Geçtiğimiz hafta Antalya Şehir Tiyatroları'nda 12 kişiye uygulanan mobbingi yazmıştım. Bence mobbing sözü az kalır uygulamalar karşısında ama neyse lafı uzatmayacağım.
Aradan bir hafta geçti. Belki bir şeyler değişmiştir, belki yeni 'atanan' genel sanat yönetmeni haberimiz karşısında yaptığı hatadan dönmüştür diye yine bir araştırma yaptım. Değişen bir şey olmadığı gibi haberimiz sonrası baskının daha da arttığını öğrendim. İsminin şimdilik bende saklı kalacağı haber kaynağım aynen şunları söyledi: "Yeni genel sanat yönetmeni Gökhan Avkıran, haberinizden sonra çok sinirli bir şekilde ve kaba bir üslupla 'Benimle çalışmak istemeyen gitsin, kimse kalmak zorunda değil' diye üstü kapalı bir şekilde tehdit savuran bir konuşma yaptı. Kaba bir üslup dedim çünkü babası yaşındaki insanlara bile ismiyle hitap ederek ve bağırarak bu sözleri sarf etti. Avkıran'ın bu tavrı ne insanlığa, ne de sanat ahlakına sığar. Emeğin ve emekçinin yanındayım diyen CHP'li bir partinin yönetimindeki Antalya Şehir Tiyatroları'nın hali içler acısı bir durumda gerçekten."
İŞTE O AÇIKLAMALAR
Biliyorsunuz Antalya Şehir Tiyatroları'ndaki bu değişime en sert tepkiyi sanatçı Engin Alkan göstermişti. Ben de son durumu konuşmak için yine Alkan'ı aradım. Çok önemli şeyler söyledi Alkan. İşte o açıklamaları: "2012'de İstanbul Şehir Tiyatroları'ndaki yönetmeliğin değişmesine karşı çıkmış biri olarak, son günlerde yaşananları şaşkınlıkla izliyorum.
2012'de değişikliği protesto etmek için 'sanat maratonu' adı altında bir hafta boyunca hiç uyumadan başta sanatçılar olmak üzere bu değişikliğe karşı olan demokrat kesimlerle büyük çaba göstermiştik. Bir hafta boyunca sahneyi hiç boş bırakmadan gösteriler yapmıştık. Bunu niye anlatıyorum... Çünkü Muhittin Böcek, geçtiğimiz günlerde değiştirilmesi için protesto ettiğimiz 'İstanbul Şehir Tiyatroları Yönetmeliği'ni örnek alarak yeni bir yönetmelik hazırladık' diyerek açıklama yaptı. Sanki yaptığı çok doğruymuş gibi...Oysa benim gibi sanatçılar ve içinde muhalif kesimlerden oluşan insanlar bunu protesto etmek için bir hafta boyunca uyumamıştık. O zaman protesto eden sanatçılar ve demokrat insanlar şimdi nerede? Niye kimse Böcek'in bu açıklamasına tepki göstermiyor? Bu sessizlik neden? Bunu A parti yapınca kötü, B parti yapınca iyi diye bir şey olabilir mi? Menderes Türel döneminde yapılan yönetmenlik çok daha demokrat ve liyakata dayalıydı. Aslında bütün şehir tiyatroları bunu örnek almalıydı. Ama tam tersi oldu. Böcek, sanat camiasının büyük bir kısmının karşı çıktığı ve protesto ettiği yönetmeliği örnek aldı. Benim burada dikkatimi çeken nokta ise, bunu kim yaparsa yapsın karşı çıkmalıydı. Çifte standart ve particilik yapmadan neden protesto edilmedi Böcek? Demokrasini aması olmaz. O zaman protesto edenlerden biriydim... Şimdi de Böcek'i ve onun şehir tiyatroları anlayışını protesto ediyorum.
AKIL ALMAZ MUAMELE
Geçtiğimiz hafta gazetenizde 12 kişiye nasıl davranıldığını anlatan haberinizi okudum. Açıkçası içim sızladı. Küçücük bir odaya yaşayan en büyük tiyatroculardan birini olan Cenap Aydınoğlu'nu hapsetmek hiçbir vicdana sığmaz. Cenap Aydınoğlu, Antalya Şehir Tiyatroları'nın tarihini kayıtlara geçirmiş ve kitaplaştırmış bir emekçidir. Hayatını tiyatroya adamış 70 yaşındaki bir sanatçıya bu yapılmaz. Ona bu muameleyi yapanları esefle kınıyorum. Ve herkesi aklı selime davet ediyorum."