Evlatlarımız, gelecekleri, hayalleri ve hayallerimiz… Hayatın aile çizgisindeki serüveni bu kavramlar arasında gidip geliyor. Kimse ben asla çocuğumun hayallerine karışmıyorum, geleceğine tamamen kendisi karar verir, demesin. Hepimiz bir noktada onların hayallerini eleştirir, gelecekleri için kaygı duyarız. Peki hiç düşündük mü? Acaba tamamen kendi hayallerini mi yaşıyorlar?
ÇOCUK BİZİM, HAYALLERİ DEĞİL
Evladımız doğduğu ilk günden itibaren onun için en iyisini, en güzelini isteriz. Yavaş yavaş büyüme sürecine girdiğinde onun da dünyaya bakışını öğreniriz. Sorduğu çok bilmiş sorularıyla hayal gücüne misafirlik eder, cevaplarımızı onun anlayacağı şekilde veririz. Kurduğu hayallere, çizdiği resimlere, söylemeye çalıştığı şarkılara dahil oluruz. Yaş almaya devam ettikçe bazı hayallerinin ya da planlarının bizim aklımızda kurduklarımız ile paralel olmadığını fark ederiz. Bu hissedildiği anda amansız bir kaygı oluşur. Neden böyle düşünüyor? Niçin bunları söylüyor diye aklımızdan geçirmeden edemeyiz. Ama unuttuğumuz bir gerçek var ki çocuk ne kadar bizim çocuğumuz olsa da düşünceleri bambaşka olabilir. Bundan doğal ne var?
Yeteneklerine eğilmek gerekiyor
Her çocuğun kendine göre eğilimli, yetenekli olduğu alanlar vardır. Bizlerin buradaki görevi onların bu yeteneklerini en doğru biçimde keşfetmek ve onları doğru yönlendirmek. Buna basit bir örnek vermek gerekirse, müzik kulağı olan bir çocuğa zorla coğrafya öğretemeyiz. Ya da basketbolda yetenekli bir çocuk aynı becerisini yüzme alanında gösteremeyebilir. İşte bunların hepsi çocuklarımızın hayatını nasıl çizeceğine kalmış. Buradaki karar merci ise biz değil, onlar. Onlara yapacağımız en güzel yardım, birer ebeveyn olmaktan çok yönlendirici bir arkadaş olmak.
EVLATLARIMIZ DEĞERLİ BİR MADEN
Dünyada çocuk gelişimi ile ilgili kabul görmüş birçok özel durum var. Bunlardan belli başlı olanları da disleksi ve otizm. Bu iki durumda çocuklara yapılan klişe söylemlerden ve dışlamalardan acilen uzaklaşmalıyız. Çocuklarımıza da bu özel çocuklarla normal ilişkiler kurabileceğini öğretmeliyiz. Bu özel durumu yaşayan çocukların da zihinsel anlamda inanılmaz yetenekli olduğu, dünyaca kabul edilmiş bir gerçektir. Görsel zekaları normal insanlara göre daha yüksek, anlama becerileri çok farklıdır. Her çocuğa en özel noktadan yaklaşmak çok önemli bir gerçektir. Unutmayın, onlar geleceğin Einstein'ları, Picasso'ları, Mozart'ları…