Gazeteci Reha Muhtar ile eski eşi Deniz Uğur'un arasında devam eden davalara bir yenisi daha eklendi. 20 Ağustos'ta İstanbul'da evinde geçirdiği kaza sonucu hastaneye kaldırılmış, yoğun bakımda tedavi altına alınmıştı. Tedavisinin ardından sağlığına kavuşan Muhtar, soluğu savcılıkta aldı. Hastanede tedavi altındayken Deniz Uğur'un hastane yetkilileriyle irtibata geçerek alkollü olup olmadığını öğrenmeye çalıştığını, bu da yetmez gibi evine izinsiz girerek bazı sağlık belgelerini ele geçirdiğini belirtti. Muhtar ifadesinde evinde bulunduğu sırada dengesini kaybederek düştüğünü, 30 gün yoğun bakım ünitesinde gördüğü tedavinin ardından tekrar sağlığına kavuştuğunu ifade etti.
21 Ağustos'ta eski eşi Deniz Uğur'un yanında Seren Serengil ile hastaneye geldiğini ve hastanenin VIP müdürü ile kameraların olmadığı bir odaya geçerek görüşme yaptıklarını, bu görüşmeye, Özler Aykal, Ayşe Nazlı Yumlu ve Uğur Dündar'ın şahit olduğunu belirtti. Uğur'un kendisi ile nikahlı olmamasından ötürü çocuklarını kullanarak kendisine ait yalıyı ele geçirmeye çalıştığını ifade eden Muhtar, "Çocuklarımın velayetini almak için elinden geleni yapıyor. 23 Ağustos tarihinde Özler Aykal bana ait yalıya gittiğinde kapının kilidinin kırılarak içeri girildiğini fark etmiş. Özler içeride kızım Mina ve tanımadığı 2 şahsın bulunduğunu gördüğünde söz konusu kişileri Deniz Uğur'un gönderdiğini öğrenmiş" dedi.
SAHTE BELGE İLE ÇOCUKLARI ALMAK İSTEDİ
MUHTAR ifadesinin devamında "Deniz Uğur yalıya gelerek bana ait olan karaciğer enzimlerini gösteren raporu Özler Aykal'a gösterip bu belge ile çocuklarımı alacağını söylemiş. Bu belge benim düşerek hastaneye kaldırıldığım belge değildir. Daha önceden karaciğer enzimlerimi gösteren belgedir. Deniz Uğur bu belge ile çocuklarımı almak için beni tehdit etmektedir" dedi. Kişisel verilerinin hukuka aykırı bir şekilde ele geçirildiğini belirten Muhtar eski eşinin cezalandırılmasını talep etti. Şikayet sonrası olayla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı.