Halk ozanı Aşık Ali Nurşani'nin oğlu Engin Nurşani, GÜNAYDIN'a konuştu. 6 yaşında sazla tanışan Nurşani, müzik yolculuğunu anlatı: Ben dünyaya geldiğimde babamın türküleri hep kulağımdaydı. Babamla konser konser dolaşırdım. Babam sahneye çıkmama izin vermedi. Aşık Mahsuni Şerif de babamın arkadaşıydı bir gün konseri sırasında beni anons etti, sahneyle tanıştım.
Babamın ses telleri alındı, türkü okuyamaz hale geldi. Bir nevi onun sesi oldum. 2003'te Almanya'dan Türkiye'ye geldim. Babamdan habersiz, bir şirketle anlaştım. Hem de babamın sözlerini, çalışma kasedini çalıp gitmiştim. 'Unuttum Adına Bir Çızık Çektim' albümünü çıkardım ve Almanya'ya döndüm. Babama gösterdiğimde beğenmedi ama kasetim rekor satış yaptı.
Babam 70'li yıllarda Almanya'ya gitmiş ve annemle evlenmiş; annem Alman. Evlilikleri 37 senedir devam ediyor. Annesi Alman, Almanya'da doğmuş büyümüş biri olarak Türk halk müziği okuduğum ve sarı saçlı yeşil gözlü olduğum için sevenlerime garip geliyordum. Hatta ilk kasetimde fotomontaj ile saçlarımı siyah yapmışlardı. Unkapanı'na gittiğimde "Bu benim kasetim" diyordum, inanmıyorlardı. Beni Brad Pitt'e benzetirlerdi, "Evet o bana benzer" derdim.
Ardından ikinci albümümüz 'Mutlu musun?'daki 'Gülom' eseri uğurumuz oldu. Konserlerimiz çoğaldı. Ancak 2008'de alkol bağımlılığım sebebiyle geçirdiğim bir trafik kazası sonrası 50-60 gün komada kaldım. Değerli bir sanatçı abim tedavi sürecinde yanımda oldu.
Kaza sonrasında sevenlerimden vefasızlık gördüm ama kendimi toparladım. Şimdi kaliteli yerlerde türkülerimi söylüyorum. Alkolü bıraktım. Bahçelievler'de bir kanatçıda sahneye çıkıyorum. Dostum Levon Kordonciyan özel konserlerimde beni giydiriyor. Şimdi vefa arttı. 'Ben senin asker arkadaşınım' diye arayanlar oluyor ama Alman vatandaşı olduğum için askere gitmedim.
'SARIŞINIM DİYE FOTOĞRAFTA SAÇIMI SİYAHA BOYAMIŞLAR'
"Annem Alman, bu yüzden sarışın ve renkli gözlüyüm. Bunu çok yadırgadılar. 'Sarışın türkücü mü olurmuş' dediler. Hatta ilk albümümde fotoğrafıma fotomontaj yapıp saçlarımı siyaha boyamışlardı.'
ARTIK OZANLIĞA SİYASET BULAŞMASIN
Artık 2018 model arabalarda CD çalar yok ama imaj amaçlı albüm yapmaya devam ediyoruz. Şimdi internet kazandırıyor. Benden daha iyi söyleyen var ama herkesin üretici bir babası yok. Bu geleneğin devam etmesi için üretmemiz lazım. Medya ve müzik dünyasındaki üstler, ayrımcılık yapmasınlar. Siyaseti ozanlığa bulaştırmasınlar. Kimseyi ötekileştirmesinler, kimse kimseyi hakir görmesin.
Bizim ilhamımız sevgi, aşktır. İnsanlığa giden rehber olan sevgi, bizim dilimizdir. Söz verdim aslana; çakallara yem olmam.
OZANLAR ÖLÜNCE DEĞERLENİR
Bugün hâlâ baba-oğul konserlere birlikte gidiyoruz. Elimizde ozan kalmadı; yeni nesil yazma-çizme değil tüketme peşinde. Bazı dizilerde eski eserleri duyuyoruz. Bunu dinleyenler hep bu yüzyılın gençleri. Malesef ki ozanlar, ölünce değerleniyor. 'Vay biz kimi kaybettik?' diyorlar. Şu anda single yapmayı düşünüyorum. 'Gülom' gibi bir serüven yakalama hevesim var. Bu heyecan giderse zaten bu işi bırakmak gerekir.
GENÇLER BAĞLAMAYI SEVİYOR
Halk ozanı aşığı dediğimiz insanlar halkın dertlerine, duygularına sesnefes olmaya çalışırlar. Ben aşk, sevgi, hasret, gurbet türküleri söyleyen genç bir aşıkım. Uğur Akdemir isimli bir kardeşim benim bağlamamdan esinlenip konservatuvara girmiş ve şimdi bağlama hocası olmuş.