Bu başlığı görünce "Önce insan hakları, sonra hayvanlar" dediğinizi duyar gibiyim. Ama insanı sevmenin yolu, çocukken hayvanı sevmekten geçiyor. Okurlarımız, bu konuda bazı dizilerin yanlış mesajlar vermesinden şikayetçi. Vahide Akın, "Arka Sokaklar" dizisindeki bir repliğe takılmış mesela: "Sayın Yüksel Aytuğ, Arka Sokaklar'da zararlı mesajlar gittikçe arttı. Hüsnü Çoban'ın oğulları, hayvanları kurtarıyor. Tam 'Ne güzel, ne insani mesaj, iyi oldu' derken, aniden vicdansızca mesaj geliyor: Hayvan Hakları Platformu Başkanı hanım, çocuklara 2 bin 500 liralık ödül çeki veriyor ve Hüsnü Çoban düşmanca bir ifadeyle eşine 'Sabahtan akşama kadar koşturuyoruz, 4 ayaklılar kadar değerimiz yok. Bu kadar para, 4 ayaklılar için yanlış' diyor ve karısı da acıyla onaylıyor.
KATLİAMLAR SÜRÜYOR
Sevgili Yüksel Bey, Türkiye tam bir hayvan cehennemi. Belediye başkanları özellikle bu yıl binlerce köpeği acımasızca katlettirdi. Katliamlar hâlâ sürüyor. Kayseri'de karnı parçalanan hamile köpeğin yavruları ortaya saçıldığında, veteriner gelmediği için zavallı anne köpek can çekişe çekişe öldü. Emekli maaşlarıyla hem geçinmeye çalışıp, hem aç kedi ve köpeklerle ekmeğini paylaşanlar var. Her gün 'Yavrulara sütanne gerekli, ölecekler' çağrıları duyuyoruz. Kavurucu sıcaklarda insanlara 'Kapınızın önüne bir kap su bırakın. Susuzluktan hayvan ölümleri başladı' diye adeta yalvarıyoruz. Gerçekler bu durumdayken Arka Sokaklar'ın hatalı mesajları peşpeşe geliyor. Bugün Türkiye'de hiçbir hayvanları koruma derneğinde 2 bin 500 lira dağıtacak güç bulunmaz. Dizinin senaristi '4 ayaklıları' ve dernekleri kötüleyip, diziye renk kattığını düşünüyor." Okurumuzun haklı olduğu noktalar var. Ama "Arka Sokaklar"da hayvan sevgisinin gelişmesine katkı sağlayan "Garip" adlı bir köpeğin oyuncu olarak yer aldığını da unutmayalım.
DİNİMİZDE MERHAMET VAR
Gönül Dinç adlı okurumuz ise "Geniş Aile"deki bazı diyaloglara dikkat çekmiş: "Eve köpek getiren Cevahir'e evin büyükannesinden gelen korkunç tepki şöyle (Ki bu berbat ve iğreti repliğin evin en büyüğüne söyletilmesi ayrıca üzücü ve düşündürücü) 'ÇIKAR O İTİ EVDEN, BU EVDE NAMAZ KILINIYOR!' (Toplumca maaşallah hayvan sevgisinden kırılıyoruz ya...) Düşünün ki dizi karakterlerine cenaze töreni yapacak kadar bu dizileri ciddiye alan ve hayatlarına sokan toplumumuzda, en yakınlarına karşı mücadele vererek evlerini hayvanlara açmış insanların kalacağı zor durumu! Ki inanın bu ülkede hayvan sevmek zor ve yürek ister... Merhamet ve güzellik dini olan İslam'ın en önemli ibadetlerinden biri olan namaz ibadetinin de evde köpek beslemekle yapılamayacağının altının çizilmesi de ayrıca esef verici. İkinci olarak hayvan sevgisi ile verilen güzel (!) ve anlamlı ders ise şu: Cevahir oyuncak muamelesi yaptığı köpeği alır ve en küçük bir zorlukta onları sokağa terk eden, çoğu ölüm kampı olan ve adı barınak olarak geçen yerlere terkedenleri kutsarcasına bir korkunç replik daha patlatır: 'KÖPEKLER İÇİN EN İYİ YER İNŞAATLARDIR.' Ne kadar sevgi dolu ve öğretici değil mi? O zavallı ve biçare hayvanlardan bir gün sıkılırsanız adres belli, inşaatlar. Gönül rahatlığı içinde, arkanıza bile bakmadan terkedin ve gidin! Üçüncü olarak da diğerleri kadar muhteşem (!) bir replik daha patlatıyor dizi karakterimiz: 'YA, GELME ARKAMIZDAN SANA O KADAR DA PARA VERDİK, ALDIK AMA...' Al ve at... Bu kadar basit. Diziye hayvanlarla ilgili böyle senaryo yazan ve emeği geçen herkesi şiddetle kınıyorum."