Koleksiyonerliğin paylaşarak büyüyeceğine inanan Engin Altan Düzyatan ve birçoğu komşusu olan sekiz sanat arkadaşı, Clubfinearts adı altında bir sanat hareketi için bir araya geldi. Ana misyonları Türk sanatı, sanatçısı ve koleksiyonerini uluslararası platformda görünür kılmak. İlk etkinliklerini Bilgili Holding ve Sabiha Kurtulmuş'un organizasyonunu üstlendiği Artweeks@Akaretler'de yaptılar. Clubfinearts üyeleri; Ata Volkan Alp, Haluk Yücelsin, Hakan Salargil, Raul Danon, Engin Altan Düzyatan, Erol Büyük, Selim Erol, Cengiz Yatağan, Mert Üründül. Hepsi her ay atölye atölye gezerek yeni eserler alıyorlar.
İşte o dokuz kişi: Ata Volkan Alp, Engin Altan Düzyatan, Haluk Yücelsin, Hakan Salargil, Raul Danon, Erol Büyük, Selim Erol, Cengiz Yatağan ve Mert Üründül.
DİZİLER İYİ BİR ARAÇ OLABİLİR
En son Almanya'daki Anselm Reyle'in atölyesini ziyaret ettiklerini söyleyen Engin Altan Düzyatan ile Artweeks@Akaretler'de gerçekleşen Sanatta Etkileşim konulu söyleşisi öncesi sohbet ettik. İşte Düzyatan'ın anlattıkları:
- Dokuz arkadaş; üç yıl içinde Türkiye ve yurt dışındaki birçok atölyeyi gezdik, birçok önemli sanatçının işlerini satın aldık. Bir WhatsApp grubumuz var, oradan sanatı paylaşıyoruz, kendimizi sanat konusunda taze tutuyoruz. 'Sanat için ne yapabiliriz, Türk sanatçılarımızı nasıl yurt dışında tanıtabiliriz?' diye kafa yoruyoruz.
- Ben en çok Picasso'nun kağıt çalışmaları ile Damien Hirst, Fahrelnisa Zeid, Andy Warhol'un eserlerini beğeniyorum.
- Diziler, sanat eserlerini yurt dışında tanıtmak için iyi araç olabilir. TV, Türkiye'de 300-350 milyon dolarlık bir ihracat oranına sahip bir eğlence sektörü. Türk dizilerinin dünyaya satılmasının karşılığı 200 milyon dolar. ABD'den sonra, en fazla diziyi Türkiye pazarlıyor. Çocukken Brezilya dizileri seyredilirdi. O dönem biz Brezilya'dan ithal ederdik, şimdi biz onlara dizi satıyoruz. Dizilerdeki objeler, 70 ülkedeki seyirciye ulaşıyor. Değerli ressamlarımız, heykeltıraşlarımız var. Onları nasıl daha fazla gösterebiliriz? Dizide kullanılan evlerin duvarlarına bir şeyler asılıyor ya; IKEA'dan almayalım. Sektörü sadece eğlence sektörü olmaktan çıkaralım.
'ÇOCUKLUĞUM SERGİLERDE GEÇTİ'
"Benim sanata olan ilgim 8 yaşında başladı. Babam gençken bir vakfın üyesiydi, her ay farklı bir resim sergisi olurdu vakıfta. 8 yaşından beri hayatım resim sergilerinde geçti."