yapmasaydım, keşke olmasaydım diye isyan ettiğiniz bir gün oldu mu?
Hiç isyan etmedim. Yorulduğum zamanlarda dahi demedim. Ne olursa olsun her sabah işime şükrederek gittim. O yüzden gönül rahatlığıyla ''bu senin işin Tevfik'' diyebiliyorum.
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz nasıl gidiyor?
Güzel gidiyor.
BOMBA BİR İKİ TRANSFER VAR!
Yeni sezonu herkes merakla bekliyor. Bizi bu sezon neler bekliyor?
Bizi neler bekliyor inanın bende bilmiyorum. Çekimlere henüz başlamadık. Ama tabii benim 4. sezonum diğer 3 sezondan tecrübemle söyleyebilirim ki hiç şüphesiz bomba gibi bir sezon bizleri bekliyor. Muhakkak sürprizlerle doludur. Çünkü o kadar iyi bir senaryo ekibimiz var ki, zaten 7. sezonu çekiliyor. İyi bir senaryo ekibiniz olmadıktan sonra istediğiniz oyuncuları koyun o hikayeyi götüremezsiniz. Biz de hikaye bazlı gittiğimiz için kim olursa olsun mutlaka iş iyi bir şekilde devam ediyor. Şunu söyleyebilirim ki bomba bir iki transfer var.
Bize verebileceğiniz bir ipucu var mı?
Bilemiyorum ki. Kim bilir kimdir. (gülüyor)
Şuanda 7. Sezona giriyorsunuz ve çoğu dizi bunu başaramıyor. Bunun sırrı sizce nedir?
7 sezondur devam etmesini ben az önce de söylediğim gibi iyi bir senaryo grubu ve tabii ki birbirinden değerli ve iyi oyunculara bağlıyorum. Açıkçası daha da devam eder diye düşünüyorum. Ben olur muyum olmaz mıyım bilmiyorum ama Çakırbeyli ailesinin hikayesinin devam edeceğini düşünüyorum.
İyi bir senaryo, iyi oyuncular. Peki, nasıl bir set ortamınız var?
Benim 4'üncü sezonum sizler nasıl işlerinize geliyorsunuz bende aynı şekilde işime gidiyorum. İş arkadaşlarım var. Gayet rahatız, keyifliğiz tabi zaman zaman bazı gerginlikler oluyor. Çünkü çok uzun saatler çalışmak zorunda olduğumuz zamanlar oluyor. O zamanlarda sinirler biraz gerginleşse de uzun zamandır beraber çalışmanın vermiş olduğu rahatlıkla problemler çözüme kavuşuyor. Aile ortamı gibi.
BÜTÜN SET GÜLME KRİZİNE GİRDİ…
Hiç unutamadığınız bir set anınız var mı?
Var. Eşkıyada da var ama ben başka bir tanesini anlatmak istiyorum. Bana Sevmeyi Anlat dizisinde kötü karakter olan İrfan'ı canlandırıyorum ve sevgili Mustafa Üstündağ ile birlikte oynuyorum. Son sahnem dizide ben ölüyorum artık ayrılacağım. Sahnede boş bir hangara çağırıyor beni ve ben oraya geliyorum, onunda benimde cebimizde silah var. Karşılıklı gelip birbirimize silah çekeceğiz ve ateş edeceğiz. Hikaye bundan ibaret. Bir şey oldu ve ben sanat ekibine silahımı verdim. Yönetmenimiz kayıt dedi, kayda giriyoruz ellerim cebimde ama silahım yok. Hocamız, 3 2 1 dediğimde silahları çekeceğiz dedi. Ben elimi çektim ama elimde parmak var sadece bütün set gülme krizine girmişti. Eğlenceli bir andı.
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinde de aksiyon sahneleriniz çok fazla. Bunlar için özel bir ders aldınız mı?
Özel ders demeyelim ancak bazı aksiyon sahnelerinde dublör eğitmenleri geliyor. Onlar birtakım teknik şeyler gösteriyorlar.
Sizi bir dönem dizisinde de hayal ettim. Bu konu hakkında ne düşünürsünüz?
Neden olmasın.
Peki, sizi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinden sonra sizi bir romantik komedide görür müyüz?
Romantik komedi de olabilir, romantik dram da olabilir. İstiyorum aslında. İçimde onlarca karakter var içeride ve dışarıda bir şekilde bunları hem kendime hem de insanlara tabii ki göstermek istiyorum. Öyle bir heyecanım var ve yapacağıma da inanıyorum.
Hayalinizde şu karakteri oynamalıyım dediğiniz bir karakter var mı?
Var aslında ama bende kalsın.
ASLA ÖYLE BİR HAYATI TERCİH ETMEM
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinde Tekin karakterine hayat veriyorsunuz. Tekin karakteriyle aranızda bir benzerlik var mı?
Muhakkak benzerliklerimiz var neticede o da benim içimden çıkan bir şey. Bu zamana kadar tecrübe ettiğim hayatları, insanları ve gördüklerimden oluşturduğum bir hamurdan ortaya çıkan bir karakter. Tekin'i yazan insanlar başka duygularda oldukları için birtakım şeyler de öğreniyorum Tekin'den. Tevfik'ten bir şeyler katıyorum ama Tekin'den de bir şeyler alıyorum. Ama asla öyle bir hayatı tercih etmiyorum. Öyle stresli, gergin, silahlar, kavga, dövüş… Sakin hayat geçirmeyi seviyorum.
Set dışında bir gününüzüz nasıl geçiriyorsunuz?
Bir standardım var diyemem ancak birkaç şey söyleyebilirim. Her şeyden önce erken yatıyorum erken kalkıyorum. Sabahları mutlaka spor yapıyorum. Sahile iniyorum yürüyorum. Kitap okumayı çok seviyorum. Kedilerim var onlarla vakit geçiriyorum. Ailemle vakit geçiriyorum. Sporu, oyunu ve kitabı hayatımda hep tutuyorum. Oyun beni dinç tutuyor.
KISA SORULAR
Hayatta çok keşkeleriniz var mı?
Hiç keşke şunu yapsaydım dediğim bir şey yok. Keşke demek geçmişime saygısızlık gibi geliyor. Oradaki keşke dediğim şey olsaydı şuan ki Tevfik zaten böyle olmayacaktı, başka bir insan olacaktı. İyi ve kötü ne yapmışsam iyi ki yapmışım.
Gamsız biri misiniz?
Zaman zaman öyle görünsem de başka bir dünya var içimde o yüzden ne yazık ki değilim ama çok isterdim. Gamsızlık ömrü uzatır diye düşünüyorum.
Takıntı derecesinde bir huyunuz var mı?
Takıntı mı tam olarak bilmiyorum ama bazı konularda hassasiyetim. Özellikle dış dünyayla ilişkilerde mümkün olduğunca saygı, sevgi, samimiyet ve mesafeyi korumaya çalışıyorum. Örnek verecek olursam benim evimde saat 8 den sonra yüksek sesle müzik dinlenemez, 12 den sonra zaten müzik dinlenemez. Çevreyi önemsiyorum.
Peki, bunları yapan biri olduğunda bu duruma takılıyor musunuz, gideyim bir uyarayım gibi?
Toplum polisliğim yok ama eğer ki ileri derecede rahatsız edici şeyler oluyorsa onlarda uyarıyorum. Geçenlerde başıma bir şey geldi. Ben Dragos sahilde oturuyorum. Cumartesi günü sabah saat 8 de bir spor organizasyonu yapılıyor. Müzik sesi yatak odamın içinden geliyor gibi artık ve bütün yaz bunu yaptılar ama yazın sonuna doğru artık belediyeyi aramak ya da video göndermek gibi şeylerim oldu. Yaşın ilerlemesiyle başladım buna.
Nasıl bir arkadaşsınız?
Hala liseden beri görüştüğüm ki bu 25 seneye tekabül ediyor ve ilk günkü gibi olduğum arkadaşlarım var. Aynı samimiyetimizi koruduğum çok fazla arkadaşım var. Farklı farklı gruplardan uzun zamanlı arkadaşlıklarım var. Bu yüzden kötü bir arkadaş olduğumu düşünmüyorum.
Her söylenene kolayca inanır mısınız?
Kimin, ne zaman, nasıl, nerede ve benim nasıl bir psikolojide söylediğime bağlı. Artık hemen inanmıyorum. O saflığımı kaybettiğimi düşünüyorum.
Sizi en çok ne sinirlendirir?
Korna sesine ve yüksek sese çok geriliyorum.
Daha önce yaptığınız bir şey nedeniyle çok utanç duyduğunuz oldu mu?
Yolda ayağımın kayıp düşmemden daha büyük bir şey yaşadığımı hatırlamıyorum. Kendimi çok utanacak durumlara sokmamaya çalışıyorum. Belli bir çizgide devam etmeye çalışıyorum.
En büyük zaafınız nedir?
Zaaf derecesinde bir şeyim olduğunu düşünmüyorum. Delice zevk aldığım şeylerden vazgeçtiğim de oldu.
Hafızanız kuvvetli midir? Öyle olmamasını diler miydiniz?
Hafızam kuvvetlidir. Okulda da meslek hayatımda da çok faydasını gördüm. Hiç olmamasını dilemedim.
Hiç linç yediniz mi?
Hiç yemedim.
Olumsuz yorumlar, kötü eleştiriler modunuzu düşürür mü?
Muhakkak bir şey hissettirir ama çok uzun süreli etkilemiyor. Neticede ben kendimi biliyorum ve beni tanıyan insanların da beni tanıdıklarını düşünüyorum. Tanımayan insanlara ne anlatırsak anlatalım kendi hissettiklerini düşünecekler.
Cimri biri misiniz?
Ne yazık ki değilim. Eğer olsaydım baya param olurdu diye düşünüyorum.
En çok neye para harcıyorsunuz?
Genel giderlere para harcıyorum.
Tek başınıza kaldığınızda yaptığınız en tuhaf şey nedir?
En saçma yemekle alakalı bir şeyler olabilir. Kontrast tatları severim. Tatlı, tuzlu, ekşi karıştırıp yemeyi severim. En azından denerim. Patlıcanın içine karpuzu koyup ''a bu nasıl oluyormuş'' diye bakarım.
Stalk yapar mısınız? Sosyal medyayla aranız nasıl?
Sosyal medya hesabım var, kullanıyorum. Stalk yapma gibi bir alışkanlığım yok ama muhakkak beğendiğim, merak ettiğim, bu kimmiş dediğim zaman hesabına ulaşıp mutlaka bakıyorum ama bu sürekli devam eden bir şey değil.
Bunun için özel bir hesabınız var mı?
Yok, kendi hesabımı kullanıyorum.
Günlük hayatta ünlülüğünüzü kullanır mısınız?
Öyle bir motivasyonum yok açıkçası ama bunun ister istemez önünüze konulduğu zamanlar oluyor. Bir yere gittiğiniz zaman sizin oynadığınız karakteri seven bir insan ''buyurun, bir şey ikram edelim'' gibi şeyler mutlaka oluyor. Bunları reddetmek de çoğu zaman yapabildiğim şeyler değil. Özellikle bunu bilip bir şey yapma gibi bir güdüm yok.
Geçmişe mi gitmek isterdiniz geleceğe mi?
Ben geçmişi tercih ederim. Kendi geçmişim değil ama çok daha geçmiş bir döneme gitmek isterdim.
PARA PARA
Kaç para verseler şuan yaptığınız mesleği değiştirirdiniz?
Niye değiştireyim mesleğimi arayıp bulmuşum, mutluyum.
Kaç para verseler en sevdiğiniz insanın ayağını kaydırırsınız?
Vicdanı satın alacak bir para birimi, miktarı var mı ki. Satmıyorum kimseyi. (gülüyor)
Kaç para verseler sosyal medyadan 1 ay uzak durursunuz?
Bunu her türlü yaparım.
Kaç para verseler hafızanızın bir bölümünün silinmesine izin verirsiniz?
Bunu da uygun bir şeye bağlarız.
Kaç para verseler uğurunuz olarak gördüğünüz ve asla birine vermeye kıyamadığınız bir şeyden vazgeçersiniz?
Böyle bir şeyim yok. Hayvanlarım benim için çok değerlidir uğur denebilirse onlar uğurum olabilir onları da tabi ki hiçbir para almaya yetmez.