Müzik dünyasında 30 yılıma geliyorum. Albüm çıkaralı 24 yıl oldu.
5 gündür buradayım sinir harbi yaşadım. Urla'yı çok özledim. 2 km gideceğimiz yol 47 dakika. Nasıl yaşıyorsunuz burada? En büyük derdimiz araba kullanan yaşlılarımız. Ağır giderler. Pandemi döneminde taşındım. Yaklaşık 5 yıldır oradayım. 9'da çıkıyorum 11 de işim bitmiş oluyor. Günün geri kalanında ne yapayım diyorsun. Gelmeyin oralara ben taşındım herkes geldi.
Sektörün insanı olmadığımı çok net biliyorum. Neysem oyum. Kalbimde olan neyse onu söylerim.
MÜZİK ÇOK KİRLENDİ
Senfoni projesi 20. Yılıma özel yapılacaktı. Pandemi patladı. Canım eşimin bana doğum günü hediyesiydi bana senfoni yazması. Aldığın en güzel hediye ne derseniz, eşim bana bir senfoni yazdı daha ne olsun. Daha havalısı yok herhalde. Sonra bunu albümlendirmeye karar verdik.
Baktım şarkılarımı da başkaları da söylemeye başladı ve hoşlanmıyorum. İyi olsa alkışlayacağım huyum bu iyi şeyleri alkışlar desteklerim ama iyi olmayınca da insan üzülüyor.
Müzik çok kirlendi. Sektör söz edebiyat aşk hep kirlendi. En şahane şarkılarıma peri tozu serpiştirdik. Her dinleyen büyüleniyor. Hepimiz tembellerince bu tarz işler rahatsız ve hatırlattı. Çünkü bunu başkaları da yapabilir, ama yapmıyor. Benim böyle bir müzisyen olduğumu hatırladılar.
3 yıl sürdü. 40 kişi çaldı. Ben 41. Kişiyim. Can öyle bir yazmış ki normal bir müzisyen değil. Can Yapıcıoğlu, deli ve dahi olduğuna inanıyorum. Günde 8 saat piyano çalışıyor.
Senfonilerle şarkı söylemek istiyorum. Hatta CSO ile AKM'de bu şarkılarımı söylemeyi çok isterim. Şimdi onları planlıyoruz. Notaları kitap olarak basacağız, öğrenciler için önemli bir kaynak. Bunun böyle bir örneği yok.
Çok ağlarım. Ağlamayı severim. Güzel bir şeydir. Ağlayınca rahatlar insan. Kızıma da bunu söylüyorum, ağla diye.
Büyüdükçe küçülmek lazım. Bu dünyaya çocuk getirilir mi diyorlar, sen kendi dünyana getiriyorsun. Nasıl durduğu inançları değerleri adabı, mesela çocuk şımarabilir ama saygısız olamaz. Hiç sana benzemiyor derler, o kadar zarif ki. Benim iyi yanım. Çocuklar bizim yansımamız.
Sosyal medya çok tehlikeli istismara çok açık. Mia'nın izni olmadan asla paylaşmıyorum. Onunla beraber yönettiğimiz günlük gibi tuttuğumuz bir sayfamız var. Çok da orada olsun istemiyorum. Onun yerine gidip elma ağacından elma toplasın.
HASTALIĞIM BANA ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ
Son 1 yıldır hastalıkla uğraşmaya başladığımızdan beri şunu öğrendim, eşim çok sakin belki onunda etkisi büyük. Kendime bir söz verdim. İnsanların yüklediği duygular var. O his sana gelince kendimi kötü hissediyorsun ya, bunları bir daha yaşamayacağıma kendime söz verdim. Sabrı öğrendim. Fevriyim dilimi tutamam. Güvenmediğim kimseyi etrafıma almıyorum. Kötülük ve sinsilik çok revaçta. Çok üzülmüşüm ki bu hastalığı yaşıyorum. Kendimle ilgili hesap yapmıyorum etrafımdakileri hesaplıyorum artık.
DENİZ BARUT
ARTIK GÜNÜMÜZ İŞLERİNDE OYNAMAK İSTİYORUM
Oyunun yazarı Macar, oyunu 2. Dünya savaşı döneminde yazmış. Durmayan yorucu dinamik bir oyun. Seyirci için zaman zaman yorucu olduğu doğru ama içine giriyorlar oyunun. Artık hayat hızlandı 75 dakika oyunumuz.
Gellert Tepesi'ndeki Düş ve Gerçek sığınakta zamanı bilinmeyen sürede mahsur kalan iki yabancının hayata kalmak için verdikleri mücadeleyi anlatıyoruz. Hayatta kalmak için bazı oyunlar oynuyorlar. Zaman zaman trajikomik zaman zaman dramatik durumlar yaratıyor. Hayat devam ediyor ve hangisi gerçek hangisi düş karışabiliyor oyunda. Oyun sonunda güldük ama güldüğümüze utandık diyen seyirciler var.
UMUT HER ZAMAN VAR
Bir yanda savaş yaşanırken oyunun bu döneme denk gelmesi üzücü. Tam da buna vurgu yapmak istemiştik. Savaşın zamansızlığı ve maalesef oluyor olması, insanlarda yarattığı hiçlik yersizlik yurtsuzluk duygusu, çok ağır geldi. Dünyanın neresinde olursa olsun savaş mağduru olan insanları oynamak ve buna bir anlamda dikkat çekmek bize iyi geldi. Ancak iki karakter için de umut hiç bitmiyor. Umut her zaman var.
Çok uyumlu çalıştık. Partner uyumumuz çok kıymetli. Bunu fark ettiğimizde oyun yapmaya karar verdik. Biraz kendimizi zorlamak istedik. Keyifli bir çalışma süreci geçirdik. İkimize de iyi geldi.
Üst üste dönem dizilerinde rol aldım, biraz bunu kırmak istiyorum. Dönem işinde oynamak tarihte var olmuş karakterleri oynayınca tutunacağın güçlü duygular oluyor. Onu gerçek kılmak çok keyifliydi. Destan ve Kuruluş Osman'la art arda bambaşka yüzyılları oynayarak çok keyifli süreci yaşadım. Artık günümüz işlerinde oynamak istiyorum.
HABERCİLİK YAPMANIN KATKISINI GÖRÜYORUM
Modellik yarışması büyük şehre gelme hikâyemin başlangıcıydı. Özel kanalda haber bölümünde çalışmaya başladım. Tiyatro okuyordum. Hayatta kalma mücadelesinde başka işler yapmak zorunda kaldım. Profesyonel voleybol oynadım uzun süre. Zamanlamayı, Takım oyununu biliyorum. Bu dizi setine de sahneye de yansıyor. Habercilik yapmanın da çok katkısını görüyorum.
MURAT AKKOYUNLU
HER SEZON 2-3 PROJE GELİYOR
Esas amacım tiyatro yapmaktı. Sinema filmleri de yapıyorum ama tiyatrodan hiç kopmadım. Yan şeyleri de yapmak zorunda kalıyorsun. Her sene filmde oynamaya gayret ediyorum. Her sezon 2-3 proje geliyor. Birini seçiyorum. Hepsini yapınca TV yarım ayak kalıyor. Yarım ayak kalacağına hiç olmasın daha iyi. Şubat'ta C Takımı filmimiz girecek.
Bir Baba Hamlet'i 297. Oyunda bıraktım. Ayda 18 oyun oynadığım oldu.
SEYİRCİNİN TEMPOSUZ UZUN İŞLERE TAHAMMÜLÜ KALMADI
39 Buçuk Basamak Türkiye'ye adapte ettik. Normalde İngiltere'de geçen hikâyeyi biz İstanbul'da başlatıp Konya'ya uzanan aksiyon komedi haline çevirdik. Türk topraklarındaki karakterlerle örtüşüyoruz. Kılıktan kılığa giriyoruz ana karakter Berk dışında. Toplam 24 karakter var ben 8 farklı kişiyi canlandırıyorum. Oyunun temposu çok yüksek. Çok iyi gidiyor güzel tepkiler alıyor. Türkiye'de örneği olmayan oyunlardan biri.
2.5 saatlik oyunlar artık ağır geliyor. Biz tempoyu düşürmemek için tek perde oynuyoruz. Normalde de seyircinin uzun temposuz işlere tahammülü kalmadı. 3 perde oyun oynadığımı biliyor.
İki oyun oynuyorum. Selçuk Aydemir'in yönettiği Şaşırt Beni de devam ediyor. Haftada 4 oyun oynadığım zamanlar da oluyor. Böyle söyleyince kendimi paralıyor muyum acaba diye düşünmeden edemiyorum.
Ben dram oynayayım diye kurmuyorum. Yapabilirim ama yapmak istemiyorum. Özellikle sinemada yapmak isterim ama şu an öyle roller gelmiyor. Çünkü yapımcıların kafasında bir takım şablonlar var, o şablonlara uygun oyuncu seçimleri yapıyorlar. Örneğin, Şemsi İnkaya çok uzun süre komedi işler yaptı. Çok uzun süre komedi oynadı ama sonra Üvey Baba diye anti zıt bir kötü karakteri de seyircilere sevdirdi. Şemsi abinin şansı umarım bana da uğrar diye düşünüyorum.