Bilim-kurgu türünden hoşlanmasam da uzaylıların dünyayı işgal etme girişimlerini anlatan filmleri severim. (Bir tanesi de şu sıralarda dünya ile aynı anda vizyonda: Kurtuluş Günü: Yeni Tehdit) Peki neden severim? Çünkü sonunda dünya birleşir, topyekun mücadele edilir ve nihayet 'insanlık' kazanır.
Bu iş artık 'yerel terör hadiseleri' ya da 'bir-iki devlete karşı yürütülen terörize faaliyetler' olmaktan çıktı. Teröristler, tıpkı kötü niyetli uzaylılar gibi 'dünyayı' hedef alıyor. Namlunun ucundaki, insanlık.
Son zamanlarda terör eylemlerinin Sultanahmet, Beyoğlu ve Atatürk Havalimanı gibi turistik alanlara odaklanmasını sadece 'Türkiye'nin turizm gelirini baltalamaya yönelik eylemler' olarak nitelemek, tek kelimeyle aymazlık olur.
Açık hedef çok belli: Medeniyet!
Öyleyse; 'Senin teröristin, benim teröristim' demeden, ülke menfaatleri yerine tüm insanlığın çıkarlarını öne koyarak, aynı siperin içine atlayıp beraberce ateş etmenin vakti gelmiştir. Tek umudum, Atatürk Havalimanı saldırısının tüm dünya için acılara son verecek bir 'milat' yerine geçmesidir.
Bu arada teröre karşı savaşmak yerine terörü kişisel menfaatlerine tahvil etme alışkanlığını sürdüren politikacıları da teröristler kadar suçlu buluyorum.
Bu bağlamda, 'Fırsat bu fırsat' deyip iktidar partisini 'iş birlikçi' olarak niteleyen CHP milletvekillerini, okyanus ötesinden zehir saçanları, barış yerine her seferinde ölümü ve tehdidi öne koyan, canlı bombalara taziye kuyruğuna giren HDP'lileri, havaalanında millet can derdine düşmüşken sadece yabancı turistleri arabasına alıp '100 dolar fiks tarife çeken' bazı vicdansız taksi şoförlerini, oda fiyatlarını bir gecede ikiye katlayan kimi turizmcileri de 'uzaylı' ilan ediyorum...