'Bordo Bereliler 2: Afrin' filminde rol alan Çiğdem Batur, film ve rolüyle ilgili konuştu. Filmin çekimlerine Afrin operasyonundan önce başladıklarını söyleyen Batur, "Bu film Afrin operasyonunun rüzgarından faydalanmak, ondan nemalanmak gibi bir düşünceyle çekilmedi. Tam tersine Türk ordusunun gücünü yansıtmak için çekildi" diyor.
GÜÇLÜ KADIN ROLÜ SIKTI
'Bordo Bereliler Afrin' filminde size cazip gelen ne oldu?
Öncelikle filmin kadın kahramanı diyebiliriz. Çünkü çözülmesi gereken bir bomba şifresi var ve bu şifreyi çözebilecek tek kişi benim oynadığım 'Zeynep' karakteri. Çünkü elektrik elektronik mühendisi. Fakat kardeşi terörist. Tamamen karşı saftalar. Kardeşi, 'Zeynep'i bombanın şifresini girmesi ve köyü patlatması için kaçırıyor. Sonra 'Zeynep', Bordo Berelilerle iş birliği yapıp bombanın imha edilmesi için uğraşıyor. Beni etkileyen kısmı da karakterin hikayesiydi açıkçası.
Yine bol aksiyonlu, eli silah tutan bir kahraman rolündesiniz... Bu açıdan bir endişe yaşadınız mı?
Evet ama ilk defa birini öldürmüyorum bu kez. (Gülüyor) Teklif geldiğinde bu dediğin durumdan dolayı tereddüt yaşadım. Sürekli eli silahlı, erkek dünyasında var olmaya çalışan kadınları oynuyorum, üstüme de yapıştı bu. Aksiyona zaafım var. Güçlü kadın imajı denince akla geliyor olabilirim. Güçlü kadın imajı güzel bir imaj ama oyuncu olarak daha farklı roller de oynamak istiyorum.
TESADÜF YA DA ÖNGÖRÜ
'Bordo Bereliler 2: Afrin' filminin Afrin operasyonuna denk gelmesi tesadüf mü yoksa bilinçli şekilde yapılan bir şey mi?
Zamanlama olarak böyle bir algıya sebep olması çok normal. Ben de olsam böyle düşünürdüm. Fakat biz çekimlere Ocak ayının ilk haftasında başladık. Biz filmi İnegöl'de çektik ve çekimler yaklaşık beş hafta sürdü. Çekimlerin ikinci haftasındayken Afrin operasyonu başladı. Bu bir tesadüf müdür öngörü müdür, onu bilemem.
Sona eren Afrin operasyonuyla alakalı ne düşünüyorsunuz?
Türk ordusu dünyanın en güçlü ordusu; bu su götürmez bir gerçek. Bu uğurda çok şehit verildi, bir sürü gazi var. Hiçbir zaman orada yaşananları buradan anlayamayız. Bizim oyuncu, film endüstrisindeki bireyler olarak onlar adına yapabileceğimiz tek şey empati kurmak ve onların yaşayabileceği şeyleri düşünerek bir proje yapabilmek. Operasyonun bitmesi sevindirici. Türk bayrağının altındaki her toprak bizim için çok değerlidir ve şehit kanlarıyla bizim olmuştur. Kıymetini bilmek lazım. Tüm şehitlerimize rahmet, şehit ailelerine ise sabır diliyorum.
MİLLİYETÇİLİK DAMARI
Seyirci bu filme neden gitsin?
Türk ordusunun ne kadar birlik beraberlik içinde, koordineli çalıştığını, bu birlikten kuvvet doğacağını gösteren bir iş. İlk filmden dolayı 'Bordo Bereliler'in sabit bir izleyicisi var zaten; inşallah bu da hak ettiği değeri görür.
Milliyetçilik damarını kabartan bir film diyebilir miyiz?
Diyebiliriz ama burada herhangi bir siyasi görüşün, politik söylemin altını çizmiyoruz. Hiçbir siyasi çıkar yok. Bu anlamda temiz, kimsenin ötekileştirmeyeceği bir film. Barış vurgusu ve milli duygular söz konusu. Yani herkesin bu filmi izlemesini gönülden tavsiye ederim.
Son tiyatro oyununuzda da dört erkek arasında tek kadın oyuncuydunuz. Burada da öyle. Tek kadın olma durumu nasıl bir ruh hali yaratıyor sizde?
Denk geliyor bu, özellikle böyle bir isteğim yok. Yani başka kadınların olduğu bir projede yer almak istemiyor değilim. Böyle bir algı oluşmasın. (Gülüyor) Aksine ben de sette yanımda bir kız arkadaş istiyorum.
EVLİLİĞİN BİR SİHRİ VAR
"Aşk insanı kısıtlar, aşkın heves olduğunu ve aşık olunca insanın sapıttığını düşünüyorum" demiştiniz. Düşünceleriniz değişti mi?
Hayır, hâlâ aynı düşünüp aşık olabiliyorum ama. (Gülüyor) Bile bile lades yani.
İLİŞKİM ONAYLANIYOR
Sizi takip eden belli bir kitle var. Onların tepkisi nasıl oldu?
Benim bir erkek arkadaşımla sosyal medyaya fotoğraf koyma alışkanlığım yoktur. İlk defa bu kadar alenen paylaştığım bir ilişki. O yüzden başta yadırgayıp sonra sevdiler. Benden çok Onur'u (Gülmek) takip etmeye başladılar. Bizim mesleğimiz seni seven insanların desteğinden geçiyor. Doğal olarak hayatımdaki insanı kabullenmeleri güzel bir şey.
Aileleriniz tanıştı mı?
Ben zaten Onur'un ailesini tanıyorum. Onlarla birlikte vakit geçiriyoruz. Onur da annemle tanıştı.
İlişkinize evliliğe doğru gidiyor diyebilir miyiz?
Böyle şeyler söylemekle olmuyor. Bunlar bir anda olur. Hep ona inanırım. 'Evlenmek istiyoruz' deyince de olmuyor, 'Anı yaşıyoruz, duruma bakıyoruz' deyince de olmuyor. Ben evliliğin ve evlilik teklifinin bir büyüsü olduğuna inanıyorum. Bunun da çok dile getirilmesini sevmiyorum. Boşa vakit harcamak için yaşadığımız bir ilişki değil; keyif alıyoruz beraber vakit geçirmekten. Mutluyuz. Tabii ki uzun sürsün istiyoruz. Ama evlilik mevzusunu dile getirdiğinde bir şeyler sıradanlaşıyormuş gibi geliyor bana.
'Yaşım geçiyor evlenmem lazım' hissiyatı var mı?
Nadir zamanlarda düşünüyorum. Ben yaşa ve mahalle baskısına takılan biri değilim. Her insan evlenmeli, her kadının çocuğu olmalı algısı mahalle baskısına dönüştüğünde bende ters etki yaratıyor. O yüzden yaşım geçiyor kaygısı yaşamıyorum. Hayatta her şeyin bir çözümü var. Yaşım geçebilir, çocuğum olmayabilir; evlat edinebilirim.