MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de dizileri eleştirmiş... Eleştirilerinde haklı olduğu noktalar var ama "Çocuklar Duymasın gayet güzel eğitiyordu. Havuç eğitile eğitile büyüdü. Fakat şimdi raydan çıktı. Reyting uğruna Havuç gitti..." açıklamasına katılmak mümkün değil. Havuç nereye gitti ki? Üniversiteye başladı, arkadaşlarıyla ev tuttu. Evine kız arkadaşının gelmesi mi eleştiri konusu? İşte gerçek 'dizi muhafazakarlığı' budur... Aslında Sayın Bahçeli'nin yaptığı açıklamalar, dizilerin eleştirilme kriterlerinin ne kadar geniş olduğunun da göstergesi...
UZMANLAR KONUŞSUN
Asıl tartışılması gereken de bu aslında. Bir dizi kime ve neye göre zararlı? Örneğin aşırı muhafazakar biri, Havuç'un eve kız arkadaşını getirmesinden rahatsızlık duyabiliyor. Solcu bir kişi de dini içerikli dizileri eleştirebiliyor. Peki, bu noktada orta yol nasıl bulunacak? Orta yolu bulmak zor. Bence ilk yapılması gereken, dizilerin toplumda yarattığı kötü etkiler hakkında uzman görüşlerin ön plana çıkarılması... Halbuki Bahçeli de 'Çocuklar Duymasın'a dair hatalı bir tespitte bulunurken üniversitelerin devreye girmesini istiyordu. AK Parti milletvekili Halide İncekara'nın senaristleri toptan sapık ilan etmesi ya da Bahçeli'nin aile kurumunu yücelten, yerinde toplumsal mesajlar veren, ekranların en son eleştirilecek dizisi 'Çocuklar Duymasın'ı topa tutması ortaya çok saçma bir tablo çıkarıyor. Bu tür uzman görüşü olmayan açıklamalar reyting uğruna her şeyi yapmayı göze alan, her fırsatta etik değerleri çiğneyen yapımcıların ekmeğine yağ sürüyor... Bazıları bu tür siyasi çıkışlardan güç alarak "İşte yasakçı zihniyet" sloganına sarılıyorlar. En kötüsü de bu tür çıkışların, haklı eleştirileri gölgeliyor olması.