Televizyonculukta uzun soluklu programlar yapmak ve başarı çıtasını hep yukarıya taşımak zordur. Bunu yapabilen az sayıdaki isimden biri Müge Anlı. Daha önce de yazmıştım, yine tekrarlamak isterim; 'reyting için değil, kamu yararını gözeterek' yayın yapıyor Anlı. Biliyorsunuz, atv'de yayınlanan programı 'Müge Anlı ile Tatlı Sert'e bir süreliğine ara verdi. Ben de hem bu konuyu, hem de içinde bulunduğumuz süreci konuşmak için Müge Anlı'yı aradım...
SEVENLER SAĞOLSUN
Programının sezon finali yapmadığını belirten Anlı, "Her gün yüzlerce insanı hayatından eden pandeminin bitmesini bekliyoruz. Bilim insanları 'Artık bitti' dese, yarın sabah ekrandayız" diye ekleyen Anlı, sözlerine şöyle devam etti:
"Sizin de programı takip ettiğinizi biliyorum. Sokağa çıkma konusunda getirilen yaş sınırlamasıyla beraber önce Arif Verimli ve Rahmi Özkan gelemediler. Ardından yine sağlıklarını riske atmamak için stüdyodaki seyircilerimizle vedalaştık. Bildiğiniz üzere programımız yıllardır hem stüdyodan, hem de stüdyo dışından canlı bağlantılar ve konuklarla sürdürdüğümüz, kurguya dayanmayan ve tamamen yaşanmış olayların ekrana getirildiği interaktif bir yayın. Bugüne kadar izleyicilerimizin büyük desteği ile pek çok faili meçhul olayı çözdük, kayıpları bulduk ve birbirine kavuşamayan nice gönülleri kavuşturduk. Çok şükür ki, izleyicilerimizin büyük teveccühü ile sayısız ödüller alarak bugünlere geldik. Takdir edersiniz ki, bu kadar kalabalık bir ekip ve konuk grubuyla sosyal mesafeyi hem stüdyoda, hem de dış çekimlerde korumak oldukça zor... Virüsün sosyal temastan beslendiğini bilen bir gazeteci olarak bu şartlar altında yayın yapmanın getirdiği riski ne konuklarımızın, ne de ekibimizin almasını istemediğimizden yayınımıza zaruri olarak ara vermek durumunda kaldık. Bu kararı alırken de epey zorlandık ama konuklarımızın ve ekibimizin sağlığı bizim için her şeyden daha önemli. Bu dönemde bize çok sayıda mesaj atarak özlemlerini dile getiren seyircilerimize ve sevenlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Onlarla şartların normalleşmeye başladığı ilk anda tekrar birlikte olmayı ümit ediyorum. Söylediğin söz aynı zamanda uygulamaya geçirirsen değer kazanır. Hem 'Dışarı çıkmayalım, yan yana gelmeyelim' demek, hem de onlarca kişinin bir arada bulunduğu bir yayını yapmak tenakuz olurdu. Zaten sadece biz değil, birçok program ve onlarca dizi de çekimlerine ara verdi. Önemli olan can sağlığı çünkü onun telafisi yok. Sezon sonuna iki ay kadar süre var. İnşallah bu bela son bulur ve çok kısa bir süre içinde tekrar işimizin başına döneriz." Müge Anlı'ya programından 50 kişinin işten çıkarıldığı haberini de sordum... Bu sorunun muhatabının kendisinin olmadığını belirten Anlı, şöyle konuştu:
"Benim yapım şirketim yok, kanal sahibi de değilim. Nihayetinde ben de TV sektöründeki herkes gibi sözleşmeli bir çalışanım. Bu nedenle kimseyi işten çıkarmam söz konusu dahi olamaz. Şunu da belirtmek isterim ki; biz söylenenden çok daha kalabalık bir ekibiz. İnşallah en yakın zamanda daha da kalabalık bir ekip olarak döneriz. Sizin de bildiğiniz gibi televizyonlar normal şartlarda yayın dönemlerini 10 ay olarak belirler. Yazın da iki ay ara verilir. Yani her sene çıkışlarımız Haziran ayında verilir, Eylül ayında da yeniden işe başlarız. Bu olağanüstü durum nedeniyle bu yıl maalesef sekiz ay ekranda kalabildik. Pandemi kontrol altına alındığında, dilerim bu güzel haber hemen gelir, tekrar ekranlarda olacağız. Ancak sektörde binlerce kişi aynı durumu yaşarken sadece benim programımın üzerinden bu tarz spekülasyonların yapılmasını çok manidar buluyorum. Bunun nedeni herkesçe malum. Maalesef yıllardır ekip arkadaşlarımızla oluşturduğumuz güçlü bir markaya zarar verme çabası...
Ancak bu tip karalama kampanyalarının halkın sevgisi ve desteği üzerinde zerre etkisi yok. Bunu bana gelen çok sayıdaki sevgi dolu destek mesajlarından net olarak anlıyorum. Şu anda ülke olarak hepimiz benim programıma ara vermemden çok daha önemli sorunlarla boğuşuyoruz. Bu nedenle enerjimizi kötülüklere değil, iyiliklere harcayalım. Hep beraber iyi şeyler için dua edelim."