Selami Şahin, Türk müziği için çok önemli bir isim.
51 yıllık kariyerinde onlarca albümün yanı sıra 300'ün üzerinde besteye imza atan Şahin'in 200'den fazla şarkısı hit oldu.
Onun hikayesi 1948'de Antakya'da başlıyor. Şarkıcı olma isteği ilkokul sıralarında düşüyor aklına. Kalbinin sesini dinleyip anne ve babasının rızasını alarak İstanbul'a geliyor. Yokluk çekiyor, zor günler geçiriyor. Çaycılık, tavukçuluk, ütücülük gibi ne varsa yapıyor ama kendi tabiriyle cebinde şarkılarıyla geldiği İstanbul'da hemen şöhret oluyor. 1969'da yaptığı ilk bestesi 'Sen Mevsimler Gibisin'le tanınan bir şarkıcı olmayı başarıyor. O yıldan itibaren yaptığı her şarkıyla başarı merdivenlerini hızla tırmanıyor.
Şimdi sektöre yeni bir Şahin daha giriyor. Malum; armut dibine düşermiş. Selami Şahin'in büyük oğlu Lider de Eylül'de çıkaracağı albümün heyecanı içinde. Altı şarkılık albümün üç parçasının kendisine ait olduğunu söylüyor Lider. Biz de Babalar Günü için Selami Şahin ile oğlu Lider Şahin'le Ulus Parkı'nda bir araya geldik...
LİDER ŞAHİN: Çok şıksın baba...
SELAMİ ŞAHİN: Teşekkür ederim yavrum, annen giydirdi.
L.Ş: Önce senin, sonra tüm babaların günü kutlu olsun. Babanla yani dedemle olan ilişkinizden başlayalım. Nasıl bir iletişiminiz vardı?
S.Ş.: Ben annemden, babamdan ne gördüysem; siz çocuklarıma da aynı şeyi uyguluyorum. Okuldan önce anne-baba terbiyesi çok önemli. Babamdan değil bana el kaldırmak, ulan kelimesini dahi duymadım. Arkadaş gibiydik. Sizinle de arkadaş gibi değil miyim?
L.Ş.: Öyleyiz. Ben de senin hiç sesini yükselttiğini, of dediğini, kızdığını duymadım. Sıkıntımız olduğunda her konuda konuşabiliyoruz. Senden hiç çekinmedik. Bize tavsiyelerinle hep yol gösterdin. Baba-oğuldan çok arkadaş gibiyiz.
S.Ş.: Bir gün 'Neredesin, hesap ver' gibi bir tavrım oldu mu? Babam bana hep "Aslan oğlum merak ettik, aklım sende kaldı, haber ver" derdi. Benim de sizin sesinizi duymadan içim rahat etmiyor. Onun dışında 'Niye aramıyorsun?' gibi bir sitemim olmadı. 'İyi misin, her şey yolunda mı? Kendinize iyi bakın' diyorum. Çocuklara böyle davranmak lazım.
L.Ş: Doğduğum günü hatırlıyor musun?
S.Ş.: Dün gibi... Ben kız-erkek çocuk ayırmam. Hep hayırlısını ve sağlıklısını istedim. Evlat çok farklı bir şey. Allah herkese hayırlısını nasip etsin. Haberi aldığımda dünyaya yeniden gelmiş gibi oldum. Seni kucağıma aldığımda mutluluktan gökyüzünde uçtum.
L.Ş.: Kardeşimi de önce kız bekliyormuşsunuz sanırım...
S.Ş.: Evet. Kardeşini kız bekliyordu annen ama ben erkek olacağını hissediyordum. Annen "Kızımı getirin, göreyim" dedi. Ben de "Kız değil, erkek geldi" dedim. O sıralarda deden de hastanedeydi. Koşarak yanına gittim, "Baba ikinci oğlum dünyaya geldi" dedim. Konuşamıyordu, kısmi felci vardı. Gözlerini kapadı, gözyaşları döküldü kenarlarından. Bu mutluluk başka bir şey. Ben de kız kardeşiniz doğduğunda ağladım.
ANNENİZ GİBİ BİR EŞİNİZ OLSUN
L.Ş: Güzel bir çocukluk yaşadık. Sizi çok üzdüğümüzü hatırlamıyorum...
S.Ş.: Öyle ama kardeşin Emirhan senden çok daha hareketliydi. Seni oturtuyorduk, yemeğini yiyordun; o sırada annen bütün işlerini hallediyordu.
Çok sakin ve uysaldın.
L.Ş.: Kız kardeşim İrem'le aramızda 11 yaş var. Bostancı'da oturduğumuzda her akşam lunaparka gitmek istiyorduk. Birimiz omzunda, birimiz elinde giderdik. Güzel günlerdi. Senin tostunu unutamam; torpilli, bol sucuklu olurdu.
S.Ş: Ben her zaman şöyle söylerim: Allah herkese anneniz gibi eş nasip etsin. Anneniz hâlâ size köle, hâlâ gözlerinizin içine bakıyor. Hayatını size adadı. Esas yorgunluk onda; onun hakkını teslim edelim. Konser programlarım uzun sürüyordu eskiden; İzmir'i, Ankara'sı oluyordu ama anneniz sizinleydi.
L.Ş.: Ama senin yokluğunu hiç hissetmedik. Zor ve yorucu bir işin olmana rağmen ilgini, şefkatini hep gösterdin. Zamanını hep ayırdın, hiç ihmal etmedin.
S.Ş.: Aşk olduğu zaman yorulmuyorsun. Sizler benim en büyük aşkımsınız. Sizin için gece-gündüz uyumadan her gün koştursam da yorulmam. Allah o gücü veriyor. Ben sizlerle ilgilendiğim zaman yorgunluk hissetmiyorum ki. Ama mesela tek başıma oturayım bir yerde, o zaman 'Yorulmuşum' diyorum.
L.Ş.: Konserlere biz de geliyorduk. 'Sahneye çıkacağım' diye tuttururdum.
S.Ş.: O zamanlardan belliydi senin de ileride bir şekilde bu sektöre adım atacağın. Çok seviyordun şarkı söylemeyi.
L.Ş,: Sen benim yaşımdayken ne yapıyordun? Nasıl bir hayatın vardı?
S.Ş.: 15 yaşındayken tek başıma İstanbul'a geldiğimde zaten şöhret olmuştum. Tek başına yaşıyordum, evlenmemiştim.
L.Ş.: Neyin hayalini kuruyordun?
S.Ş.: Ben hayatımı dolu dolu yaşadım. Allah'tan sonra anneme, babama taptım. Çok fakir bir aileydik. Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim. Evlerine telefon bağlattım, banka hesapları açtım. Onları yanıma sık sık getirdim, 70 yaşında Hac'ca gönderdim. Annem "Senden torun istiyoruz" derdi. En büyük idealim; evlenip onlara torun vermekti. Çok şükür ikinizi de gördüler. Ama İrem'i göremediler.
Lider Şahin'in çocukluğu.
SENİN İSMİNİ ZEKİ MÜREN KOYDU
L.Ş.: Benim ismimi Lider koymaya nasıl karar verdiniz?
S.Ş.: 1980'de kurduğum Lider Müzik Üretim Şirketi vardı. Annenle, "Oğlumuzun adını Lider mi koysak?" diye konuşuyorduk. "Düşünürüz, acele etme" dedi. Zeki Müren 10 altınla gelip "Selami'ciğim müsaade edersen çocuğun isim babası olabilir miyim?" dedi. "Tabii" dedim. "Senin firmanın adı Lider Müzik, çocuğun adını da Lider koyalım" dedi.
L.Ş: Ben çok hatırlamıyorum Zeki Müren'i. Sizden duyduklarım kadarıyla biliyorum.
S.Ş.: Sen küçüktün ama beraber fotoğraflarınız var. Annenle nişan yüzüklerimizi de Zeki Müren taktı. Benim en azından 30 şarkımı okudu. Yorumu, diksiyonu ve sesiyle bir okuldu rahmetli.
Selami-Didem Şahin çifti 1985 yılında evlendi.
ANNENİ İSTEMEYE ÜÇ KEZ GİTTİK, ÜÇÜNCÜ DE VERDİLER!
L.Ş.: Annemle ilginç bir tanışma hikayeniz var...
S.Ş.: Yenikapı'da Gar Gazinosu
vardı. Orada çarşamba günleri
kadınlar matinesinde program yapıyordum.
Bitiminde herkes gelip
imza istiyor. Biri geldi, imzalı resim
istedi. Arkasına telefon numaramı
yazıp verdim, "Beni ararsan sevinirim"
dedim. "Bilmiyorum" dedi.
Aradan bir hafta geçti, Unkapanı'ndayken
beni aradı. "Selami ben
Didem" dedi. 'Acaba hangi Didem?'
dedim içimden. Gar Gazinosu deyip
hatırlatınca, "Aa siz misiniz, ne
güzel" dedim. Buluşmak için Caddebostan'da
randevulaştık. Randevu yerine
gittim, kimse yok. Bir baktım, bir hanım
geliyor. "Selami Bey, ben Didem'in annesiyim.
Kızımdan uzak durun, biz sanatçıya kız
vermeyiz. Odası resimleriniz, albümlerinizle
dolu. Babası öğrenirse iyi olmaz"
dedi. "Ya niyetim ciddiyse?" dedim.
Üç defa gittik istemeye. Üçüncü de
'evet' dediler.
L.Ş.: Böyle aşklar yok artık. Demek ki çok etkilenmişsin. O zamanki aşklar Yeşilçam tadındaymış.
S.Ş.: Tek taraflı aşklar ölür gider.
Karşılıklı olması lazım her şeyin. Ben
size hep söylüyorum; olmayacak bir
şeyi karşınızdaki insana vâdetmeyin,
'Ben seninle evleneceğim' demeyin.
Kız tarafı perişan oluyor. Niyetin ciddi
olmadan kimseye evlilik vâdetme,
günahtır. Sana yapılmasını istemediğin
şeyi başkasına yapma. Siz bu konularda
nasıl yürüyeceğinizi biliyorsunuz.
Kimseye yanlış yapmazsınız, biliyorum.
Lider Şahin elini öperek Selami Şahin'in Babalar Günü'nü kutladı.
ALBÜM OKUMALARINA GİRİP SENİ DENETLEYECEĞİM
S.Ş.: Albümlerden bahsedelim mi biraz?
L.Ş.: Evet. Albüme girdik.
Ben çok ayrı bir sorumluluk hissediyorum.
Sonuçta ortada 50
yıllık bir tecrübe var. Şarkılarımı
seçerken verdiğin fikirler çok
kıymetliydi.
S.Ş.: Okumalarına da girip
denetleyeceğim. Fikrimi yine
söylerim. Zaten senin vokalistlik
deneyimin sana çok yardımcı olacak.
Ama albüm çıktıktan sonra
vokalistlik yok artık.
L.Ş.: Tabii. Senin arkanda
vokalistlik yaptığım sekiz sene
bana çok büyük tecrübe kattı.
Eylül'de kendi yolumu çizeceğim.
Albüm de Eylül sonu gibi çıkar diye
düşünüyorum. Altı şarkılık bir
albüm; üç şarkı bana ait.
S.Ş.: Ben de albüme girdim.
Bayramdan sonra çalışmayla devam
edeceğiz. Yıl sonuna doğru
çıkarmayı planlıyoruz. Selami
Şahin modeli var, onu bozmadan
sıfır parçaların yer alacağı 10 şarkılık
bir albüm olacak.
L.Ş.: Yılların tecrübesi konuşuyor;
bence yine yıllar sonra
'Nasıl yapmışsın bu şarkıları?'
diyecek sevenlerin.
S.Ş.: Üç ayrı nesle hitap etmek
kolay değil. Sen de ilerleyen zamanlarda
göreceksin bunu.
L.Ş.: Şimdiden yeni albüm
şarkılarımı dinleyen dostlarım
'Bu şarkıları nasıl yazdın?' diye
şaşırıp çok beğeniyorlar. Benim
için en önemli şey; besteleyip
yazdığım şarkıları, kitlelerin kalbine
dokundurmak. Esas başarı
bu. Umarım bunu senin gibi ben
de başarırım.
Selami Şahin, sohbetleri sırasında oğlu Lider Şahin'e "Emirhan senden çok daha hareketliydi. Seni oturturduk, yemeğini yerdin. O sırada da annen bütün işlerini halledebilirdi. Sen çok sakindin" dedi.
'KURAN-I KERİM'İ 7 YAŞINDA OKUDUM'
Selami Şahin, çocuklarının isimlerinin anlamını anlatırken, Lider'le Emirhan'ın aynı anlama geldiğini söyledi: "Batı ülkelerinde lider en baştır. Emir de Müslüman Arap ülkelerinde en baştaki kişidir. İkisinin de anlamı aynı."
"İrem ismini neden koydunuz?" diye sorduğumda şöyle yanıtladı Şahin: "Biz Hataylıyız. Bizde Ermeni de var, Süryani de var. Ben elhamdülillah Müslümanım ama Unkapanı'nda bir kilise var; oraya gidip dua ettim. 'Allah'ım yarattığın bütün peygamberlere saygım sonsuz. Bir kızım olsun, adını Meryem İrem koyacağım' dedim. Ben Kuran-ı Kerim'i 7 yaşında okudum. Benzetmek gibi olmasın; gazete okur gibi okuyorum. Allah inancın varsa dinlerine de saygı duy. Düşmanlık, kin, nefret bizde yok. Hepimiz el ele, yürek yüreğe birlik içindeyiz."
HAYRANLARIMLA FOTOĞRAF ÇEKTİRMEK, ONLARLA KONUŞMAK BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ
L.Ş.: Haliyle çok sevenin, hayranın var. Dışarı çıktığında zorluk çekiyor muydun?
S.Ş.: Ben sevenlerimle,
hayranlarımla varım. Onlarla
konuşmak, fotoğraf
çektirmek benim için çok
değerli. Hiç unutmam;
İrem daha küçüktü, bir yerde
geziyoruz mesela, resim
çektirmek istiyorlar. Kıramıyorum
onları tabii. İrem
"Ne kadar çok arkadaşın
var, çok sıkıldım" diye söyleniyordu.
'TORUNUM OLURSA BEN BAKACAĞIM'
Selami Şahin'le bir araya gelince, oğluyla İrem Derici'nin ilişkisini sormamak olmazdı. Şahin bu konuyla ilgili şunları söyledi: "Lider 32 yaşında, kocaman adam. İki yaş küçüğü Emirhan. Artık onlara ben mi akıl vereceğim? Onlar hayatlarını kuracak. 'Çok iyi tahlil edin, iyi düşünmeden yola çıkmayın. Siz ne derseniz ben layıkıyla kabul ediyorum' diyorum." Şahin'e "Torun görmek istemez misiniz?" diye sordum. Bu soruma da "Çok isterim. Evlat fındık, torun fındık içi. İnşallah hayırlısıyla nasip olur. Torunum olursa ben bakacağım" diye yanıt verdi.