Atv'nin reyting rekorları kıran dizisi 'Bir Zamanlar Çukurova'nın yıldızları Hilal Altınbilek ile İbrahim Çelikkol, Şamdan Plus dergisine özel açıklamalarda bulundu. İzleyiciyi geçmiş ve bugün arasında nostaljik bir yolculuğa çıkaran dizinin baş kahramanları, her hafta heyecanlı bölümlerle evlere konuk oluyor. Sette eğlenceli vakit geçirdiklerini söyleyen ikili, dizinin başarısını, sağlıklı yaşam ritüellerini ve özel yaşamlarını anlattı.
Atv'de yayınlanan 'Bir Zamanlar Çukurova' dizisiyle her hafta izleyiciyle buluşuyorsunuz. Nasıl bir yolculuk sizin için?
HİLAL ALTINBİLEK: 'Bir Zamanlar Çukurova' dördüncü sezonunda ve benim için de uzun bir yolculuk. İlk bölümdeki Züleyha'ya bakıyorum ve "Ne kadar büyüdün, ne kadar olgunlaştın" diyorum. Hayat Züleyha'yı hiç ummadığı ama olması gereken, güçlü ve ne istediğini bilen bir kadına dönüştürdü.
İBRAHİM ÇELİKKOL: Oldukça mutluyum, çıkan sonuç beni çok tatmin ediyor. Ekibe çok çabuk adapte oldum, onların uyumu ve enerjisi set ortamını çok rahat ve huzurlu hale getiriyor. Herkes büyük bir özveriyle çalışıyor. Ortaya da kaliteli, güzel bölümler çıkıyor.
Dizide birlikte oynamanın en keyifli yanı nedir size göre?
İ.Ç: Hilal çalışması çok rahat, çok içten ve özverili bir partner. Eğlenceli, dinamik ve iyi bir arkadaş, çok şanslıyım. Hikayenin akışı, güçlü kurgusu ve her yönüyle bu toprakların kültürünü yansıtıyor olmasını da çok sevdim.
H.A: Dizimiz bir dönemi anlatıyor ve bu süreçte hayatımıza giren ve hayatımızdan çıkan karakterler oluyor. Hakan Gümüşoğlu karakteri ile de, İbrahim (Çelikkol) çok önemli bir renk ve ivme kattı hikayeye. Daha önce hiç birlikte çalışmamıştık ama çok kısa sürede enerjimiz uydu ve sette birlikte çok uyumlu çalışıyoruz.
Her projede yeni bir karakteri canlandırmanın en heyecan verici yanı nedir?
H.A: Bence cevap sorunun içinde saklı... Her projedeki yeni bir karakter, yepyeni bir heyecan demek. Her rolle birlikte yepyeni bir insanın hayatına giriyorsunuz ve bu oluşum süreci gerçekten çok heyecanlı.
İ.Ç: Her yeni işte yenilenmek, o karakteri yaşamak ve yaşatmak, üzerine çalışmak, bunun heyecanı beni dinamik tutuyor. Aslında spor gibi, adrenalini yüksek, her sonraki gün ve iş kendin için yeni bir oyun, yeni bir maç.
Risk almayı sever misiniz?
H.A: Bir karar verirken risk hesaplamaları yapmam, içimden gelen sesi dinlerim.
DOĞAYA KAÇMAK BENİ TAZELİYOR
Şu an sizi sevinçten havalara uçuracak bir şey olsa, bu ne olur? İ.Ç: Oğlumla ilgili pozitif her şey. Bir çocuğun büyümesi
ve gelişim aşamaları büyüleyici bir şey. Onunla kurduğum
bağ çok kuvvetli. Onda yeni gördüğüm her şey beni sınırsız
mutlu ediyor.
H.A: Şu an 30 yaşındayım ve bu sıralar dengeli duygular
yaşamayı tercih ediyorum. Huzurlu hissetmenin üstünde pek
bir duygu değerli gelmiyor bana şu sıralar...
Gün içinde herhangi bir konuda zorlandığınız anlarda kendinizi nasıl motive edersiniz? İ.Ç: İçerisinde bulunduğum duruma, yere göre değişiyor
tabii ama beni bilen bilir. Doğaya kaçmak beni
tazeler. Spor yapmak da öyle.
H.A: Zaman içinde doğru konsantrasyonla
bütün sorunların üstesinden gelebileceğimi
gördüm. O yüzden gün içinde herhangi bir
konuda zorlanıyorsam hemen derin bir nefes
alıp, meselenin özüne odaklanıyorum.