Oyuncu Ayça Erturan ve eşi Oğulcan Kırca 8 aylık kızları Nova ile ilk röportajlarını GÜNAYDIN'a verdi. Çift hem anne ve babalık deneyimlerini hem de karavan maceralarını anlattı.
■
En son görüştüğümüzde 'Akıncı' dizisinde oynuyordunuz. Şimdi kucağınızda bir melek var. Nova'lı hayat nasıl? 8 ay nasıl geçti?
Ayça ERTURAN: Yorucu geçti. Son bir ay yardımcı aldım, onun haricinde bebeğimi kendim büyütüyorum. Annem kalçasını kırmıştı, destek alamadım. Aklım ondaydı. Hormonlar değişiyor kolay değil, o sırada Oğulcan'ı çok darlamış olabilirim. 8 ay önce daha gençti.
Oğulcan KIRCA: 20 yıldır beraberiz biz Ayça'yla. Hayatımız boyunca hiç kavga etmedik. Ne zaman bir tartışma yaşasak mantıklı bir şekilde orta yol bulurduk. Ama bu lohusalık döneminde mantık diye bir şey kalmıyor. Yani tartıştığımız konu havada kalıyor, bir yere varmıyor. Benim için de zordu.
DOĞUM 49 SAAT SÜRDÜ
■
Neyi çözemediniz?
A.E.: Bazı şeyleri benden
önce onun düşünmesi
gerektiğini istedim mesela.
Ben söylemeden yapsın diye
düşündüm ama öyle olmadı.
O da 'Bana söyle' diyor.
O.K.: Evet, talimat ver
yapayım, yapmıyorsam kız.
■
Doğum sürecini zor geçirmiştiniz değil mi?
A.E.: Sorma, karaciğerimle
ilgili bir sıkıntı yaşadım.
Aniden gittim. 49 saat sürdü
doğum. Çok zordu.
■
Setlere dönmeye hazır mısınız?
İşimi çok seviyorum, vazgeçemem.
Son dönemde 3
proje okudum. Ama çocuğumu
bırakmaya değecek bir
proje olmasını istiyorum.
Karavanı da onun için aldık.
■
Karavan sevdası nereden geldi?
A.E.: Benim hayatım
karavanda geçiyor. Oyuncu
karavanıyla bu karavan
arasında çok fark var. Onda
vakit geçiriyorsun bunda
yaşıyorsun.
O.K.: Herkesin aksine bu
bize pandemiyle başlayan bir
bilinç değildi. Biz çok daha
öncesinde zaten karavan
hayatına aşinaydık. Hatta
babamla turnelere giderken
ben hep böyle bir karavanın
hayalini kurardım.
■
Karavan maliyetli mi?
O.K.: Bu arabalar yüzde
80 ÖTV diliminde olduğu
için 5 yaşında ve büyük araçlar
daha uyguna alınabiliyor.
Ben direkten döndüm. Biz
geçen sene aldığımızda 180
bin lira civarındaydı. Şimdi
450 bin liradan aşağı karavan
yok.
■
Karavan kampları da pahalı deniyor?
O.K.: Değil aslında.
Kamplara girerken komik
bir bedeli var. Hortumu
veriyor, suyunu koyuyorsun,
elektrik veriyor,
ne kadar yakarsan
o kadar ödüyorsun.
Biz tepeye
güneş paneli
koyduk. Kampın
enerjisine
ihtiyacımız
kalmıyor.
BAYRAM BENİM İÇİN KOLONYA KOKUSUDUR
■
Bayram deyince aklınıza ne geliyor?
A.E: Ben biraz gelenekselciyim.
Vefat eden büyüklerimizin
mezarına gidelim, babaanne ve
anneannemizin ellerini öpelim,
mümkünse harçlığımızı alalım.
Bayram benim için kolonya
kokusudur. Bir araya gelmek
gülmek bayramdır.
O.K.: Günümüzde bayram
demek tatil demek maalesef.
Biz bayramı, bayram tadında
yaşayanlardanız. Aile sofralarında
buluşmak, gidemediğimiz
büyükleri eşimizi dostumuzu
arayıp bayramlaşmak
bizi mutlu ediyor.
Biz çocukluğumuzda öyle
gördük, öyle devam edeceğiz.
■
Eski bayramları özlüyor musunuz?
A.E: Özlemez olur
muyum? Bandırma Gönen'de
geçti benim çocukluğum.
Biz küçükken bize
mendil verirlerdi. Kapı kapı
dolaşıp şeker toplardık.
Şimdi kapı çalınca kimse açmamaya
çalışıyor. Bu beni çok
yaralıyor.
KARADENİZ'E VE KARS'A GİTMEK İSTİYORUZ
■
Karavanda şoför koltuğuna geçiyor musunuz?
A.E: Geçemiyorum, çünkü düz
vites. Normal arabayı kullanıyorum
ama bu tank gibi benim için. Ben sadece
işin 'gel gel' kısmındayım.
■
Nerelere gittiniz şimdiye kadar?
A.E.: Pandemiden önce kiraladığımız
bir karavanla İsviçre Alpleri'ne
kadar gitmiştik, Almanya'da
Karaorman bölgesini komple
gezmiştik. Şimdi kendi karavanımızla
Sapanca'dan başladık, Balıkesir
Burhaniye ve Ayvalık'a gittik. Her
fırsatta Yalova'ya gidiyoruz. Şu an
yakın yerleri deneyimliyoruz. Ama
gitmek istediğimiz çok yer var.
Karadeniz'e gitmek istiyoruz. Kars'ı çok merak ediyorum. Doğu'ya gitmek istiyorum. Yani yurt dışında da çok güzel kartpostal gibi yerlere gittik ama ülkemi hiçbir şeye değişmem. Her köşesi ayrı cennet.
KARAVANDA BENİM ADIM MUAVİN AYÇA
■
Ailece ilk bindiğinizde ne hissetiniz?
A.E.: İnanılmaz bir duygu. Nova'nın doğum hediyesi gibi oldu. Şu an insanların yazlık alma lüksü yok, bizim her ilde, ülkede yazlığımız var diyorum. Hayalim kaplumbağa gibi sırtımda evimi taşımaktı. Hayallerimizi gerçekleştirdiğimiz için mutluyuz. İç tasarımını da ben yaptım.
■
Bebekle karavan deneyimi nasıl oluyor?
A.E.: Nova'ya sistem yaptık, koltuğunu sabitledik. Arkada yatakta yatıyoruz. Arada beni yanına istiyor
, bazen onun yanında ayakta gittiğim oluyor. Muavin gibi hissediyorum kendimi
. O sırada Oğulcan "Ben kola alabilir miyim?" diye bir şey istiyor. Yemek, servis yapıyorum. Karavanda benim adım Muavin Ayça.
OĞULCAN BENDEN DAHA PİMPİRİKLİ
■
İyi bir baba oldu mu sizce Oğulcan Bey?
A.E.: Evet benden daha
pimpirikli. Nova'nın da babasıyla
arası çok iyi. Biraz
daha aklı başına gelince
beni sen değil o doğurdu diyecek
diye korkuyorum.
■
İkinci çocuk düşünceniz var mı?
A.E.: Oğulcan için var
tabii. Ona kalsa 5 çocuk olsun.
Hatta imkânı olsa kendi
doğuracak. Ben hemen akabinde
çocuk yapanlara çok
saygı duyuyorum. Kısmet.
O.K.: O kadar çok istedim
ki anca 20 yıl sonra
yapabildi. Bir 20 yıl daha
bekleyemem. Ama o henüz
ikinciyi konuşmak istemiyor,
ben de zorlamıyorum.
Bence biraz zaman geçince
kendi kendine isteyecek.
BERABER EĞLENEMEYEN BERABER GELECEK KURAMAZ
■
20 yıldır berabersiniz. Nedir bunun sırrı?
O.K.: Saygı. Birbirimize çok saygı duyuyoruz.
A.E.: Rahmetli Gökhan Semiz, "Beraber eğlenemeyen insanlar beraber bir gelecek kuramaz" demiş. Benim ilişkideki mottom bu. Biz Oğulcan'la çok eğleniyoruz. Benim için çok güzel Pişekarlık yapıyor. Mizah anlayışımız da yakın, hayallerimiz ortak. O kadar güzel eğleniyoruz ki...
THE ANALAR GRUBU
■ "Whatsup'ta Özge Özpirinçci, Dilşad Çelebi, Hepsi grubundaki Eren'in de dahil olduğu ortak bir grubumuz var. Grubun adını ben koydum: The Analar. Orada birbirimize destek oluyorduk. 'Dişi çıktı mı, aşı yaptırdınız mı, katı gıdaya geçtiniz mi?' diye her şeyi birbirimize soruyoruz. Birbirimizi rahatlatıyoruz aslında, dünyanın en güzel şeyi. Bazen koca da çekiştirdiğimiz oluyor. O grup olmasa ben eksiğim, o derece."