Bilenler bilmeyenlere acilen bildirsin: Efendim; sevgilisinden ayrılan, bundan böyle sosyal medya hesaplarındaki fotoğraflarını silmek zorunda kalacakmış. Sonra kopacak fırtınalarda, yok 'Ben bilmiyordum' tipi habersiz cümlelere, yok 'Paylaşılan fotoğraf silinmez' tarzı inatçı tavırlara, 'Ay fotoğrafların orada olduğunun farkında bile değildim' gibi sanaldan umursamaz hallere girmeyelim; tadımız kaçmasın.
Geçen haftanın haberlerinden biriydi: Yargıtay, ayrıldığı sevgilisinin talebine rağmen fotoğraflarını sosyal medyadan silmeyen eski sevgilinin, 'kişisel verileri yayma' suçundan bir-dört yıl hapisle cezalandırılmasını istedi. 'Kız istemiyor; öküz öldü ortaklık bozuldu, o fotoğraflar silinecek' denildi.
SOSYAL MEDYA KİMLİK KARTIMIZ
Haydi bakalım; yak bütün fotoğrafları, ona ait bütün eşyaları... Yazılarını severek okuduğum Mehmet Y. Yılmaz da Hürriyet Pazar'daki yazısında "Yahu hiç olur mu öyle şey!" diyor. "Kısa veya uzun bir süre için de olsa hayatının en önemli insanı olan birisini, fotoğraflarını yırtarak, yakarak unutabilir misin? Yaşadığın duyguları unutmak bu kadar kolay mı?" diye soruyor.
Şöyle devam ediyor: "Fotoğraf çekilirken rıza var mıymış? Varmış. Fotoğraflar sosyal medyaya koyulurken iki kişinin de rızası var mıymış? Varmış.
O zaman Yargıtay'a ne oluyor? Kızın ya da oğlanın mürebbiyesi misiniz?" Bir de fotoğrafları sildirmek için mahkemeye koşan kızın ne düşündüğünü anlamadığının altını çiziyor; yeni sevgilisine saf ve temiz olduğunu mu ispat edecekmiş yani, nedenmiş?
Ah Mehmet Abi ah!
Ne kadar medeni ve romantiksiniz...
Dijital dünya ile sosyal medya hesaplarımız artık kimlik kartlarımıza dönüştü.
İşe başvurduğumuzda bile önce sosyal medya hesaplarımıza bakılıyor.
ESKİ AŞKINI TAKİP ETMEK...
Twitter, Facebook ve Instagram gibi alanlarda yaptığımız her paylaşım adeta hanemize kazınıyor. Sosyal medyada neysek, oyuz gibi...
Sosyal medya paylaşımları yüzünden ayrılan çiftler, küsen arkadaşlar, çalıştığı yerden kovulanlar, birbirine giren aile bireyleri var.
Hal böyleyken; yeni başlayan ilişkilerde de taraflar önce sosyal medya araştırmasına giriyor. Bakalım hoşlandığımız kişi kimmiş, kimlerle takılıyormuş, geçen yaz nereye tatile gitmiş, kimleri takip ediyor, kimleri takipten çıktı...
Misal; eski sevgilini takip etmen, birçok ilişkide acayip bir kavga konusu. Bir de paylaşımlarını beğeniyorsan vay haline! Bittin sen, bittin.
INSTA AŞK, INSTA BYE!
Artık otur anlat; 'Biz kötü ayrılmadık, o benim hayatımda önemli insanlardan biri, arkadaşız ne var yani, ayrıldık diye üzerini mi çizeyim, öyle şey olur mu!' de, dur.
Bizim toprakların kadınına da, erkeğine de bunu anlatamazsın. Bizde ilişki bitti mi toptan biter; arkadaş kalınmaz, dost olunmaz. Olunsa da suyu çıkarılmaz, bayramdan bayrama, yolda karşılaşınca sade bir merhaba denir. Bir de neymiş, sevgilimin Instagram hesabında eski sevgilisiyle fotoğrafları kalacakmış. Yuh! Biri bizimle dalga geçiyor herhalde! Çıkın sokağa; en medeni, en modern takılan 100 kişiye sorun, 99'u bunu istemez.
Ne! Sevgilim eski sevgilisinin fotoğraflarını sosyal medya hesaplarından silmemiş mi!
Ne demek silmemiş? Medeniyiz dediysek bu kadar da değil! O fotoğraflar o sayfadan silinecek!
Ya da...
Ne! Sevgilimin eski sevgilisi, Instagram'da hâlâ aşk fotoğraflarını mı tutuyor? Neyin peşinde bu kız? Kime ne demeye çalışıyor? 'Esas kız benim' mi çekiyor? Fotoğrafları silmeyerek sevgilime, 'Ben sende tutuklu kaldım' mesajı mı yolluyor?
Yanar ortalık, yanar!
Çünkü sosyal medya hesaplarımız, hayatımızın kocaman bir parçası. Hayatta neye kızıyorsak, sosyal medyada da ona kızarız. Hayatta neyi kıskanıyorsak, sosyal medyada da onu kıskanırız. Terk ettiysen, sosyal medyada da terk edersin/edilirsin.
Hiç kimse, başkasının anılarının üzerine alenen kat çıkmak istemez değil mi?
O yüzdendir ki, ayrılır ayrılmaz ilk iş olarak karşılıklı takipten çıkılıyor ve fotoğraflar siliniyor.
Gerçek hayatta bittiyse, sosyal medyada da bitmeli.
Insta aşk! Insta bye! Insta yaşam!
Bu biraz erkek penis rekabeti, biraz da kadın nispeti,,. Birbirimizi sevmekle değil, boş işlerle uğraştığımız da doğru ama olayımız bu. Eski sevgilini hâlâ seviyor musun, onu hâlâ unutmadın mı, neden hâlâ senin için değerli, ben sana onu unutturmaya yetmedim mi? Eğer öyleyse bile bunu bana söyleme, bana söylesen bile cümle âlem bilmesin, izi sende kalsa da sosyal medyada kalmasın.
Kısa ya da uzun süreli, ben biricik olmalıyım...
Benden önce kimse olmamış gibi...
Sanal ama öyle... Özgüvenden yoksun ama öyle...
Bence en doğru hareket, sevgilimizle fotoğraflarımızı sosyal medyada paylaşmamak. Özelse özel kalsın... Hem gerçek aşk, el âleme göstermek için değil, aşkın kendisi için yaşanmaz mı?