Türkiye'nin nefesini tutup izlediği Binali Yıldırım- Ekrem İmamoğlu tartışmasını ilgiyle takip ettim. İşte dikkatimi çeken detaylar:
- Moderatör İsmail Küçükkaya'nın programın sonunda 'Moderasyonumu nasıl buldunuz?' diye sorması zekice bir hamleydi. Her iki taraftan da olumlu yanıt alarak tartışmaları başlamadan bitirmeye çalıştı. Ancak Küçükkaya daha programın başında CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nu anons ederken "İBB başkanı" dedi. O zaman seçimleri neden yapıyoruz? Bu tartışmaya da gerek yoktu!
- Medyaradar'da yayınlanan verilere göre, Küçükkaya, Yıldırım'ın sözlerine 26 defa müdahale etti. İmamoğlu'nu ise sadece 10 defa uyardı. Aynı verilere göre Küçükkaya; 'eşit süre' ilkesine tam uymadı. Yıldırım 59 dakika konuşurken, İmamoğlu 63 dakika konuştu.
- Üç dakikalık konuşma süresini kısa bulanlar çoktu. Bence 2.5 dakika bile yeterliydi. Sosyal medya çağında 3 dakikalık Youtube videosunu izlemek bile uzun geliyor. Kaldı ki, bazı sorularda adaylar üç dakikadan az sürede yanıt verdi ve kendilerini tekrar ettiler.
ARAYA ÇOK GİRDİ
- Küçükkaya'nın en büyük hatası, araya çok girmesi oldu. Bu durum, adayların karşılıklı diyaloğunu azalttı. Yanıtı alınmayan sorular oldu. Açıklamalara göre, devamı getirilmesi gereken sorular olmalıydı ama Küçükkaya kendini üç dakika süresine kaptırmıştı bir kere! Tüm bu eksiklere rağmen Küçükkaya'nın tarafsız bir tartışma sunduğunu söyleyebiliriz.
FETÖ TAKTİĞİ!
- Bence tartışmanın en önemli sorusu Yıldırım'dan geldi: "Gelir gelmez hemen Büyükşehir'in veri tabanını kopyalama talimatını neden verdiniz?" İmamoğlu, bu soruya net bir yanıt veremedi: "Veri yedekleme" dedi. Yıldırım da "Yedekleme ile kopyalama farklı şeydir. Zaten her veri yedekleniyor. Kopyalama çok farklı şeydir. İstediği veriyi istediği an da kendisine verilir. Veri kopyalama işi FETÖ taktiğidir. Dışarıdan birinin görevlendirilmesi ise doğru değildir" diyerek ilk golünü attı.
- İmamoğlu, ilk seçimde oy farkının 24 bin olduğunu söyledi. Yıldırım, "Hayır 29 bindi" dedi. İmamoğlu'nun 29 bini kabul ederek susması da hanesine eksi puan olarak yazıldı. İmamoğlu, oy farkının her sayımda azalmasına da net bir yanıt veremedi.
- Yıldırım'ın, "CHP'nin bütün oyların sayımına karşı çıkması sonrası seçim yenilendi" açıklaması da önemliydi. İmamoğlu bu konuda da ikna edici olamadı.
- İmamoğlu'nun, "Anadolu Ajansı, veri aktarımını neden 12 saat kesti?" sorusuna, Yıldırım "Benim sorunum değil" dedi. Bu yanıt doyurucu olmadı.
- İmamoğlu, seçimler bitmeden reklam panolarına asılan 'Gönül belediyeciliği kazandı' afişini ısrarla sordu. Yıldırım da "39 belediyenin 25'ini Cumhur İttifakı kazanmış. Bir ittifakın ne yazması beklenir? 'Kaybettik' mi yazalım?" demesi ikna edici bir yanıttı.
- Ordu Valisi'ne yapılan hakaretle ilgili soruya İmamoğlu yine net bir yanıt veremedi. Yıldırım da Fatih Portakal'ın açıklaması üzerinden İmamoğlu'nu köşeye sıkıştırdı ve İstanbullular'dan özür dilemesi gerektiğini söyledi. Bu soruda da Yıldırım öne geçmiş oldu.
- İmamoğlu, "Temiz vakıflarla işbirliğine gideceğim" dedi. Yıldırım da, "Hangi vakıf temiz nasıl belirleyeceğiz? 23 bin vakıf var, hangisinin iyi olduğunu nasıl bileceğiz?" diye karşılık verdi ve İmamoğlu yine kem küm etti.
TALİMAT MI ALDI?
- İmamoğlu, tartışmanın ilk bölümünde gergindi. Bazı kısa yanıtlardan sonra "20 saniye!", "25 saniye alacağım var" deyip durdu. Seçim gecesi yaşananlara takıldı kaldı. Öyle ki; İmamoğlu'nun baştaki gergin ve saldırgan tavrı Yıldırım'ı bile gerdi. Belli ki, reklam arasında İmamoğlu telefondan "Sakin ol, risk alma. AK Partili seçmenleri kızdıracak 'atarlı' CHP'li söylemlerde bulunma" talimatı aldı ve ikinci yarıda tartışmayı rölantide götürdü.
DEMOKRASİ KAZANDI
- Vücut dilinin abartıya kaçmayanı, doğal yapılanı etkilidir. Yıldırım, tartışmada vücut dilini fazla kullanmadı ama kullandığı bölümlerde doğaldı. Yıldırım'ın caps'lere konu olan 'Onu da biz yaptık' derkenki rahatlığı, esprili hali, vücut dilini kullandığı anlarda ortaya çıktı. Tıpkı seçim sloganında olduğu gibi 'Biz yaptık, yine yaparız' der gibi duruyordu. İmamoğlu'nun ise vücut diline çok çalıştığı her halinden belliydi ama doğal değildi. Vücut dilini gereksiz yere çok kullandı.
- Özetle; siyaset tarihine geçecek bir tartışma yaşandı. Seçim dönemlerinde iki adayın karşılıklı tartışmasını izlemeyeli uzun zaman olmuştu. Bu tartışmanın asıl kazananı demokrasi oldu.