Avusturya; 15 Temmuz sonrası gerçekleşen operasyonları eleştirerek Türkiye'nin AB üyeliği müzakerelerinin askıya alınması çağrısında bulunmuştu ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Türkiye'yi ekonomik yaptırım yapmakla tehdit etmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Schulz'un Türkiye'ye yönelik yaptırım tehditlerine sert tepki göstermişti. Erdoğan, "Ellerinden geleni arkalarına koymasınlar. Şu terbiyesize bak ya, 'Yaptırım uygularız' diyor. Ya senin her yerin yaptırım olsa ne yazar? Geç kalıyorsun geç" diye karşılık vermiş ve AB müzakerelerinden vazgeçmek için referanduma gidebileceklerini açıklamıştı.
Dün Brüksel'de bir araya gelen AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanları ise Türkiye ile müzakerelere devam kararı aldı. Fransa ve Almanya müzakerelerin askıya alınmasının yarardan çok zarar getireceğini söyledi. Macaristan 'Mülteci anlaşmasını tehlikeye atmayalım' dedi. İngiltere, Türkiye'nin köşeye sıkıştırılmaması gerektiğini ifade etti.
AB'NİN İKİYÜZLÜLÜĞÜ
Dün en çok, müzakereleri askıya almak isteyen Avusturya'nın, diğer AB ülkeleri tarafından yalnız bırakılmasına güldüm. Erdoğan resti çekince anında süt dökmüş kediye döndüler.
İlla Erdoğan'dan ayar yemeniz mi gerekiyor? Bir kere de ayar yemeden mantıklı açıklamalar yapın.
Erdoğan'ın resti, AB ülkelerinin ikiyüzlü politikalarının da deşifre olmasına neden oldu.
Müzakereler devam etse ne olacak, 50 yıldır devam ediyor zaten! Bizi akıllarınca uyutmaya çalışıyorlar. Onların tek korkusu, Türkiye'den gelebilecek göçmen akını. Aslında büyük çaplı bir göçmen akını yaşansa, Avrupa ülkelerinin insan haklarına gerçekten duyarlı olup olmadığı da test edilmiş olur. Bizi demokrasi ihlalleri konusunda her fırsatta eleştiren Avrupa ülkeleri, geçtiğimiz yıl en küçük göçmen akınında insan haklarını askıya alan kararlar aldı, sınırlarına tel örgüler çekti, göçmenleri Ege ve Akdeniz'de ölüme terk etti; binlerce insan boğuldu. Avrupa'ya ulaşmayı başaran göçmenleri ise sokaklarda yaşamaya mahkum ettiler.
Irkçı saldırganlar, Fransa'da göçmenlerin kaldığı barınakları bile kundakladı! Demek ki, bizdeki göçmenlerin yarısı Avrupa'ya gitse, AB ülkeleri savaş durumuna geçer, sınırlara mayın döşer, demokrasiyi askıya alır ve iktidarda olan birçok siyasi parti daha ilk seçimde büyük hüsran yaşar.
Eskiden Türkiye'nin pısırık politikacılar tarafından yönetilmesine alışkın olan AB ülkelerinin, artık bizi tehdit ettiklerinde Erdoğan'ın geri adım atmayan dik duruşu sayesinde ezberi bozuluyor; resti her gördüklerinde 'u' dönüşü yapıyorlar. Demek ki, AB ülkelerinin anlayacağı dilden konuşmak lazımmış!