Show TV'de 'eğlence' programı olarak ekrana servis edilen 'Dünya Güzellerim' programının ilk bölümünü bu köşede kıyasıya eleştirmiştim.
Özellikle de Bülent Ersoy ile Banu Alkan arasındaki o lağım kokulu çirkin diyaloğun ne onlara, ne de Show TV ekranlarına yakıştığından söz etmiş, yozlaşan eğlence anlayışını tenkit etmiştim. Bu yazı üzerine Bülent Ersoy bir basın açıklaması yapıp bu yazıyı ona beslediğimi öne sürdüğü 'kin' nedeniyle kaleme aldığımı belirten saçma sapan bir yorumda bulunmuştu.
Oysa ben bir televizyon eleştirmeninden önce, sade bir vatandaş olarak ekranda gördüğüm şeyleri mide bulandırıcı bulduğum için o eleştiri yazısını kaleme almıştım.
Gördüm ki programdan memnun olmayan tek kişi ben değilim.
Hem medyada yer alan eleştiriler, hem köşemize ulaşan izleyici mesajları, hem de RTÜK'ün şikayet hattına ulaşan yorumlar, programın 'düzeyinin' büyük bir rahatsızlık yarattığını gözler önüne seriyordu. Ama tepkiler sadece şikayetle de sınırlı kalmadı, hukuki bir boyut kazandı. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), ulaşan şikayetler üzerine yayın bandını izleyip programa rekor bir para cezası verdi. Show TV'ye, reklam gelirinin yüzde 1'ine denk gelen tam 450 bin liralık ceza kesildi.
Tabii ki RTÜK bir programa ceza kesti diye zil takıp oynayacak halim yok.
Bu çağda televizyon sektöründe etik değerleri korumak adına bu denli ağır cezalara başvurulmak zorunda kalınması üzücü. Ama her zaman söylediğim gibi; öncelikle vicdanınızın trafik ışıklarına uymazsanız, her kavşakta polisten ceza yersiniz.