Son dönemde müziğin yanı sıra drift yarışlarında elde ettiği şampiyonluklarla dikkatleri üzerine çeken Doğukan Manço Bi' Başka Youtube kanalında Melis Güvenç'in konuğu oldu. Sahne ve müzik programlarını azaltarak otomobil yarışlarına ağırlık veren Doğukan Manço bunun sebebini, "Müzikte ne yaparsam yapayım mutlaka 'Babası gibi' ya da 'Babası gibi değil' denecek. Otomobiller babamla kıyaslanmadığım bir sektör" sözleriyle açıkladı. Lisanslı bir drift yarışçısı olan Manço otomobile olan tutkusunu şu sözlerle anlattı; "Bu hobi Doğukan'ın bir kenarda bıraktığı küçüklüğüydü. Bir noktada ekonomik özgürlüğümü oturttuktan sonra o çocuğun hayatını devam ettirme ve içimdeki o çocuğu tekrar yaşatma kararı aldım. Bu yüzden otomobillerle iç içeyim."
Zaman içinde çok fazla kimliğin oluştu. Müzisyen, yapımcı, drift pilotu ve ticaret derken birçok farklı alandasın. Bundan sonrası için hangi kimliğin daha ağır basacak ve yola onunla devam edeceksin?
Üretmeyi seviyorum ama ticareti sevmiyorum. Fakat ürettiğiniz şeyi de bir şekilde satmanız lazım ki ayakta durabilesiniz. Müzik hayatımda hep oldu zaten içine doğdum. İlk kez 6 yaşında mixere dokundum. O zamandan beri de bu temas devam ediyor. Müziği geliştirmek için proje üretmem gerekti. Proje üretmem gerekirken de bir yerde ister istemez yapımcılığa soyundum. Nerede ne yapabilirim, ne biliyorum, nereye ne katabilirim diye bir takım çalışmalarım oldu…
Peki ya otomobiller?
Otomobiller de 12 yaşımdan beri dünyamda var. Uzaktan kumandalı bir yarış arabam vardı. İlk onu tamir ederek başladım yarışmaya ve bu serüvene. Büyüdükçe bu sefer annemin otomobilini kurcalamaya devam ettim. 15 yaşımda o arabanın sağını solunu sökmeye ve modifikasyon yapmaya başladım. Fakat babamın aramızdan ayrılması bizim maddi manevi bütün düzenimizi değiştirdi. Her şey durdu. O zamana kadar çocuktum ve o günden sonra hayata atılmam gerekti. Hayata küçük adam olarak başladım. Müzik yaparak hayatımı kazandım ama otomobil hobisi hep bir kenarda kaldı. Ama bu hobi Doğukan'ın bir kenarda bıraktığı küçüklüğüydü. Baktığın zaman zaten bu garajda çocukluğumu çok görürsün. Bir yerde ekonomik özgürlüğümü oturttuktan sonra o çocuğun hayatını devam ettirme ve içindeki o çocuğu tekrar yaşatma kararı aldım. Bu yüzden otomobillerle iç içeyim.
Bu hobi artık senin için bir yaşam şekli haline geldi diyebilir miyim?
Diyebilirsin… Annem hep bana "Önce bir hayatını kazan, ondan sonra ne yapmak istiyorsan yaparsın" derdi. 35 yaşıma geldiğimde artık anneme, "Her şeyi yaptım. Artık karışma, hayatımı yaşayayım" dedim. Bir de geriye dönüp baktığımda ben bu hayatı güzel yaşadım diyemiyorsam zaten güzel bir hayat olmamıştır benim için. Değişti hayatım… Eskisi kadar haftada üç kere sahne yapmıyorum ama bundan da mutluyum. Çünkü sadece deli gibi sahneden sahneye koştururken diğer üç gün de yolda geçiyordu. Şimdi daha az sahne yapıyorum ama hiç olmazsa yapmak istediğim şeylere zaman ayırıyorum.
"Müzikte ne yaparsam yapayım mutlaka 'Babası gibi' ya da 'Babası gibi değil' denecek!"
Müziğe ağırlık vermemenin sebebi sürekli baban Barış Manço'yla kıyaslanma baskısına karşı bir meydan okuma mı? Bu kıyas senin üzerinde bir baskı yaratıyor mu hala?
Barış Manço'nun mertebesi sadece Türkiye'de değil dünya çapında çok yüksek bir konumda. Bizler hiçbir zaman onun tacını taşımak değil de belki onun felsefesini ve öğretisini genç nesillere aktarmak için yol alabiliriz. O çok özel bir insan, özel bir isim, çok özel bir enerji. Onu yaşatmak bizim ulaşabileceğimiz en yüksek mertebe. Fakat bu sektör benim babamla kıyaslanamayacağım bir sektör. Müzikte ne yaparsam yapayım mutlaka "Babası gibi" ya da "Babası gibi değil" denecek. Fakat burada kimse "Babası gibi drift yapıyor" ya da "Babası gibi araba tamir ediyor" demiyor. Bu noktada sadece insanlara karşı verdiğim öğreti şekillerinde kıyaslanma oluyor. Kimisi "Hakikatten baban gibisin araştırıp, okuyorsun, aktarıyorsun" diyor, kimisi de "Boş boş uğraşıyorsun, git dünyayı gez" diyor. Yani bu kıyas her zaman hayatımda var. Ama bizler babamızın gücünü varlığını kabullenmiş insanlarız. Ve onun bu büyüklüğüyle gurur duyuyoruz. Dolayısıyla hiçbir zaman meydan okumuyoruz. Ama ucundan da olsa keyif alıyoruz. O da bizim hayata karşı böyle savaşmamızı isterdi.
Peki Manço ailesi olarak yeni projelerini neler?
Barış Çocukları adı altında bir anaokulumuz var. Bu işin başında annem duruyor. Bu okulda 2-5 yaş arası çocuklara Barış Manço'nun felsefesini aşılıyoruz. Yeni mezunlarımızı verdik. Kısmetse bu tarafa da ağırlık vereceğiz. Şu an 2,5 yaşında bir okul ama bunu büyütüp geliştireceğiz. Babam zaten vefat etmeden önce biliyorsun Tuzla'da bir okul inşa etmişti. Bizim aile olarak eğitime verdiğimiz bir değer bu. Bunların da devamı gelecek inşallah.
En son seni Türkiye Drift Şampiyonası 2. Turunda birinci olarak gördük. Bu başarı daha çok bu alana sarılmana sebep olacak mı?
Bu benim için önemli bir yarış. Çünkü bu şampiyonluğun sonunda her şey istediğim gibi giderse kendi yarış okulumu açabileceğim. Bunu yapabilmem için de bu yarışta birinci olmam gerekiyor. Bu yüzden buna çok konsantreyim. Pandemiden önceki son yarışta Türkiye ikinciliğim var. Ama asıl önümüzdeki yarış çok önemli benim için…
"Babam kâhindi veya değildi diyemem"
Babanızın kaybından sonra yaşadığınız talihsizlikler, varlık durumundaki inişler ve çıkışlardan sonra, şimdi "Kaybettiğimiz ne varsa geri alacağım" diyor musun? Ya da almaya başladın mı?
Bu konudaki azmim devam ediyor. Çok iyi bir aile durumundan, her şeyimi kaybettiğim bir hale geldim. Para kazanmaya başladıkça o dönemden bana ait ne varsa hepsini biriktirmeye başladım. Allah nasip eder, etmez bilemem ama müze olan evimizi geri satın almak benim bir hayalim. Babamın otomobil koleksiyonuna sahip olmak başka bir hayalim. Bunları geri almak için de bir yaşam standartı oluşturmaya çalışıyorum. Ama bunların olacağını düşünüyorum. Çünkü babam bize bıraktı da, bizden aldılar. Hiç olmazsa babamın olanları alayım, biz çocuklarımıza bırakalım.
2023'ün yaklaşmasıyla beraber Barış Manço'nun "Kayaların Oğlu" şarkısıyla ilgili tartışmalar yeniden gün yüzüne çıktı. Barış Manço'nun kâhin olup olmadığı bu şarkıda yazdıkları üzerinden konuşuluyor. Sen bu konuda neler söylemek istersin? "Kayaların Oğlu" Barış Manço'nun kâhin gözüyle yazdığı bir parça mı yoksa fazla mı abartılıyor, yanlış mı yorumlanıyor?
Oğlu olarak bu konuda yapacağım en ufak bir yorum algı yaratır. Bu yüzden evet kâhindir de diyemem, değildir de diyemem. Çünkü birilerinin yorumlarını desteklemiş olurum. Fakat Barış Manço bu parçayı bestelediğinde sene zaten 1973'tü. Bu 50 senelik bir olay. Dolayısıyla bu insanların çok daha önceden algılaması gereken bir konuydu. Bu gidişata bakılarak yazılmış bir eser değil. Bu insanlara çok önce sunulmuş bir eser. Belki insanların algısı yeni yeni buna yönelmeye başladı. Çünkü herkesin bir 2023 hedefi ve hayali var. Ama Barış Manço kendi yorumunu yapmış. Bu yorum üzerine yapacağım bir yorum algı yaratır. Bu yüzden insanların algıları açık olsun.
Peki herkes aynı zamanda senden bir Barış Manço tribute albümü bekliyor. Böyle bir planın var mı?
Yakın vadede yok. Bundan iki sene önce niyetlendik ancak o kadar çok yaşayan, yaşamayan hızlı bir tribute albüm furyası başladı ki vazgeçtik. Doğru zamanda kendiliğinden olacaktır. Bu nedenle şimdilik olan projeyi de durdurduk.
"Şarkı kullanımı konusunda sert değiliz ama mevzu ayrımcılık olunca her noktada duvar gibi karşısındayız"
Sen kendi özelinde bir Barış Manço şarkısı yapacak mısın?
Hayır. Ben sadece onun için yapacağımız bir şeyin ancak ucundan tutabilirim. Çünkü o halka mal olmuş bir isim olduğu için, yine halka mal olmuş isimlerle olabilir diye düşünüyorum. Çünkü bu tarz bir çalışma olması gerek. Ama bu mirasın bir bekçisi olarak birazcık ucundan tutarım. Ama tamamıyla kendim yapmak yürekten istemem.
Bir de kimsenin sahip oldukları bu değeri sömürmesine asla izin vermiyorsun…
Kendi gördüklerimle olumsuzluklara pek geçit veremiyorum. Nasıl ki Barış Manço'nun siyasi bir konuda yer almasına izin vermiyorsak, aynı şekilde onun bakış açısına ters gelecek hiçbir şeyi de kabul etmiyoruz. Çoğu genç Barış Manço şarkılarını seslendirebiliyor. Bunları ulaşılabilir de kılıyoruz ki eserleri yaşasın, Barış Manço'yu yaşatsın. Bu konuda bu kadar sert değiliz ama mevzu ayrımcılığa geldiği her noktada duvar gibi karşısındayız.