'5N1K' ekibi geçtiğimiz hafta koronavirüs tedavisi gören hastalar ile sağlık çalışanlarının yaşadıklarını anlatmak için yoğun bakımları ziyaret etti. Ama programın tecrübeli yapımcısı Kenan Taş yoğun bakımda gördükleri ve yaşadıkları karşısında fenalaştı, baygınlık geçirdi.
Cüneyt Özdemir'in de belirttiği gibi Halep'ten Afganistan'a en tehlikeli yerlerde haber yapmış Kenan Taş gibi deneyimli bir isimin bile yoğun bakımda bizlere sağlık çalışanlarımızın ne kadar zor şartlar altında görev yapıkların kanıtı aslında.
Biz markette 10 dakika maskeli duramazken, koruyucu kıyafet ve maske içinde saatlerce çalışıyorlar. 29 Nisan verilerine göre 7 bin 428 sağlık çalışanı enfekte oldu!
Ancak ölümü göze alarak çalışan sağlık çalışanlarımıza kolay ulaşım sunamıyoruz. İstanbul'da sağlık çalışanları toplu taşımada kullandıkları araçlardaki seferlerin azalmasıyla zorluk çektiklerini söylüyorlar.
DOKTORLAR İSYANDA
Örneğin sağlık çalışanı Emre Koç,"Yasaklar olduğu zaman ulaşımlarımız olmuyor, bunların artırılması her zaman sağlık çalışanları için daha iyi. Çoğu arkadaşımız evlerine gidemiyor; araç bulamıyor, metrobüsler çok kalabalık oluyor bazen... " diyor.
Bir diğer sağlık çalışanı Fadime Mine ise "Zamanlama açısından eskiden 15 dakikada bir gelen dolmuşlar, yarım-1 saat arayla gelmeye başlayınca biraz daha gecikmeler oluyor... Şu anda evime gitmek için yarım saat yürümem gerekecek" diye isyan ediyor.
Burcu Kirman da metrobüs seferlerinin azaltılmasından şikayetçi:
"20-30 dakika beklediğimiz oluyor... Sıkıntı yaşıyoruz eve giderken ya da nöbete gelirken..."
Okullar, iş yerleri kapalı, birçok servis aracı garajda yatıyor.
Sağlık çalışanları için özel servis güzergâhları oluşturulamaz mı?
Başka sektörlerde çalışanlar da İstanbul'daki topluma taşımadan şikâyetçi.
Sosyal mesafenin korunması için sokağa çıkma yasağı uygulanıyor ama Ekrem İmamoğlu da sanki inadına sefer sayılarını azaltıp otobüs ve metrobüslerin tıka basa dolmasına neden oluyor!
Sakın bu duruma da "Organize kötülük" demeyin! Doktorlar da mı yalan söylüyor?
Sayın İmamoğlu, sizin çağdaş belediyecilikten anladığınız nöbetten çıkan doktoru eve yarım saat yürütmek mi? Sosyal mesafeyi sıfırlayacak şekilde insanları metrobüse tıkmak mı?
BİSİKLETE BİN!
Durun bitmedi! İBB'den bugün kısmen başlayan normalleşme süreci için de şöyle bir öneri geldi: "11 Mayıs'ta başlayacak yeni serbestilerle toplu taşıma kullanımının çok daha fazla artacağını öngörüyoruz... Toplu taşımayı kullanmak yerine mümkünse yürümeyi ya da bisiklete binmeyi tercih ediniz." 'Züğürt Ağa' filmindeki replik geldi aklıma: "Ağam bizimle eğleniy..." Sanki İstanbul'da Amsterdam'daki gibi bisiklet yolları vardı da biz mi bisiklet sürmedik? Ayrıca yollar Amsterdam, Londra gibi düz mü? Çok değil, Beşiktaş'tan Taksim'e, Ortaköy'den Levent'e bisikletle gidebilsek Fransa Bisiklet Turu'nun favorisi İstanbullular olurdu. İstanbul'da sahiller hariç 20 km. bisiklet sürecek yer bulsan, orada da köpek sürüleri saldırır.
Elbette bisiklet sağlıklıdır ama coğrafi şartlar uygun olmalı. Önce bisiklet yolları yapılmalı.
Ekrem ağam bizimle eğlenmeyi bırak, toplu taşımada sefer sayılarını artır. Araçları garajda bekletme de sosyal mesafeyi koruyalım. Toplu taşımada tasarruf edecek başka zaman bulamadınız mı? Salgın döneminde tasarruf mu olur?