Davranış bilimleri uzmanı ve yazar Aşkım Kapışmak'ın 'Okunmamış Mesaj' adlı romanı okuyucuyla buluştu. Kapışmak'la romanını, pandemi döneminin ruh sağlığımız üzerindeki etkilerini, salgın sonrası yeni dünya düzenini konuştuk...
SALGINDA KENDİMİZLE YÜZLEŞTİK
■
İşiniz gereği insanları ve toplumları gözlemliyorsunuz. Romanınızı yazarken hangi gözlemlerinizden yararlandınız?
Kimsenin bir başkasıyla derdi yok
aslında, her insanın içinde yoğun duygular
vardır. Bunlarla yüzleşmeyenler,
bu duygularını ortaya çıkaracak insanlarla
arkadaş, dost, sevgili, eş, komşu
ya da iş arkadaşı olurlar. Her insan farkında
olmadan çevresindeki ilişkileri
buna göre dizayn eder ve bu labirentin
içinde yaşar. Sonra sürekli kendine
şunu sorar: Neden hep aynı şeyleri
yaşıyorum, istediğim hayatı
ne zaman yaşayacağım?
İnsanların çoğu aslında
kaçtığı hayatları yaşıyor.
Çocukluktan gelen değersizliği,
yetersizliği, çaresizliği,
başarısızlığı ve sevgisizliği
unutmak için bazı
davranışlar sergiler insan.
Hayatınızda bir şeyi az ya
da çok yapıyorsanız; mutlaka
çocukluğunuzdaki bazı
duygulardan kaçıyorsunuzdur.
Aşırı ya da az
yeme, saatlerce telefonda zaman
geçirme, aşırı ya da az konuşma,
aşırı kıskançlık, aşırı tüketim,
işkoliklik ya da hiç çalışmamak,
dedikodu, cinsellik içeren davranışlar...
İnsanlar depresyona girdiğinde
ise bu saydığımız şeyleri
yapmayı bırakır. Bana göre depresyon
bir hastalık değil, insanın yüzleşmelerini
yaşaması için fırsat.
■
Pandemi süreci uzun vadede insanlarda nasıl bir etki bırakacak?
Başımıza gelen sıkıntılar, kayıplar,
sorunlar tek bir sebeple kapımızı
çalar. Dur, ne yaşadın söyle, hangi
duyguyu hissettin ve neyi hatırladın?
İnsan sıkıntıya düştüğünde kendini
yavaşlatıp bu soruları sorup yüzleşmeli.
Ama hayat hızlı olduğu için hep
kendimizi avutarak kaçıyoruz. Pandemi
sayesinde ise artık kaçacak yerimiz
yok. İnsanların çoğu kendilerini avutacak
şeylere ulaşamadıkları
için daha zor yüzleşmelerle
baş başa kalıyor. İnsan
dünyadaki iyi ya da kötü
şeylerin, aynalarının tozu
olduğunu anlamak zorunda
çünkü kimse aynadaki
güzel ya da çirkin tozu silmeden
kendisini net göremez.
Yeni dünya düzeninde
mutluluğumuzun tek yolu
ruh sağlığı olacak. İnsanların
çoğu bu yüzleşmelerle
regresyon yaşayıp çocukluklarına
dönecek. Tabii bu
zor olacak, ani duygu değişimleri
yaşayacaklar, bazı ilişkileri
bitirecekler vs. Kişisel gelişimine yatırım
yapanlar yavaş yavaş gelişerek ve
dönüşerek yeni dünya düzenine güçlü
bir ruh haliyle devam edecekler.
■
Karantina kısıtlamasında insanlar neyi öğrendi, neyi unuttu?
Daha az imkanla da yaşayabileceğimizi,
yakınlarımızı ne kadar ihmal
ettiğimizi, hırslarımızın olduğunu,
daha bilinçli şükretmeyi, içe dönmeyi,
kendimizi eleştirebilmeyi, yıllarca
para ve güç için çalışıp, kendimizi
geliştirmeyi unuttuğumuzu öğrendik.
Z kuşağının önemini, tek başımıza
kalabilmenin yollarını, hayatımızda
ne kadar çok gereksiz eşya, insan
olduğunu, kitap okumanın önemini ve
herkesin ölebileceğini de... Unuttuğumuz
tek şey var, o da iyi insan olmak
için kendimize verdiğimiz sözümüz.
ERGEN GÜNLERİNE DÖNERLER
■
Bazı insanlar pandemi yasaklarına karşı çıkıyor, neden?
Bazı insanlar, baskı ve yasaklarla
büyütülür. Bu insanlar kısıtlandıklarını
hissettikleri an; anne ve babalarına
karşı çıkıp evden kaçtıkları, kurallara
uymadıkları, empatinin eksik olduğu,
sadece kendilerini düşündükleri gençlik
dönemlerine dönerler. Toplumsal
kurallar, insanın zihninde eril güç olan
baba enerjisi taşır. Babasıyla problemi
olan, kurallara karşı çıkmayı bir varlık
ihtiyacı gibi görürler. Kurallara uyanlar
ise ya korkuları yüksek kişilerdir ya da
babasıyla ilişkileri sağlıklı olanlar.
HER GÜN 10 DAKİKA PENCEREYİ AÇIP UZAKLARA BAKIN
■
İnsanlara rahatlayabilmeleri için neler tavsiye edersiniz?
Her gün en az 10 dakika sabit
durarak pencereyi açıp uzaklara
bakabilirler. Beyin uzaklara baktığında
gerçek duygularını ortaya
çıkarıp onları kabullenişe geçer,
bu beyine iyi hissettirir. Her gün
belirli bir süre aile bireylerinden
uzaklaşıp bir odada tek kalabilirler
çünkü iç içe olmak birbirimizi işgal
etmemize neden olur. Kesinlikle
hareket halinde olmalıyız. Bu
süreçte şükretmek de insanı çok
iyi hissettirir. Şükretmek; sahip
olduğun şeyleri düşünüp teşekkür
etmek değil, yaşadığın her anın
farkında olup Allah'tan geleni kabul
etmektir. Son olarak beynimiz
her gün aynı şeyleri, aynı insanları,
aynı çevreyi görürse zamanla hiçbir
şeyden zevk almamaya başlar.
O yüzden hayatımıza yeni şeyler
katmalıyız.
İLK GÖRÜŞTE AŞK SAĞLIKSIZ BİR İLİŞKİ MODELİ
■
Bu dönemde evlilikler ve ilişkiler çabuk başlayıp çabuk bitiyor. Bunun sebebi nedir?
Sebebi yanlış partner seçimleri.
Sağlıklı bir ilişkide, insanlar ilk
tanışmada birbirlerine bakar, ortak
şeylerden zevk aldıklarını gördükçe
yavaş yavaş birbirlerini sevip aşık
olurlar. Sağlıksız ilişkide kişiler genellikle
birbirlerini gördükleri an vurulur
ve aşık olurlar. İlk görüşte aşk
yaşayanlar genelde çocukluk problemleri
olanlardır. Sağlıklı bir ilişkide
çiftler en az haftada bir gün tek
başlarına aktivite yaparlar, sağlıksız
ilişkide ise her şeyi birlikte yapma
arzusu vardır. Bu aşırılık uzun vadede
ilişkiyi bitirir. Sağlıklı bir ilişkide
çiftler birbirilerinin de sevgilerini
ölçmezler.
'İŞE YARAMADIĞIMI HİSSEDİYORUM, KURTAR BENİ'
Yeni projeleriniz neler?
Pandemi bitince
Almanya'da ve Avrupa'daki
sevenlerim ile
seminerlerde buluşacağız.
Mayıs ayına
kadar hem romanla,
hem de vereceğim
seminerlerle ilgili bir
Amerika projesi var.
Yeni yıldan sonra da
bir Youtube programım
başlıyor. Yakın
zamanda çıkacak bir
şarkının da sözlerini
yazdım.
Size en çok gelen soru nedir?
'Kendimi çaresiz
ve işe yaramaz hissediyorum.
Nasıl kurtulurum?'
Bu bize toplumun
çoğunluğunun
anne-babası tarafından
bazı duygulardan
eksik yetiştirildiğini
gösteriyor.
MİDYAT'IN TEŞEKKÜRÜ BİR BEKLENTİSİ OLDUĞUNUN GÖSTERGESİ
■
Sermiyan Midyat, Amerika'nın sağlık sektörünü eleştirip "Ülkemin kıymetini Amerika'ya gidince daha iyi anladım" dedi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti. Bu açıklamasını nasıl değerlendirirsiniz?
Ülke yönetimindeki liderler,
başkanlar halkın zihninde en yüksek
mertebedeki güçlerdir. Ülkedeki
herhangi bir sanatçı, oyuncu,
ünlü, ünsüz her insan, herhangi bir
konuda başkanlık makamına teşekkür
ediyorsa, bu bilinçli ve samimidir.
Ama teşekkürü kişiselleştirip
direkt Cumhurbaşkanı'na söylüyorsa,
bu, kişinin aynı zamanda bir
beklentisi olduğunu da gösterebilir.
OKUYAMADIĞIMIZ TEK MESAJ ÇOCUKLUKTA SAKLI
■
Son romanınız 'Okunmamış Mesaj' satış rekoruna doğru gidiyor. Bize biraz kitabın yolculuğundan bahseder misiniz?
Kariyerimin ilk fantastik ve psikolojik romanı. Düşünme süresi beş yılımı
aldı, çocukluk yüzleşmelerimi de yaşayıp dönüştüğüm bir yolculuktu.
Senaryo yazmam için çok teklif alıyordum. Bu romanla kariyerimin bu
yolculuğuna başlamış oldum. Kitapta dokunduğu herkesin geçmişini
tüm detaylarıyla gören 'Yusuf'un yolu, şarkıcı 'Cemre' ile kesişir. Genç
adam bir tek onun geçmişini göremediğini fark eder ve bir süre
sonra aralarında büyük bir aşk başlar. Bu aşk yedi büyük günahı
ortaya çıkarır: Oburluk, kibir, öfke, kıskançlık, tembellik, aç
gözlülük ve şehvet. Bastırılmış bilinçaltımız ne istiyor,
dünyadaki anlamımız neye dönüşüyor? Kitabın
tek mesajı şudur; okuyamadığımız tek mesaj
çocukluğumuzdur. Bu mesajları okursanız
yaşamdaki tüm sorularınızın
cevaplarını bulabilirsiniz.
SAVAŞLAR DEVAM EDECEK PSİKOLOJİK BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ GÜÇLÜ OLAN HUZURU BULACAK
■
Virüs korkusu insanı neye dönüştürüyor?
Tüm dünyadaki
insanların zihinleriyle
ortak iletişim
halindeyiz. Bunun
adı evrensel bilinç.
Bastırılmış değerler
vardır; ırkçılık, ötekileştirme,
kadın,
çocuk ve yok etme
arzusu gibi. Virüs
ile birlikte evrensel
korku tüm insanların
bilincine çarptı
ve herkesin bilinçaltındaki
gerçekler
ortaya çıktı. Bu yüzden
siyahi cinayetleri,
kadın cinayetleri,
din savaşları çoğalmaya
başladı. Herkes
kendi gerçeğiyle
yüzleşir durumda
aslında, içimizde
bir virüs varmış gibi
sürekli tedirginiz
ve zihnimizdeki her
odayı açıp bakıyoruz.
Bundan sonraki
yıllarda biyolojik,
kimyasal, psikolojik
ve teknolojik savaşlar
devam edecek.
Psikolojik bağışıklık
sistemi güçlü olanlar
kendi içlerinde
huzura ve öz değere
ulaşacak.
ROMANI ŞUBAT'TA YURT DIŞINDA ÇIKACAK
■
Son romanınızın dünyaya açılacağını söylemiştiniz, süreç nasıl ilerliyor?
Şu an İngilizce
ve Arapça'ya çevriliyor,
Şubat ayından
itibaren Orta
Doğu ülkelerinde
satışa çıkacak.
Mart gibi Amerika
ve Avrupa'da olacak.
Romanın bu
kadar ilgi görmesi
ve farklı kültürlerden
talep gelmesi
beni çok mutlu etti.
Yakın bir zamanda
senaryo aşamasına
geçilecek.