ENGİNCAN bir gece ağlayarak aradı, "Sana geliyorum" dedi. Sibel Hanım, telefonla hal-hatır sorarak çocuğu geri kazanmaya çalışıyor, sorunu böyle çözemez, bunu bilmeli.
OĞLUM annesine kızgın. Çünkü, annesinin kendini, o insana (Sulhi Aksüt'ü kastediyor) tercih ettiğini düşünüyor. Öyle kızgın ki, öfkesi kontrol edilemez bir durumda...
PSİKİYATRİSTE GİTMELİLER!
KIZIMIZ Melisa'nın dersleri kötü, üstelik kilo problemi yaşıyor. Çocukların bir psikiyatriste gidip, testten geçmeleri gerekiyor. Eminim psikiyatrist, sorunlarını hemen tespit edecektir.
ÇOCUKLARIN yıllık maliyetleri 150 bin dolar. Benim bu imkanı onlara sunma gücüm yok. Bu anlamda Sibel'i takdir ediyorum...
Sibel Can'ın eşi Sulhi Aksüt ile boşanma kararının ardından bir anda gündeme yeniden gelen eski eş Hakan Ural bugüne kadar koruduğu sessizliğini bozdu. Eşi Ezgi Ural ile yeni taşındıkları Maslak Mashattan'daki dairesinde görüştüğümüz Ural, kendisiyle alakası olmayan olayların içine çocukları nedeniyle dahil olduğunu söyleyerek artık haksızlıklar karşısında önlemini alacağını belirtti. Oğlu Engincan'ın kendisinde kaldığını belirten Ural şunları söyledi: "Sibel boşanma kararı alırken kendisiyle birlikte 15 kişinin de hayatını zehir etti. Önemli olan tek şey çocuklarım ama onların da psikilojileri çok bozuk. Melisa yaşıtlarına göre çok kilolu bir kız. Engincan ise agresif. Ben annelerinin verdiği imkanları sağlayamam ama onlara sevgimi sonuna kadar veririm."
HEP İÇİME ATTIM
Niçin eski eşiniz Sibel Can'ın boşanma olayı yine dönüp dolaşıp size geldi? On yıl geçmiş, bir takım şeyler yaşanmış, iki tane çocuğumuz olmuş. Aynı yastığa baş koyduk, iyi kötü günlerimiz oldu. Bunların hürmetine insan kalkıp bu ortamda daha aklı başında davranır. Yapılan her konuşmaya sabır çekiyorum. Bugüne kadar çocuklarım zarar görmesin diye konuşmadım. İçime attım. Beni çocuklarımın gözü önünde küçük duruma düşürmeye kalkarsa ağzım güzel laf yapar. İki cümle kurarım, kendimi temize çıkarırım. Ama susuyorum. Bu benim çocuklarımın annesi Sibel Can da olsa, asla tolere etmem. O bana nasıl bakarsa benden onu alır. Ben gerçekleri anlatırım. Sonra onu yerle bir ederim, sokağa çıkamaz. Ama çocuklarımın annesi bu insan. Ne yapabilirim ki? Böyle bakmak lazım.
SEN CEFAMI GÖRDÜN
Eşinizle bu olaylar nedeniyle sorun yaşıyor musunuz? Kimse bu olaylarda maalesef eşimin psikilojisiyle ilgilenmedi. Bu yüzden sana teşekkür etmek istiyorum, senden başka kimse sormadı. Ben Ezgi açısından baktığımda kızın hiçbir suçu yok. Tek suçu beni sevmiş, evlenmiş olması. "Kızım senin ne çilen varmış" diyorum. Kız benimle öyle bir dönemde beraber oldu ki, herkes sefasını sürdü, bu kız cefasını çekti. Dünya iyisi bir kız, tek hesabı beni sevmek.
Ezgi Hanım tarafından bakıyorum, çok ağır durumlar bunlar. Sizce de öyle değil mi? Onu düşünen kimse yok. İlla ki sorulara muhatap oluyor. Çevresi, ailesi merak ediyor. Ailesine bakıyorum, onlar da haklı. Belki kendi içerinden "Ah kızımızın başına gelenler. Belki de kızımız evin içinde ne kadar büyük sıkıntı yaşıyordur ama belli etmiyor" diye düşünebilirler. Bu kızın halini merak eden var mı? Ezgi için çok üzülüyorum. Ben ona diyorum ki "Ne şanssız bir kızsın. "Herkes hayatımda sefamı gördü, sen de cefamı gördün" diyorum. "Ne münasebetle? Karı-kocalıkta bunlar olabilir. Ben de hasta olsam sen bana bakmaz mısın" diyor. Yaşına göre inanılmaz olgundur.
Cefa derken, maddi anlamda mı söylüyorsunuz bunu? Hem maddi, hem manevi. Düşünsene, ben Ezgi'den 16 yaş büyüğüm. İki çocuğum var. Eski eşim sanatçı. Oradan zaten huzursuzluğu kendi iç dünyasında başlıyor. Çünkü taciz atışları var üzerinde. Kimyası bozulabiliyor. Benim nasıl bir adam olduğum ortada. Bu yüzden seviyor beni. Benim hayatla mücadelem var, haksızlığa isyanım var. Ama Ezgi kendini yaşayamadı. Bu yüzden bu kız bir gün "El insaf" der yani.
KALP KIRMAK KOLAY
Sibel Hanım'la bu konuları neden konuşmuyorsunuz? İnsanlar hayatı nasıl yaşarlarsa herkesin de öyle yaşadığını sanırlar. Ben hayatı duygularımla, adamlığımla, prensiplerimle, kendimi sorguluyarak yaşıyorum. Çocuklarım ve ailemin şerefini, haysiyetini, onurunu lekeleyecek bir söz, bir hareket görürüsem; haddini, telafisi mümkün olmayacak şekilde bildirmesini bilirim. İnsanların mutluluklarıyla mutlu olan, mutsuzluklarıyla mutsuz olan birisiyim. İnsan kırmak kolay, beş dakikanızı almaz. Ya onarmak? Aylarca görüşmeniz, tanımanız lazım. Bunların gerçek anlamda farkındayım, sabrımın sınırlarındayım. Bir takım insanlar ısrar edip beni tahrik ederse bir konuşurum pir konuşurum. Sonra trilyonlar harcasalar. Türkiye'nin en iyi avukatlarını tutsalar yerle bir olurlar, çünkü ben haklıyım. Haksız olduğum konularda zaten konuşmam. Ayrıca hata yaptığında da özür dileyen bir adamımdır.