Olur. Hem de bal gibi olur. Hatta olmalı...
Cumhuriyetimizin 97'nci yılını coşkuyla kutladığımız şu günlerde ekranlar 'Cumhuriyet reklamlarıyla' dolup taşıyor. Hepsi de birbirinden anlamlı.
Garanti BBWA reklamında Atatürk'ü (temsili) köylüsünden işçisine, memurundan öğrencisine tüm Türk vatandaşlarıyla karşılıklı zeybek oynarken izliyoruz. Dış ses diyor ki: "Kanatların kanatlarımız, adımların adımlarımız..." Gani Müjde reklamdan öyle etkilenmiş ki, sosyal medya hesabından şöyle bir paylaşımda bulunmuş: "Arabayı satıp parasını Garanti BBWA'ya yatırasım var..."
Dyo ise kültürel zenginliğimize, Cumhuriyetimizin birbirinden farklı ve göz alıcı etnik çeşitliliğine vurgu yapmış: "Tüm renkleriyle Cumhuriyet... İlelebet..."
Özel günlerdeki yüreğe dokunan reklamlarıyla bildiğimiz Turkcell, bu bayramı da es geçmemiş. Önce bu vatanın evlatlarına verdiği isimler geçit yapıyor. Gazi, Mustafa, Kemal, Ülke, İlke, İstiklal... En son yeni doğmuş ikizlerin ismini okuyoruz. Vatan, Millet... Sonra dış sese sıra geliyor: "Cumhuriyet'i öyle sevdik ki, ilkeleri kimimizin isimlerinde ama hepimizin yüreğinde yaşıyor..." Ne güzel...
Gelelim yazının ilk cümlesine: Bir ülke kendi cumhuriyetinin reklamını kendi halkına yapar mı? Buna ihtiyaç duyar mı? Tescilli dünya güzeli, okumuş etmiş kızımız, Cumhuriyet'in ilan tarihini bilmiyorsa, İstiklal Savaşı'nın şairini tanımıyor, ilk dörtlüğünü bile söyleyemiyorsa, bu ülkenin televizyonlarında Cumhuriyet'in reklamı yapılır, yapılmalıdır. Kutlu olsun...
Eşkıya ile Çukur'un savaşı
Biri atv'nin, diğeri Show TV'nin dizisi. Biri salı, diğeri pazartesi gecelerinin vazgeçilmezi... Ama iki dizi arasında amansız bir rekabet hatta savaş var gibi.
Son hamle bu hafta Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinden geldi. Malum, son birkaç haftadır bizim Çakırbeyli Ailesi, yeni düşmanları Yaman ile uğraşıyor. İki sezondur Çukur'da eroin kaçakçısı Afgan Reşit Fezlullah karakterine hayat veren Muhammed Cangören, Eşkıya'da karşımıza Yaman'ın babası Hamdi Baba olarak çıktı. Diğer dizide uyuşturucu işi yapan baba, bu kez gasp ve hırsızlık çetesinin reisi rolündeydi.
Bakalım oyuncu Muhammed Cangören'i hangi dizi önce öldürecek? Eşkıya mı, Çukur mu?..
Eyvah diyorum!
Gündüz kuşağı yemek yarışmalarının sosyal hayata vurduğu en büyük darbe, sofra adabının ayaklar altında çiğnenmesi oldu. Çorbada saç bulmak için evinden kıl mı getiren ararsınız, "Yemekte su tadı var" gibi saçma sapan eleştirilere soyunanlar mı? Bu reyting garabeti yarışmalar yüzünden "Eline sağlık" sözünü de unuttuk, "Allah ne verdiyse" lafını da... Hele "Komşu hatırına çiğ tavuk yenir" düsturu hepten tarih oldu.
Şimdi Kanal D'de yeni bir yarışma başlayacak. Bu kez 'misafirperverlik' tartıya çıkacak. Türkiye'nin dört bir yanından gelen dört kişi, her hafta farklı bir ev sahibinin evinde konaklayacak. Sabah da ev sahibine puan verecek. Ağzımızın tadı kaçtı. Hiç olmazsa "Tanrı misafiri" kavramını imha etmesek diyorum...
Gaf'let kürsüsü
Atv muhabiri, Beyoğlu'nda maskesiz dolaşan genç kıza sordu: "Neden maskenizi takmadınız?" Kız sırıtarak yanıt verdi: "Duyarsız bir kişi olduğum için."
Zap'tiye
Covid 19'un aşısını henüz bulamadık. Ama ilkelliğin, yobazlığın, güvensizliğin, aşağılık kompleksinin şırıngası yıllardır elimizde: Cumhuriyet 29...
Ne demiş?
"Sakın ola ki biz zengin olduk, artık çalmayalım demeyin. Hırsızı kanaat öldürür." (Eşkıya'da hırsızlık çetesinin başındaki Hamdi Baba'nın sözü)