Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören, son basın toplantısında "Paramı tabii ki geri alacağım. Sonuçta bu parayı dışarıdan faizle alabilirdik ama ben kulübe büyük yardım yaparak, bu parayı borç olarak verdim" demiş. Peki, ne kadardı bu para? Sıkı durun, tam 93 milyon lira! Tabii kulübün bir de Demirören'in hatalı yönetimiyle oluşan diğer borçları var... Daha da kötüsü Beşiktaş'ın kıymetli arazilerine yapılan binalardan, geleceğe dönük elde edilecek gelirlerin çoğunun da şimdiden harcanmış olması. Demirören döneminde yapılan onlarca yanlış oyuncu ve antrenör transferi, boşa ödenen tazminatlar, harcanan milyonlarca dolara karşılık sportif anlamda kayda değer başarıların elde edilmemesi vs. çok yazıldı. Kaseti geri sarmaya gerek yok. Asıl tartışmamız gereken Demirören'in onca kişisel hataya rağmen bu parayı kuruşu kuruşuna geri alacağını söylemesi ve kimsenin buna ses çıkarmaması... "Yeter Demirören yeter" diye ortalığı inleten taraftar; Guti, iki ayda bir sakatlanan Quaresma ve Iverson transferlerine 'fit' olmuş, ağlayanı yok! Ne de olsa Türkiye'de iki flaş transferle her şey unutuluyor. Büyük harflerle yazayım 93 MİLYON LİRA! Demirören, Beşiktaş'ı satın almış beyler! Hiçbir yeni yönetim bu parayı ödemeyi göze alıp başa geçmez! Zaten Demirören de her kongrede lafı bir şekilde "Eğer seçilmezsem paramı alırım"a getirip bir anlamda kendine rakip olacakları tehdit ediyor! Demirören acaba aynı hataları kendi şirketlerinin yönetiminde de yapıyor mu? Sanmam... Türkiye'deki her büyük kulüp başkanı gibi onun da işleri tıkırında gidiyor. O zaman yılların kurt işadamı neden Beşiktaş'ta ısrarla aynı hataları yapmaya (son örnek Fatih Tekke'nin yollanacak olması), kulübü borçlandırmaya devam ediyor? Nedir Demirören'in gerçek amacı? Kulübü sürekli kendine borçlandırıp başkanlık koltuğunu garantilemek mi? Neden sadece bu olamaz! Mevzu derin... Ve bu çok bilinmeyenli denkleme kafa yoracak delikanlı spor yazarı yok!