Demet'in (Akalın) bir dünyası var. Tamam! Tozpembe değil. Tamam! Belki birçoğunuzun dünyasına uygun değil! Tamam! Deli dolu, heyecanlı, hızlı, renkli... Ama o, Demet'in dünyası... Aşklarını da, kavgalarını da, sinirini de, mutluluğunu da ortalıkta yaşıyor. Bundan çekinmiyor, "Ben buyum" diyor. Belki kendine kızıyor, belki kendini takdir ediyor bilemeyiz ve fakat o, hayatı böyle yaşamayı seçiyor. Korkusuzca, kendi gibi, olduğu gibi, başkalarını düşünmeden. İşte bu noktada benim saygımı kazanıyor. Ha, ben onun gibi yapar mıydım? Evlilik konusunda, ilişki konusunda bu kadar rahat olabilir miydim, bu kadar cesur davranabilir miydim? Özel hayatımın detay detay röntgenlenmesini kaldırabilir miydim bilemiyorum... Sanmıyorum... En son, iki aydır ilişkisi olan Önder Bekensir'le evlenmeye karar verdi Demet. Vay, 'ne ara ilişkileri başladı, ne ara birbirilerini tanıdılar da ne ara evleniyorlar' derken, bir baktık ayrılmışlar. Haberlere göre büyük bir kavga kopmuş ve geçen pazar akşamı ayrı ayrı gittikleri Supper Club'da başka insanlarla eğlenmiş, birbirilerine nispet yapmışlar. Evlilik işi de yatmış. Aaa! Dün sabah ne görelim, barışıp Uludağ'a gitmişler. Haydaaa deli mi bunlar? O zaman Demet'i arayıp soralım. Vallahi de bu ilişkinin ritmini çok merak ettim. Zırrr... Zırrrr...
O KIZ NİKAH ŞAHİDİMİZ
Alooo (uykulu bir ses)
Alo Demet, ben Ayşe Özyılmazel uyuyor muydun? Uyuyordum Ayşeciğim.
Kapatayım mı? Yok yok söyle...
E peki, bir ayrılıp bir barışıyorsunuz. Önder'le neler oluyor oralarda? Olayınız ne sizin Allah aşkına? (Gülüyor) Ya aslında bir şey olduğu yok, hafta sonu kavga ettik şimdi de barıştık.
İyi de gazeteler yıkılıyor, sen başka bir erkekle gitmişsin kulübe, o başka bir kızla. Nedir bu daldaki durum? Başka kız falan yok. Kimse açıp bize ne olduğunu sormuyor Ayşe, çok sinirleniyorum.
Peki, ne oldu kuzum? Hafta sonu kavga etmiştik. Benim dansçı kızlar her pazar Supper Club'a gidiyorlar, beni de çağırdılar, ben de rezervasyon yaptırdım. Benim akıllı sevgilimin de kulağına gitmiş; o da beni kontrol etmeye gelmiş. Ben de yanında bir kız olduğunu duyunca çıldırdım.
Kimmiş o kız? Kim olacak, bizim Selin'miş meğerse. Önder'in 20 yıllık arkadaşı ve nikah şahidi olacak Selin yani.
Sen de başka bir erkekle çıkmışsın? O da yanlış, şöyle; içki içmiştim arabamı almak istemedim, bizi taksiye dansçı kızlarımın arkadaşı bindirdi. Meğer çocuk eski futbolcuymuş, ben ne bileyim!
İKİ GELİNLİK GİYECEĞİM
Düğün var mı? İptal mi? Düğün var tabii ki. Bunun kına gecesi var, düğünü var, herkes görecek ama ben basına çok sinirliyim tek kare fotoğraf vermeyeceğim. Bu işler bu kadar ucuz mu ya! Çok gezmenin bedeli mi bu ya!
Peki siz Önder'le niye kavga ediyorsunuz? Kavga nereden patlıyor? Küçücük şeylerden. Beni sinirliyken bırakacaksın, ufacık şeyden tartışma çıkarıyorum. Kendi aramızda espri yaparken kocaman kavgaya dönüşüyor. Yani ben uyuz kadının tekiyim, olmayacak lafları cımbızla çekerim. Kavga çıkar.
Demet, işine karışmak gibi olmasın da, evlenmek zor bir karar değil mi? İki ayda nasıl bu kararından emin olabiliyorsun? Haklısın, zor bir karar. Bana "Evlenmek için erken" diyen insanlar haklı olabilir. Hızlı bir karar ama ben flörtümü evlilikte yaşamak istiyorum. Kadınlar her gün evlenme teklifi almıyor ve biz acele çocuk istiyoruz. "Hamile kaldı evlendi" dedirtmemek için de evleniyoruz. Huzursuz bir ilişki değil bu. Ben bu adamla mutluyum. Günahıyla, sevabıyla yaşamak istiyorum.
Gelinliğin hazır mı? Tuvana Büyükçınar ve modacı Süleyman Demirel yapıyorlar. Belki iki tane giyeceğim, ikisini de çok seviyorum çünkü.
Ben de size mutluluklar diliyorum. Teşekkürler...