8'inci yüzyıl Orta Asya yaşamını ekrana taşıyan atv'nin 'Destan' dizisinde başrol oynayan Edip Tepeli, canlandırdığı 'Batuga' karakteriyle en çok takip edilen isimlerden biri oldu. Çocukken babasının kendisini öldürmeye çalışmasıyla bir daha hiç konuşmayan ve Akkız'la tanışmasıyla hayatı değişen 'Batuga'yı ekrana taşıyan Tepeli ile dizi ve özel hayatı hakkında konuştuk.
'Destan' dizisinde 'Batuga' karakterini canlandırıyorsunuz. Proje için nasıl bir çalışma ve araştırma yaptınız?
Karakteri yaratma sürecinde genellikle herhangi bir oyunculuk yöntemine başvurma taraftarı değilimdir. Oyunculuk teknikleri, ekolleri bana kişiyi hep benzer sonuçlara yönelten kural kitapçıkları gibi gelmiştir. Hislerime güvenerek hareket etmeye çalışırım hep. Şimdiye kadar da beni pek yanıltmadılar. Özellikle 'Batuga' gibi çok iyi yazılmış bir karakter üzerine konuşuyorsak, hayatı algılayış biçiminiz ve derinizi ne kadar incelttiğiniz önemli oluyor sonunda. Rol zaten kendini sizde var edebiliyor. Fiziksel gerekliliklerinden bahsedecek olursak da tabii ki bolca tarih, binicilik ve aksiyon eğitimi aldık. Öğretici, keyifli ve zorlayıcı bir süreçti.
Özel gereksinimleri olan, çolak ve ayağı aksayan bir karakteri canlandırmak zor mu?
Evet, 'Batuga' özel gereksinimleri olan bir birey. Çolak, topal gibi tanımlar incitici olabiliyor. Kullanmamaya gayret ediyorum. Karaktere bedensel bir form yaratmak zaten benim her zamanki süreçlerimden biridir. Nasıl yürüdüğünü, nasıl yattığını, nasıl oturduğunu, hatta nasıl dans ettiğini bilirim hep. Özellikle zorlandığımı söyleyemem. Sadece biraz acılı olduğunu söyleyebilirim. Sol bacağımı neredeyse sadece destek amaçlı kullandığım için doğal olarak sağ ayağım biraz içe basmaya başladı ve bu da diz ağrısı yapıyor. Sol elimi sürekli kasmaktan o bölgedeki kaslarda sürekli kasılmalar yaşıyorum. Fonksiyonel idmanlarla elimden geldiğince dengelemeye gayret ediyorum tabii ki.
Çekimler sırasında şaşırıp kolunuzu kullandığınız ya da normal yürüdüğünüz oluyor mu?
Unuttuğum hiç olmuyor, hatta bir sahnede önümdeki masayı sinirle yumruklarken kırdım ve yere düştüm. Sol kolumu gerçekten kullanabildiğim aklıma gelseydi keşke. Edip'in yere düşmesiyle sonuçlanacak bir durum yoktu ortada.
DÖNEM PROJELERİNİ SEVİYORUM
Dönem projesinde yer almayı seviyor musunuz?
Çok seviyorum hem de! Hiç öyle kendini
oynadığı role kaptırıp içinde kaybolan
biri olmadım. Dolayısıyla 8'nci yüzyılda
olduğumu da düşünmedim hiç
ama kostümlerin bizi atmosfere sokma
açısından çok etkili olduğunu da kabul
ediyorum tabii.
Afife Tiyatro Ödülleri'nde de En Başarılı Genç Kuşak Sanatçı Ödülü'ne layık görülmüştünüz. Bu ödülü alınca neler hissetmiştiniz?
İnsan takdir edilince çok mutlu oluyor
tabii ki ama seneler içerisinde
oynadığım onca
oyunu, onca arkadaşımı,
onca kulis
ve turne anısını
düşünüyorum...
Aldığım
ödüllerin
aklıma
gelen
şeyler
listesinde
yeri bile yok. Tiyatro böyle muazzam
bir şey işte. Orada yaşanıyor her şey
ve bitiyor. O anın tekrarı mümkün değil.
Oyun bitiminde tonlarca övgü de alsan
bazen bilirsin ki bu gece olmadı! Bazen
alkış düşük gelir finalde ama bilirsin ki
başardım! Çok özlüyorum tiyatroyu.
Dizide rol arkadaşınız Ebru Şahin'le birçok sahnede karşılıklı oynuyorsunuz. İletişiminiz nasıl?
Ebru benim sadece partnerim, rol
arkadaşım değil. Arkadaşım. Çok keyif
alıyorum Ebru'yla oynamaktan da, sahneler
üzerine konuşup onları çalışmaktan
da.
'Destan' usta oyuncularla genç yetenekleri buluşturan bir kadroya sahip. Kadronun zenginliği hakkında neler söylemek istersiniz?
Müthiş bir konfor. Ansambl (bir dramatik
yapımdaki başlıca oyuncuların
aşağı yukarı eşit öneme sahip olduğu
durumdaki oyuncu kadrosu) oluşturamamış
işler bir kısır döngüye girmekten
kaçamıyor. Bunu oluşturabilmenin de en
makul yolu yetenek ve tecrübenin harmanlanması.
Bunu başaran bir proje oldu
'Destan'.
Dizinin çekimleri Bozdağ Film Platosu'nda gerçekleştiriliyor ve kamera arkasında çok yoğun bir emek söz konusu. Görkemli setlerde çalışmak nasıl bir duygu yaratıyor?
İlk gördüğümde gözlerime inanamadım.
Gerçekten muazzam. Şanslı hissediyorum
kendimi. İnsanın hayalindeki
performansı sergileyebilmesi
için çevresel faktörler de çok
önemli. Bu açıdan da
stresli açıkçası. Çünkü
o performansa erişemediğinizi
hissettiğinizde
çevresel
faktörleri suçlamaya
meyillidir
oyuncu.
Bozdağ Film
Platosu sizden
bu bahanelere
sığınma
lüksünü
alıyor.
BATUGA'NIN ÇOCUKLUĞUNU IZLERKEN AĞLADIM
'Batuga' babasının kendisini öldürmeye kastetmesi üzerine bir daha hiç konuşmamış. Kendinizi onun yerine koyduğunuzda neler hissediyorsunuz?
Kahredici bir durum. İçimde bir boşluk hissediyorum düşündükçe. Kendimi onun yerine koyunca savaşmak değil ölmek istiyor içim. Sarılmak istiyorum hayal ettiğim o çocuğa. Zor soğutuyorum kalbimi. 'Batuga' kadar becerikli değilim bu konuda. İlk bölümde özellikle 'Batuga'nın çocukluk sahnelerini izlerken tutamadım kendimi. Ağladım. Sonra baktım sağıma, Ebru'nun da gözler dolu. Hah dedim tamam, delirmemişim.
SABRINDAN ETKİLENDİM
'Batuga'nın en çok hangi özelliği sizi etkiledi?
Sabrı... 'Akkız'ın bir repliği vardı; "Sen nasıl dayandın?" diye soruyordu 'Batuga'ya. Uğrunda mücadele ettiği her şeyin onun karşısında saf tutuyor olmasına rağmen doğru bildiğinden hiç taviz vermeden bu kadar sabredebilmeyi göze almış olması hayranlık uyandırdı bende. Evet, sabır göze alınan bir şeydir. Meyvesini hiç vermeyebilir ve zaman sadece eksilir.
EŞİM AYŞE BENİM PUSULAM GİBİ
Ayşecan Tatari ile evlisiniz. İki meslektaşın evliliği nasıl?
Bizim için muazzam. Sürekli konuşuyoruz. Oyunculuktan bahsetmediğimiz bir gün yok. Hep konuşuruz birbirimizin işlerini. Birlikte de iş yapıyoruz çok. Birlikte oynadık, oyun çevirdik, oyuncu-yönetmen olduk... Çocuk oyununda prens-prenses bile olduk biz Ayşe'yle. 'Destan'ın da her bölümünü birlikte izliyoruz. Zaten emin olamadığım bir kısmı Ayşe'ye sormadan emin olamam yaptığımdan. Pusulam o benim.
Geçen yıl kızınız Müjgan dünyaya geldi. 'Kız çocukları babalarına düşkün olur' derler...
Hoş geldi! Ben ona çok düşkünüm vallahi! Seçimi de hiç ona bırakamam. Kusura bakmasın. Geçen rica ettim bir kere 'Baba der misin?' diye. Tam iki buçuk kez baba dedi. Bence o da beni seviyor.
Evde eşinize yardımcı olur musunuz? Çocuk bakımında başarılı mısınız?
Bu işler Ayşe'nin değil ki ben ona yardımcı olayım. Her çocuğun ihtiyaçları farklı oluyor tabii ama Müjgan'ın dilinden ve ihtiyaçlarından anlıyorum diyebilirim.