Önceki hafta cuma günü saat 16.05... Minik kızımla birlikte belgesel izliyoruz. Karşımızda National Geographic'in Gökyüzünden Avrupa belgeseli var. Bir küçüğe coğrafyayı sevdirmek, onu ülkelerin ve şehirlerin kültürlerinden, tarihlerinden haberdar etmek için harika bir seçim. Kızımla pür dikkat belgeseli izlerken reklama gidildi. Reklamdan sonra sıra tanıtımlara geldi. O da ne? Karşımızda bıçakla kadınlara saldıran adamlar, kan revan içinde kurbanlar, her yeri çürümüş, parçalanmış zombiler...
National Geographic, aynı gruba bağlı FX ve FOX Crime'ın dizilerinin, programlarının fragmanlarını ekrana getirmesin mi? Bizim çocuğun gözleri dehşetle açıldı. Sehpadaki kumanda aletine öyle bir atıldım ki, koltuğumdan düştüm. Hani pil reklamında fillerin çiftleşmesini çocuğu görmesin diye kumanda aletine saldıran ama pil bittiği için çaresiz kalan baba var ya, benim durumum ondan beter.
Ekranda hayvanlar çiftleşiyor olsa bunu çocuğa izah etmek kolay, "Bu çok doğal bir süreçtir kızım. Canlılar çoğalmak için böyle yaparlar. Sen de bu sayede doğdun" filan deyip, geçersin. Ama bir adamın elindeki kanlı bıçakla bir kadının boğazına yapışmasını, Walking Dead'in tanıtımında insanları öldürmek için hortlamış zombileri nasıl anlatacaksın bebelere?
Yapmayın efendiler... Pandemide eskisinden daha çok ekran başında kalan çocuklara kıymayın. Çocuklar belgesel de izleyebilsinler...
Artık aşılardan aşı beğeniyoruz
Sırf muhalefet olsun diye muhalefet edenlerin elindeki son kale de düştü. Aşıların çalındığını iddia edenler, aşılamada sınıfta kaldığımızı söyleyenler bile artık büyük bir mahcubiyet içinde birer birer hemşirelere kollarını uzatıyorlar. Türkiye aşılamada Avrupa ikincisi. Burun spreyi şeklindeki yerli aşımız da sonbahara doğru piyasada olacak inşallah.
Artık bu konuda öyle bir 'lüks' yaşıyoruz ki, isteyen Çin malı Sinovac, dileyen Almanya'da Türk doktorlarımızın bulduğu Biontech aşısını tercih edebiliyor. Sağlık Bakanımız, Dünya Sağlık Örgütü'nün telekonferansında, aşılamadaki başarımızın sırrını tüm dünyaya ders niyetine anlatıyor. Cumhurbaşkanımız, aşı tekelini silah olarak kullananlara insanlık ve vicdan dersi vererek "Türk aşısı, sadece zenginlere değil, tüm dünya ülkelerinin kullanımına sunulacak" diye açıklama yapıyor.
Ben de basın mensuplarına tanınan öncelikten yararlanarak aşımı oldum. "Allah devletimize zeval vermesin" duasıyla... Evet, sahada çalışıp, insanların haber alma ihtiyacını karşılayan gazeteciler risk grubundaydılar. Bu konudaki öncelik uygulamasını destekliyorum. Ancak eğitimin direği öğretmenlerin bizden önce aşılanması gerektiğini de söylemeden edemiyorum.
Sakın evde denemeyin!
Ekranda Şampiyonlar Ligi'nin sponsoru olan bir cips firmasının reklamı dönüyor. Ünlü futbolcu Messi pas veriyor, evde televizyon izleyen genç kız, göğüs istopundan sonra voleyi çakıyor. Top, evdeki projeksiyon makinesine çarpıp, onun yönünü değiştirince görüntü mahalledeki bir binanın duvarına yansıyor. Bütün mahalleli balkonlarına çıkıp, Şampiyonlar Ligi maçını duvardaki dev görüntüden izliyor...
Reklam yaratıcı ve eğlenceli. Ancak bildiğiniz gibi hemen hemen tüm ülkelerde Şampiyonlar Ligi şifreli kanallardan yayınlanıyor. Yani o maçları izinsiz olarak toplu gösterime açarsanız, hapis cezasına kadar varan yaptırımlara uğrayabilirsiniz. Yeni reklamda o kızcağızı demir parmaklıklar arkasında görürseniz, şaşırmayın.
Gaf kürsüsü
Youtube canlı yayınında bir takipçisinin "Andımız'ı okur musunuz?" isteğine Masumiyet dizisinin oyuncusu Serkay Tütüncü "Andı... Ney lan?" yanıtını verince büyük tepki gördü. Pek çok kişi diziyi protesto etme çağrısı yaptı.
Ne demiş?
Muhabir: Gelecek nesillere ne tavsiye edersiniz? Yaşlı adam: Gelmesinler... (Bir yerel televizyonun sokak röportajından)