Dünyayı sarıp sarmalayan bir virüs var. Hayır, korona değil, pedofili... Yani çocuklara karşı duyulan sapkın cinsel istek. İnsanın yazarken, söylerken bile midesi bulanıyor. Dünya bu illetin pençesinde. Artık bu durumu ruhsal bir bozukluk olarak nitelemek fazla saflık olur. Bu iş ciddi bir ticarete dönüştü. Hatta bu organize işin içinde İngiltere Sarayı, ABD Başkanı Donald Trump, çok sayıda ünlü iş adamı ve Hollywood yıldızının da bulunduğu iddiaları var.
Son skandal ABD'de patlak verdi. İnternet üzerinden sözde mobilya satan Wayfair adlı bir şirketin bazı ürünlerine neredeyse 30 misli fiyat koymasıyla patlak verdi olay. Örneğin, sıradan bir ayakkabı dolabına 12 bin 469 dolar gibi bir etiket koymuşlardı. Tesadüfe bakın ki, o dolaba verilen Samiyah ismi, yıllardır kayıp olarak aranan 12 yaşındaki bir çocuğun adıydı. Şüpheciler olayın üzerine gittiler. Baktılar ki, kayıp çocukların isimleri şifreli olarak bu şirketin fahiş fiyatla sattığı ürünlere verilmiş. Hatta yine şifreli olarak ürün detaylarında çocukların yaşı, kilosu, cinsiyeti, ülkesi vs. gibi bilgileri de yer alıyor. Şimdi dünya bu rezil skandal iddiasıyla çalkalanıyor.
Kızım bana hayatın verdiği en muhteşem hediye. Kendimi zaman zaman onu hayranlıkla, inanamayan gözlerle izlerken yakalıyorum. "Allah'ım, bu güzelliği hak etmek için ne sevap işledim?" diye soruyorum kendime. Gelin görün ki endişeliyim. Kimi zaman da "Bu dünyaya çocuk getirmek için doğru zamanı mı seçtim?" diye sorguluyorum kendimi. Kızım, darbenin içine doğdu. O doğmadan 15 gün önce yaşandı 15 Temmuz. Ardından koronavirüs illeti... Sonra her mahallede bir sapık türedi. Şimdi tacizler ve tecavüzlerle dolu bir dünyada yaşamak zorunda kızım.
Çocuklar kayboluyor. Arkalarında hiçbir iz bırakmadan... Korkunç istatistik geçen yıl açıklandı: Türkiye'de 2015- 2019 yılları arasında tam 104 bin 531 çocuk kayboldu. Bu sayı, 19 ülkenin nüfusundan fazla. Üstelik bunlar sadece resmi kayıtlar. Bir de gayrı resmi kayıpları düşünün...
Belli ki birileri, dünyanın var olma sebebi 'çocuk masumiyetine' göz dikmiş.
Çekin pis ellerinizi çocuklarımızın üzerinden...
Bu köşe durdukça...
Evet, bu köşe durdukça, yazdığım bu şiir her 15 Temmuz'da bu sütunlarda bir kahramanlık anıtı olarak dikili kalacak. Öyleyse, bir kez daha...
15 TEMMUZ KAHRAMANLARINA
Niye şaşırdın bre gafil, tankın önüne yattım diye
Sandın ki ilk kurşunda uyacağım emrine
Unutma ki dikilen bendim 7 düvelin önüne
Anafartalar'da, Plevne'de ve dahi Malazgirt'te
Bu cesaret bana atalarımın yâdıdır
15 Temmuz tarih değil bir devrin adıdır
İmanımı zırh yaptım, al bayrağımı kefen
Düştüm istiklalimin peşine bir an bile düşünmeden
Hak dışında korkmam ne talimattan, ne emirden
İyi belle ki kılıcım en Halisdemir'den
İşte bu yüzdendir minnetim Olçok'lara
Vatanı bırakmadılar diye o hain alçaklara
Dilimdeki şehadet şerbetinin tadıdır
15 Temmuz tarih değil bir devrin adıdır
Bu konserler kaçmaz
15 Temmuz kahramanları bu gece hem atv, hem de TRT Müzik'te özel müzik programları ile anılacak.
Ünlü besteci Fahir Atakoğlu, saat 22.30'da atv'de yayınlanacak konserinde '15 Temmuz Destanı' adlı yapıtını seslendirecek. TRT Müzik kanalında ise saat 20.00'de başlayacak '15 Temmuz Kahramanlarının Türkülerini Söylüyoruz' adlı programda Belkıs Akkale, İzzet Altınmeşe, Mustafa Ceceli, Zara, Zerrin Özer, Mustafa Sandal, Yavuz Bingöl, Fettah Can, Cengiz Kurtoğlu, Serkan Çağrı, Esat Kabaklı, Mustafa Keser, Gülay, Kutsi, Coşkun Sabah, Özhan Eren ve Selahattin Alpay kahramanlık türküleriyle bu özel gecenin anlamını pekiştirecekler.
Gaf kürsüsü
Kürsüde bugün ben varım. Dünkü yazımda Baki Özışık yazacağıma, sevgili dostum ve meslektaşım Hadi Özışık'ın ismini yazmışım. Düzeltir, özür dilerim.
Zap'tiye
Hatay, Erzurum ve Kocaeli'de taraftar sokağa dökülüp omuz omuza kutlama yaptı. Sonuç 14 gün sonra tabelaya yazılacak. Korona: 3 Taraftar: 0.
Ne demiş?
"Maskenin bir faydası da ağzı elle kapatmadan doya doya esneyebilmek." (Ünlü müzik adamı Naim Dilmener'in sosyal medya paylaşımı)