O görüntü Soma faciasının sembolü oldu. Madenden çıkarılan işçi kardeşimizi ambulansa götürdüler. Kömürün karasına, ziftine bulanmıştı. Sağlık görevlileri onu ambulansın sedyesine yatırmak istedi. Az önce ölümden kıl payı kurtulmuş o saf, masum, tertemiz Anadolu çocuğu herkesi şaşırtan o cümleyi söyledi: "Çizmelerimi çıkarayım mı? Çok kirliler..." O haliyle bile sedyenin beyaz örtüsünün kirlenmesine gönlü razı olmamıştı. "Hayır, gerek yok, uzat ayaklarını" dedi sağlık görevlisi. Bizim delikanlı yine de kıyamadı beyaz örtüye, bacaklarını yandan aşağı sallandırdı. Sağlık görevlisi, neredeyse zorla aldı onun sedyeden sarkan bacaklarını, koydu sedyenin üzerine...
Onlar kirli çizmenin içindeki ayaklarını sedyeye uzatmaya bile kıyamazken, biz nasıl kıydık onlara? Nasıl koruyamadık canlarını? Nasıl ihmal ettik, nasıl denetleyemedik çalışma koşullarını?
O sözü yıllar geçse de unutmayacağım:
"Çizmelerimi çıkarayım mı?"
Çıkarma sakın Mehmet'im. Geç oldu biliyorum ama ben o mübarek ayakları öper, başıma koyarım...