Yeni bir yıla başlamak... Yeni bir yaşa başlamak... Diyelim; üçlü yaşlara, dörtlü, beşli yaşlara transfer olmak. Yeni bir evle yeni bir hayata başlamak.... Yeni bir kalple bir olup yepyeni duygulara başlamak... Yeni bir işe başlamak... Ne çok şeye başlıyoruz değil mi?
YA PİŞMAN OLURSAK?
Yüreğimiz küt küt ediyor.
Hem deli gibi yenilik istiyoruz, yenilenmek istiyoruz hem de korkuyoruz. Eskiyi sevsek de sevmesek de, eskiden mutlu olsak da olmasak da içimizi kıpır kıpır ediyor yenilik, değişiklik, farklı yollara sapmak. Bazen cesaret bulamıyoruz değişim için. Hani bildiğimiz garantidir ya. Bizi kesmese de yapabileceklerimizi düşündükçe hüzünlensek de kalakalıyoruz olduğumuz yerde. "
Ya başaramazsak", "Ya pişman olursak", "Ya geri dönmek zorunda kalırsak"... Fakat şunu es geçiyoruz, hani biliyoruz da çekmeceye saklayıp, unutmaya çalışıyoruz;
şu hayatta gerçekten mutlu olanlar varsa eğer, şu hayatı gerçekten dibine kadar yaşamış insanlar varsa eğer onlar kesinlikle deneyenlerdir, onlar parmağını ateşe sokmaktan çekinmeyenlerdir. Onlar, tüm endişelere kulaklarını tıkayıp kalbinin sesini dinleyenlerdir. Elini korkak alıştırmayanlardır.
İŞTE O GÜN BUGÜN!
Ben de kalbimin sesini dinledim. Aslında bir zamanlar sesi bile kalmamıştı kalbimin. Kısılmıştı. Kısık ateşte pişemiyordum bir türlü. Duygularım tıkanmış, canım çok sıkılmıştı. Hani insanın içi bilmediği duygularla dolup taşar, geceleri uyuyamaz ya. O hesaptı benimkisi. Bir şeyler olmalıydı insanı mutlu edecek.
'İyi ki yaşıyorum' dedirtecek. Tamam çok sevdiğim bir işim vardı, ailem vardı, sağlıklıydım, arkadaşlarım vardı. Fakat yetmiyordu işte, kimse derinlerimi bilemiyordu, anlayamıyordu. Ben de anlatamıyordum. Sonra içimden bir müzik çıktı. Aldım yanıma dostum
Mert Ekren'i, yazdım notalara sözlerimi... Mırıldandım melodilere hissettiklerimi... Bir seneden fazla çalıştık, sabahladık, yaptık bozduk. Sonunda biz olduk. Sonunda ben, ben oldum. Yara bandımı buldum. Antidepresanıma kavuştum. Kendimi ifade edebilecek bir yol daha buldum. Ve nihayet o gün geldi. Yeni bir gün. Yeni bir başlangıç. O gün bugün! Bugün bir seneden fazladır emek verdiğimiz albümüm
'Ayşe Özyılmazel' piyasaya çıkıyor, sizlere ulaşmak için raflara yerleşiyor. Al bana yeni bir başlangıç! Her başlangıç gibi hem sevindiriyor hem korkutuyor beni. Günlerdir uyuyamıyorum, mideme kramplar giriyor, arkadaşlarıma telefonlarımdan fenalık geliyor, menajerim
Selma günde 50 kere benimle konuşmaktan kustu, kusacak. Ablam
Zeynep sürekli fotoğraflarımı çekmekten Ayşe komasına girmiş durumda.
SİZ DE YAPIN DURMAYIN!
Bense çok heyecanlıyım
, ilk yazımın çıktığı gün gibi, bir erkeği sevdiğimi anladığım o ilk an gibi, okulun ilk günü gibi, üniversiteden mezun olup içimde inanç önümde koca bir belirsizliğin olduğu günler gibi, yeni bir eve taşınırkenki gibi... Heyecanlıyım, istiyorum, bekliyorum, tamam kabul biraz da panikliyorum. Ama ben inanıyorum, işime ve ekibime güveniyorum, kendimi daha çok seviyorum. Demem o ki, sevgili okur...
Sizin de kalbinizle inandığınız bir şeyler vardır, belki çekiniyorsunuzdur, belki etrafınızdakiler 'dur' çekiyordur, eliniz gitmiyordur yapmaya... Ama yapın, bu hayatta ne yaparsanız kendiniz için yapın, durmayın, ilk adımı atın, bakın bir süre sonra hayat koşturuveriyor insanı... Siz de yapın.
Ne demiş Liz Taylor? 'Herkes kendi hayatını yaşar ve bir kez yaşar!' E o zaman?