Bir grup gazeteciyle Şangay'da düzenlenen Huawei Connect etkinliği için gittiğim Çin'de dikkatimi ilk çeken; birçok yerde parmak izi ve yüz taramasından geçmemiz oldu. Şangay'da adım başı güvenlik kamerası var. George Orwell'ın romanındaki gibi 'Big Brother is watching you' (Büyük Birader sizi izliyor) ama bunu size fazla hissettirmeden yapıyorlar.
Çin, sosyal medyada kendi yazılımlarını kullanıyor. Twitter, Facebook, Instagram, WhatsApp erişimleri yok ama WeChat var. Bu uygulamayla sohbet et, fotoğraf, dosya paylaş, alışveriş yap vs. Çin'de her şey WeChat üzerinden yürüyor. Örneğin otel, uçak rezervasyonu, hastane, taksi, restoran gibi her türlü ödemeyi WeChat üzerinden yapıyorsunuz, eliniz kağıt paraya değmiyor.
Cep telefonları Çinliler'in vücudunda bir uzuv gibi. Ama bu bağımlılık Çin'deki teknoloji devriminin de itici gücü oluyor. İlkokul 3'üncü sınıftan itibaren çocuklara teknoloji eğitimi veriliyor. Teknolojide Ar-Ge'ye büyük yatırım yapılmış. Dün bahsetmiştim, sadece Huawei'nin 80 bini Ar-Ge mühendisi.
Çin'deki teknoloji devrimi, işsizliği büyük oranda düşürmüş. Toplumun büyük kesimi aynı hayat standartlarına sahip ama küçük bir grup var ki, onlara hayat başka güzel! Şangay'ın pahalı semtlerinde bu net ortaya çıkıyor. Çok ama çok lüks yaşıyorlar!
Şangay'da alışveriş yaparken dikkatli olmanız gerekiyor. Özellikle hediyelik eşya dükkanlarında 100 yuan denilen bir ürün için 20 yuan'a kadar iniyorlar.
Şangay'da İngilizce konuşma oranının düşük olması beni şaşırttı. Sokakta birine bir şey sorup anlaşmak zor. 'En çok yemek konusunda zorlanırsın' diyenler haklı çıktı. Damak zevkimiz çok farklı. Çin mutfağına alışkın değilseniz, fast food'la idare etmek zorundasınız.