PKK terörü nedeniyle yıllarca tarım faaliyetlerinin yapılamadığı Bingöl'ün Genç ilçesine bağlı Servi, Yaydere, Sarıbudak ve Bahçebaşı köylerindeki 2 bin 500 dekar alanda artık devlet desteğiyle üzüm üretiliyor. Köyleri daha önce güvenlik gerekçesiyle terk eden vatandaşlarımız bölge huzura kavuşunca köylerine döndü.
Terör bitince, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü'nce başlatılan çalışmalar ve devlet desteği meyvelerini vermeye başladı. Üzüm bölgenin önemli gelir kaynağı haline geldi artık. Sofralık 'hönüsü', şıralık da 'kabarcık' çeşidi üretilen üzümlerden şıra, pestil, pekmez gibi ürünler de elde ediliyor.
Servi köyünde yaşayan Mehmet Baysal kazancından çok mutlu: "30 yıl önce köyümden ayrılıp Mersin'e gittim. Köyüme döndüm ve yaklaşık 2 yıldır üzüm üretimine başladım. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü'müzün desteğiyle yıllık 1 tonun üzerinde verim elde ediyorum."
Abdullah Uzun adlı vatandaşımız ise 15 dönüm alanda üretim yaptığını, hibe desteği ve aldıkları eğitimle daha fazla verim aldıklarını belirtti ve ekledi: "Daha önce 300 kilogram ürün alırken şimdi 1 tondan fazla ürün elde ediyoruz. Biz nasıl çocuklarımıza bakıyorsak devlet de bize öyle bakıyor."
BİNLERCE ŞEHİT VERDİK
Uzun'un sözleri her şeyi özetliyor. Kürtlerin hakkını savunduklarını iddia eden HDP ve PKK örgütü aslında bölge halkına ihanet ediyorlardı. Güneydoğu şehirlerinin kalkınmaması için fabrikaları ve yol açan, tünel kazan iş makinelerini yaktılar. Eğitim getiren öğretmenleri şehit ettiler. HDP'in Güneydoğu'da kazandığı belediyeler, gelirlerini teröristlere akıttılar. Ne zaman devletimiz terörü bitirdi o zaman bölge halkı gerçek hizmeti almaya başladı.
Daha önce de yazdım; bir zamanlar sürekli şehit haberlerinin geldiği, Cudi Dağı'nda şimdilerde yamaç paraşütü, Kato Dağı eteklerinde festivaller, Zap Suyu'nda rafting yarışları yapılması ve Tunceli'de aquapark'ta çocukların doyasıya eğlenmesi çok önemli gelişmeler. Bu huzur ortamını kazanabilmek için binlerce şehit verdik!
1984 yılından bu yana Türkiye, terör yüzünden 40 bin insanını kaybetti ve terörle mücadeleye 1.5 trilyon dolar para harcandı. 1.5 trilyon dolar ile yaklaşık 310 adet şehir hastanesi ve 136 adet İzmirİstanbul otoyolu inşa edebilirsiniz!
Küresel güçler, Türkiye'nin hep terör örgütleriyle mücadele etmesini, ekonomisinin düzelmemesini, sürekli silah almasını ve böylece ülkemize istediklerini yaptırabilmeyi istiyorlar. Bunun için de terör örgütlerini ve onların siyasi uzantılarını destekliyorlar.
Şu anda ülkemizin dört koldan siyasi ve ekonomik baskıyla kuşatılmasının en önemli nedeni de PKK'yı eylem yapamaz hale getirmemiz!
***
BEDAVA AŞI NEDEN SATIN ALINIR?
İstanbul'da bazı kişilere yarım doz koronavirüs aşısı vurduktan sonra artırdıkları aşıları satan üç hemşire tutuklandı.
Aşı şişelerinin dolusu 150, boşu ise 20 liradan satılmış. "Kolye yapacağız" denilerek alınan boş şişeler de dışarıya kaçırılmış.
Kim bilir kaç kişiye yarım doz aşı vurdular? Bu hemşirelerden aşı olanlar tek tek antikor testine tabi tutulmalı. Gerekli olanlar tekrar aşılanmalı.
Boş şişeler sahte aşı olarak mı piyasaya sürülüyordu acaba? Peki, devletin ücretsiz yaptığı aşıyı neden birileri para verip alır? Daha fazla doz aşı yaptırmak için mi?
Ülkelerinde aşı olamayanlar turist olarak Türkiye'ye gelip hemşirelerin çaldığı aşıyı yüksek fiyata yaptırıyor olabilirler mi?
***
MELEKLER KORUDU!
İtalya GP'sinde Max Verstappen ile Lewis Hamilton'un yaşadıkları kaza hâlâ gündemde. 'Kazaya Hamilton neden oldu' diyenler de var, 'Verstappen neden oldu' diyenler de... Bence Hamilton, geçilmemek için virajda Max'ın önüne kırdı. Max'ın solunda boş yer yoktu, sağında ise Hamilton vardı. Eğer Hamilton rakibine boşluk bıraksaydı geçilecekti. Max'ın geri adım atıp arkasında kalmasını bekledi. Ancak pistlerin en gözü kara pilotu geri adım atmadı ve kaza yaşandı.
Hamilton'da öyle büyük bir ego var ki, az kalsın hayatını kaybedecekti. Hamilton'ın hayatta kalmasını sağlayan ise 'Halo' adlı koruyucu sistem oldu. 'Halo' Yunanca daire ya da halka anlamına gelen bir kelime. Melek figürlerinde başta duran daireye de 'Halo' deniyor. F1 araçlarındaki darbeye dayanıklı 'Halo' parçası, pilotun başını kavrayıp, dış etkenlerden koruyor. Özetle Hamilton'ı melekler korudu!
***
ÇOCUKLARIMIZ İÇİN...
13 Eylül'de Türkiye'de 24 bin 613 yeni koronavirüs vakası tespit edildi. Vefat sayısı ise 231. Ama insanlar sanki salgın yokmuş gibi yaşıyor.
Kamuoyu aşıya odaklanmış durumda ama ben de ısrarla maske takma zorunluluğunun eskisi gibi sıkı bir şekilde uygulanması gerektiğini yazıyorum.
Üç doz aşı olsanız bile virüsü kapabilir ve yayabilirsiniz.
Vaka sayısındaki artış, maske ve sosyal mesafe kurallarına uyulmamaktan kaynaklanıyor. Çocuklarımız için maske takalım. Onlar aşılı değiller!
RONALDO DİYETİ
Ronaldo'nun İtalya'da oynadığı dönemde özel aşçılığını yapan Giorgio Barone, yıldız futbolcunun yeme alışkanlıklarını As gazetesine anlattı: "Vücuduna bir otomobil gibi bakıyordu desem yanlış olmaz. Balık, tavuk, kırmızı et, kuzu, avokado ve siyah pirincin en doğallarını tüketirdi. Arıtılmış bol su içerdi. Dinlenme sürelerine aşırı dikkat ederdi. Akşam yemeklerini çok geç olmadan yerdi."
Belçikalı milli futbolcu Daouda Peeters ise eski takım arkadaşını şöyle anlattı: "Ronaldo her zaman aynı şeyi yer. Brokoli, tavuk, pirinç, bir litre su ve yanında kesinlikle gazlı içecek olmadan. Onun yaptığı karın egzersizleri boş yere değil, bu egzersizleri vücudunu bir çalışma aleti olarak gördüğü için yapıyor."
Futbol tarihi birçok yıldız gördü ama hiçbiri Ronaldo ve Lionel Messi kadar devamlılık gösteremedi. Bu ikilinin bütün rekorları altüst etmesinin sırrı da kendilerine çok ama çok iyi bakmaları. Normalde 36 yaş futbol emeklilik yaşı ama Ronaldo hâlâ üst seviyede oynuyor. Kendine böyle bakmaya devam ederse 40 yaşında da oynar!
***
Altyazı
"Yanlış zamanda karşılaştığımız mükemmel insanlar vardır. Bir de doğru zamanda karşılaştığımız yanlış insanlar." (La Delicatesse)