Haber tam da Güneydoğu'da üç şehit verdiğimiz güne denk geldi. Elazığ'da Hazar gölünün ortasındaki adaya bir zamanlar bir çift tavşan bırakılmış. O tavşanlar üreyip, büyük bir koloni oluşturmuş. Ot bile bitmeyen adada sürekli açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalıyorlarmış. Bunun üzerine Elazığ İl Jandarma Komutanlığı'na bağlı bir tim, poşetlere doldurdukları havuç, elma ve yeşilliklerle adaya 'çıkartma' yapmışlar. Bir kadın astsubayın anne şefkatiyle sarıldığı o yavru tavşanı eliyle beslediği anlar yüreğimi titretti. İnsansız silahlarımız İHA'lar, SİHA'larla dünyayı kıskandırıyoruz. Ama asıl farkımız, sonuna kadar 'insanlı' ordumuz.
Güneydoğu'da verdiğimiz şehitlerin büyük bölümü, sivil halka zarar vermemek adına gösterilen hassasiyet nedeniyle yaşamlarını yitiriyorlar. Sivilleri korumak adına kendi canlarını ortaya koyuyorlar. Kimi zaman ansızın bir evin penceresinden açılan ateşle şehit oluyor ya da çiftçi görünümlü teröristlerin tuzağına düşüyorlar.
Ölüyoruz ama merhameti elden bırakmadan... Peygamber Ocağı'nın vicdanlı şehitlerinin ruhu şâd olsun.
Ece Üner'den şahane yorum
Haber, Show'un bültenindeydi. Babasını öldürüp 7 yıl sonra serbest kalan adam, dönerciye girmiş, siparişini vermiş. Parayı ödeyeceği sırada 7 liralık döner için indirim istemiş. Dükkan sahibi kadın indirim yapmayınca da kadını bıçaklayıp öldürmüş.
Stüdyoya dönüşte sunucu Ece Üner, çoğu zaman yaptığı gibi enfes bir tespitte bulundu. Dedi ki: "İndirim yüzünden cinayet olur mu? Olur. Ama dönerci kadın dönerde indirim yapmadığı için değil, daha önce babasını öldüren kişiye ceza indirimi yapıldığı için. Bu profillerin aramızda ne işi var?" Gel de altına imza atma...
Maçları yüzde 40 pahalı izliyoruz
Kupanın yarı finalistleri arasında dört büyüklerin üçü yok. Alanya, Antalya, Beşiktaş ve Başakşehir var. Ben atv'nin yerinde olsam milyon dolarlar ödediğim yayın parasının yarısını Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'dan tahsil ederdim.
Aslında üç büyük takımın olmaması, futbolseverler adına kayıp mı kazanç mı orası da meçhul. Çünkü adı 'büyük' takımların oynadığı futbol ortada. Belki onlar olmayınca Ziraat Türkiye Kupası'na daha büyük bir heyecan ve kalite gelir.
Bu arada lig maçlarını izlemek için her ay BeIn Sports'a eşek yüküyle para ödeyen benim de bir tazminat talebim var. Sevgili ustam Şansal Büyüka geçenlerde Milliyet'teki köşesinde bir istatistik yayınladı. Türkiye Ligi, İtalya'dan sonra Avrupa'da oyunun en fazla durduğu ligmiş. Öyle ki, bizdeki 90 dakikalık maçların ortalama 40 dakikasında top oyunda kalmıyormuş. Acaba diyorum, Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurup, bana maç yerine 40 dakika boyunca yerde haybeye kıvranan sahtekarları, bir kale vuruşunu 3 dakikada kullanan hırsız kalecileri, oyundan sallana sallana çıkan sözde futbolcuları izleten BeIn Sports'tan paramın yüzde 40'ını iade etmesini istesem mi?
Diğer taraftan, A Spor'un yayınladığı Konyaspor - Beşiktaş maçındaki muhteşem rejisiyle "İşte maç böyle yayınlanır" dedirten yönetmen Murat Aktaş'a da bir futbolsever olarak şükranlarımı sunuyorum.
Gaf'let kürsüsü
Caddebostan sahilinde 6 arkadaşıyla birlikte maskesiz, mesafesiz piknik yapan şarkıcı İrem Derici, kendisine bu durumu soran muhabire "Ben antikorluyum. Antikorlu ne demek biliyor musun" diye çemkirmesin mi?
Zap'tiye
"Unutmayacağız, unutturmayacağız" dediğimiz Özgecan Aslan'ın öldürüldüğü 2015 yılından bu yana 1791 kadın daha öldürüldü. 'Hatırlamanın' yolu bu olmasaydı keşke...
Ne demiş?
"İlk gün eve gelen erkek film izlemez, cinsellik ister. Erkek bir aydan önce eve girmemeli." (Enes Batur'un YouTube kanalına konuk olan Merve Boluğur'un sözleri)