ATV ekranındaki üçüncü sezonuna yeni hikâyesiyle fırtına gibi giren ve reyting rekorları kıran 'Kuruluş Osman', oyuncu kadrosuyla da dikkatleri üzerine çekiyor. Tiyatro kökenli oyuncu Emre Basalak, dizideki performansıyla dikkat çeken isimlerin başında geliyor. Ünlü oyuncuyla, çekimler öncesinde geçirdiği hazırlık sürecini ve 'Kuruluş Osman' dünyasındaki hayatını konuştuk. İşte tüm merak edilenleriyle Osman Gazi'nin kardeşi Gündüz Bey'e hayat veren usta oyuncu Emre Basalak…
Üç sezondur 'Kuruluş Osman' dizisinde oynuyorsunuz. Gündüz Bey rolü için birçok aday arasında seçildiniz. Rolü aldığınızda ne hissettiniz?
Vallahi ben kimlerin arasından seçildim bilmiyorum. Ama uzun bir süre Gündüz karakteri netleşmemişti. Benle iletişime geçtiklerinde tiyatroya bir süre ara vereceğim için tedirgin, Gündüz Bey'i oynayacağım için heyecanlı, bir aksiyon işinde olacağım için meraklıydım…
Hepsi bu!
Rolünüze nasıl hazırlandınız?
Fiziksel olarak 3 aya yakın at ve kılıç eğitimleri aldım. Zorlu bir kamp gibiydi. Ama 3 yıldır, o 3 ayın ekmeğini yiyorum. Bir sporcudan daha fazla yükleme yaptık. İyi ki de yapmışız. Düşünsel olarak ise bolca tarih bilgisi. Romanlar, tezler, döneme ait belgeler, yazılı kayıtlar… Tüm bunlar Gündüz'ün temelini oluşturdu. Psikolojik olarak ise Gündüz beni role hazırladı diyebilirim.
'Kuruluş Osman'da canlandırdığınız Gündüz Bey, Osman Bey'in kardeşi. Böyle bir karakteri oynamak size ekstra bir sorumluluk yüklüyor mu?
Elbette. Tarihi bir kimlik oynamak zaten başlı başına bir sorumluluk. Ben daha önce de tiyatroda Mustafa Kemal Atatürk'ü oynama onurunu elde etmiştim. Üç kıtaya uzanan bir imparatorluğun kurucu isimlerinden birini oynamak, herkes için bir onur ve sorumluluktur. Hele tarihine sevdalı biri olarak bende bu daha da yüksek oldu.
Bu dizideki rolünüz kariyerinize ne kattı?
20 yıldır tiyatro sahnesinden insanlara ulaşan biri olarak, bir anda dünyanın birçok ülkesinde tanınan bir oyuncuya dönüştürdü bu proje beni. Tabii çok büyük bir etkisi oldu. Daha çok insana söyleyecek sözüm varmış demek ki. Ne mutlu bana!
Burak Özçivit'le karşılıklı sahneleriniz izleyicilerden çok ilgi görüyor. Çekimler sırasında unutamadığınız bir anınız var mı? Burak Özçivit'le çalışmak nasıl?
Çok anı var. Atla ormanda kayboluşumu hiç unutamam mesela. Aksiyon sahnelerinde birçok komik olay yaşadık. Ama değerli abimiz Ragıp Savaş'ın (Dündar Bey) son sahnesini çektiği gün en etkilendiğim gündü. Hala özlüyorum onu sette. Burak içinse ayrı bir parantez açmak gerek… Bu kadar çalışkan, disiplinli ve işini çok seven az insan tanıdım… 20 yıllık meslek hayatımda iki elin parmağını geçmez. Takdir az kalır.
Oynarken zorlandığınız bir sahne oldu mu?
Evet, Balgay'ın beni boğduğu sahne. Yurdaer Okur okul arkadaşım. Gerçekten boğacak sandım!
'Kuruluş Osman'ın seti dünyanın sayılı setlerinden... Sektörde de oldukça konuşulan bu görkemli sette bulunmak nasıl bir duygu?
O plato, o dekorlar, biz oyuncular için bir oyun alanı. Çok şanslıyız açıkçası. Gerçekten heyecan verici…
Set aralarında boş vakitlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben at binerim kimi zaman. Bazen dinleniyorum. Öyle çok da vaktimiz olmuyor. Olduğu zaman da sevgili Özge Törer'in elinden bir Türk Kahvesi içerim.
Daha önce binicilik eğitimi almış mıydınız?
Çok az. Asıl beceriye burada sahip oldum. Bir tanecik hocalarımız Kemal ve Emrah hocalar. Adlarını söylemesem olmaz, emekleri çok!
Siz de dizinin aksiyon sahnelerini izlerken heyecanlanıyor musunuz?
Hem de nasıl… Alplerin aksiyonlarını çok seviyorum. Benimkiler de fena değil sanki.
'Kuruluş Osman' dünyada çok ses getirdi. Yurtdışında satıldı, Venedik TV Ödülleri'nde en iyi dizi seçildi. Bu başarıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Olmasaydı şaşırırdım. Bunca emek, bunca yatırım ve bu kadar geniş kadroyla dünyada ses getirecek bir iş olmalıydı zaten. Asla tesadüf değil bence. Gün geçtikçe bu başarı daha da artacak diye düşünüyorum.
Yabancı hayranlarınızdan nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Harika! Urduca, Arapça, İngilizce, İspanyolca mesajlar alıyoruz. Hepsi ülkemizi ve bizi çok merak ediyorlar. Dizide oynamak isteyenlerden, platoyu görmek isteyenlere kadar çok çeşitli mesajlar alıyoruz. Davet ediyorlar. Kendi ülkelerinde görmek istiyorlar bizi. Bu kültürel ortaklık ve tanıtım açısından da büyük bir fırsat. Önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Yabancı izleyici bizi de uluslararası bir oyuncu haline getiriyor. Bu da çok kıymetli. Sabah uyanıp dünyanın öteki ucundan yabancı dille yazılmış bir övgü mesajıyla güne başlamak paha biçilemez.
Kuruluş Osman'ın gelecek bölümlerinde seyirciyi neler bekliyor?
Artık devlet kurma vakti… Dolayısıyla hikaye biraz daha bu amaca evirilecek… Başka da bir şey söylemem.
Başa dönecek olursak oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
Karar anı yok. Sanki oyuncu olmam gerekiyordu… Her şey öyle kendiliğinden gelişti ki ne zaman konservatuara girdim, ne zaman tiyatro yapmaya başladım ve ne zaman bu kararları aldım hiç hatırlamıyorum. Ama şunu biliyorum ki ben başka bir işte var olamazdım… Yine de rahmetli dedemin desteği ve oyuncu olmamı çok istemesi, en belirleyici etken diyebilirim.
Oyunculuk kariyerinizle ilgili gelecek hedefleriniz neler?
Farklı roller, başka hayatlar ve yepyeni maceralar… Hem sahnede hem ekranda… Oyuncu asla istemeyi bırakmamalı.
Bir oyuncu için alınacak en büyük iltifat ne olur? Ya da sizin için ne?
Tiyatro için ayrı ekran için ayrı bu… Bir oyundan çıktığınızda seyirci sizi tanımakta zorlanıyorsa işte bu en güzel iltifat… Ekran içinse çok sık duyduğum bir söz var…
"Adam gerçekten yaşıyor!" İşte bunu duymak çok güzel!
Kendinizi yakışıklı ve karizmatik bulur musunuz?
Yakışıklı mı? Burak Özçivit'le oynarken bu sözcüğü kullanmak zor ama karizmatik olmak başka… Bak orada mütevazı olamam.
Kameralar kapanıp program bittiğinde neler yaparsınız?
Ülkede ve dünyada keşfedecek çok yer, çok insan var. Gezerim, keşfederim, öğrenirim. Tam bir gezginim aslında. Okumak benim için nefes almak gibi… Oku, gez, keşfet… Daha ne olsun!
İkili İlişkide tolere edemediğiniz şeyler neler?
Saygısızlık ve hadsizlik. Asla tahammül edemiyorum…